İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, efendim, ben de hepinize saygı sunuyorum.

Konuşmaları ben dinledim, daha önceki önergenin altında imzası olan iki isimden birisiyim. Cemal Öztürk Bey'in söylediklerine bütünüyle katılıyorum, çok güzel tafsilatlı izah etti, zaten gerekçesinde var, imza atmışız. Değerli Bakan Yardımcımız da biraz önce aslında bütün bütün yaptırımlardan azade kılmak niyetli olmadığını yaptığımız düzenlemenin, önceki düzenlemenin olduğu söyledi ve orada ilave altı aylık bir süre ve ilave bir buçuk yıllık en azami süreler verildiğini söyledi. Ama bütün bunlar Sayın Cumhurbaşkanımızca kâfi görülmemiş, yeterli görülmemiş, insan sağlığı çok çok daha evladır demiş, bizim için mühimdir, önemlidir dolayısıyla bu maddeyi kabul etmemiş Anayasa'nın vermiş olduğu yetkiye istinaden.

Şimdi, arkadaşlar şunu yapalım, burada muhalif cenahtan konuşanlar uzun zamandır hep şunun altını çizdiler: "Efendim, saray dikte ediyor, burası yapıyor." Oysa işte geldiğimiz nokta bunu gösterdi ki alakası yok. Burada milletvekilleri kendi hür iradeleriyle bunu yapabiliyorlar. Yaptık nitekim arkadaşlar, bakın, sadece bu değil, bu madde değil.

CAVİT ARI (Antalya) - O zaman şimdi yine "evet" diyecek misiniz?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Diyeceğiz, şimdi, konuşalım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arkadaşıyım ya.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, Uğur Bey benim kardeşim, onu kırmam ben.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Evet" diyecek tabii yani ne diyecek?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - O beni kırmadı, ben de onu kırmam.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Geneli üzerindeki görüşlerinizi alalım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, arkadaşlar, Kamil Hocam, daha önce başka maddelerde de tadilat yaptık; burada yapılıyor, Genel Kurulda yapılıyor çünkü kanun yapma süreçleri böyle işliyor. Öyleyse Cumhurbaşkanımızın şu tasarrufu, sizin daha önceki iddialarınızı boşluğa bıraktı. Böyle bir şey yok. Parlamentonun itibarını da biz burada temin edeceğiz, tam tersi şeyler söylüyorsunuz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz şu anda fikir değiştiriyorsunuz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, ben hepinize söz verdim, hiç kimse müdahale etmedi. Ne olur, lütfen dinleyelim. İsterseniz tekrar söz veririm.

Buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, arkadaşlar, ben Uğur Aydemir olarak konuşmuyorum, İbrahim Aydemir olarak konuşuyorum.

Şimdi, bu yeni önergenin altında benim imzam yok, Uğur Aydemir kardeşimin imzası var. Ben şunu söylüyorum arkadaşlar, şöyle yapalım: Samimiyet testinden geçmek için sabitkadem edelim, düşüncelerimizde sabitkadem edelim, ne diyorduk biz? Şunu yapıyorduk: "Efendim, Sayın Cumhurbaşkanı ne derse o oluyor." Yok, böyle bir şey kardeşim. İşte, biz burada 2 milletvekili o önergenin altına imza attık, getirdik buraya. 45 madde olarak gelmişti o torba, buradan ne çıktı? Burada 54 madde şekline geldi, Genel Kurulda nihai olarak.

CAVİT ARI (Antalya) - İlaveler de oradan geldi.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Demek ki buralarda ilaveler yapılabiliyormuş, demek ki buralarda çıkarımlar yapılabiliyormuş, yaptık bunları biz. Bunların hepsi Parlamentonun itibarını, milletvekillerinin itibarını gösterir. Milletvekillerinin ihtiyarlarıyla, kendi ihtiyarlarıyla, kendi istekleriyle kanun sürecine müdahil olduklarını gösteriyor arkadaşlar. Öyleyse bindiğimiz dalı kesmeyelim.

CAVİT ARI (Antalya) - Siz teklifinizde ısrarcı mısınız? Onu bilelim.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...

Bakın, biraz sonra Sayın Aydemir de dâhil olursa o zaman...

Buyurun ,bitirin Sayın Aydemir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, bakın, ben size bir şey söyleyeyim arkadaşlar. Bu tapuyla ilgili burada bir kanun görüşmesi yaptık, buradan geçti. Aşağıda ne oldu bu? Çıktı. Yani "Efendim, Cumhurbaşkanı dikte ediyor, böyle..." Hayır, böyle bir şey yok arkadaşlar. Biz milletvekilleri bu işlere müdahiliz ve bununla da arkadaşlar milleti temsil eden...

CAVİT ARI (Antalya) - Faturasını gördünüz de geri çekmek zorunda kaldınız.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Arı, lütfen müdahale etmeyin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ama böyle bir şey yok ki kardeşim, bir şey söylüyoruz burada.

Ben siz konuşurken hiç müdahale etmedim.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Bakın, Sayın Aydemir konuşuyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - "Bizim dediğimiz doğrudur." diye bir dayatma içerisine girmeyin lütfen, hakikat orta yerde. Buradan çıkan, üstelik de bizim imzamızla çıkan bir kanun Genel Kurulda da görüşülmüş, Sayın Cumhurbaşkanı anayasal yetkisini kullanarak veto etmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Lütfen tamamlayın Sayın Aydemir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bu şunu gösteriyor...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - İbrahim Bey, sorun şurada: Biz dediğimizde yanlış, Sayın Cumhurbaşkanı dediğinde doğru mu oluyor?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Sındır, şu anda bunun tartışmasını yapmıyoruz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sayın Bakan Yardımcımız, bizim yaptığımız...

CAVİT ARI (Antalya) - Biz onun yanlış olduğunu burada söylemedik mi?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Arı, lütfen, bakın görüşmeleri engelliyorsunuz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Böyle bir şey olmaz ki ya! Siz konuştunuz. Ben ne zamanki söz alsam böyle bir hâle geliyor arkadaşlar. Böyle bir şey olur mu ya! Bir defa bile karışmadık biz ya! Böyle şey olur mu!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir, bitirin konuşmanızı.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başlarken şunu söyledim: Sayın Bakan Yardımcımız biraz önce izah etti. Biz bu düzenlemeyi yaparken bütün bütün yaptırımsız bırakmadık ki zaten. Bir altı aylık süre verdik, en azami bir buçuk yıllık bir süreye muhatap ettik ama Sayın Cumhurbaşkanımız "Bu, yeterli olmaz." dedi, anayasal hakkını kullanıyor Sayın Cumhurbaşkanımız ve biz de bunu alıp başımızın üstünde taşıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Biz de size dedik, "Acımazsızsınız." dedik.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Şimdi, değerli milletvekili arkadaşım, lütfen, aklınıza geldiği an, bu Komisyonda aklınıza geleni söylemeyin. Bizim kendi usullerimiz var. Bakın, arkadaşlarınız burada, onlara danışın, sorun lütfen. Komisyonun usullerine göre hareket edin, rica ediyorum. Ben böyle bir toplantıyı yönetemem. Yani her dakika siz orada konuşuyorsunuz. Ne yapabilirim ben? Rica ediyorum ya! Ek söz istiyorsanız vereyim ben size.

Sayın Aydemir, lütfen tamamlayın.

Buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, ben de sizler gibi milletvekiliyim değil mi? Görüşmelerimi ifade etmek benim de en tabii hakkım. Ara ara tutanakları alıyorum, bakıyorum, arkadaş, bana verilmiş beş dakika sürede -birer satır- araya o kadar insan giriyor ki fikrimi, düşüncemi çok net, sarih izah edemiyorum, böyle bir şey olabilir mi? Kaldı ki burada direkt muhataplardan birisi benim çünkü teklifin altında imzası olan benim ya, müsaade edin de biz de konuşalım. Böyle bir şey olur mu?

Burada şundan rahatsızsanız, rahatsız olun; bakın, burada konuşmacılardan birisi dedi ki: "Cumhurbaşkanına teşekkür beklemeyin." Birisi dedi ki: "Alkış beklemeyin." Bu bir vicdan rahatsızlığı, bu izah vicdan rahatsızlığı. Cumhurbaşkanımızın bu tavrından dolayı mahcubiyetin dışa vurumu bu. Bundan dolayı sözümü kesiyorsanız eyvallah. Şunu söylüyorum, çok net bir biçimde söylüyorum: Süreç çok berrak, çok net bir şekilde yürüyor. Biz Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde anlattığımız hâlin hayata yansıdığını, yansımasını gösterdik. Cumhurbaşkanımız bunu veto ederek aslında kuvvetler ayrılığını, yasama ile yürütmenin buradaki tutumunun yeri geldiğinde farklılık göstereceğini çok net bir biçimde gösterdi.