KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, Değerli Bakan Yardımcıları, bürokratlar ve basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, sunumunuz için teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Konuşmama başlamadan evvel, bugün üzüntü verici haber aldık, 5 şehidimiz var; 3'ü yıldırım düşmesi sonucu, 2 şehidimiz de Şanlıurfa Akçakale Sınır Karakolu'na düzenlenen hain bir saldırı sonucu olmuş. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralı Mehmetçiklerimize de acil şifalar diliyorum.

"Kişilere ve eşyaya zaman ve yer yararı sağlamak" olarak tanımlanan ulaştırma, ulaşım ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte, giderek daha da artan şekilde stratejik bir sektör olarak ülkelerin gündemindeki yerini almaya devam etmektedir. Ekonomik ve sosyal hayatın ortaya koyduğu ihtiyacın karşılanmasına yönelik olarak oluşturulan ulaştırma altyapısı, üretim ve ticarette rekabet gücü kazanılmasına ve vatandaşın refah düzeyinin yükseltilmesine önemli katkı sağlamaktadır. Lojistik ve ulaştırma altyapısı ve hizmet sunumu gelişmiş olan ülkelerin ticaret faaliyetlerinin daha etkili ve verimli olduğu görülmektedir.

Şunu ifade etmek isterim ki Türkiye son yıllarda ulaştırma ve altyapıya ilişkin çok önemli, dünyanın en büyük projeleri kapsamında olan yatırımları gerçekleştirmiş ve aziz milletimizin hizmetine sunmuştur. Avrasya Tüneli, İstanbul Havaalanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, havaalanları, hızlı trenler ve bölünmüş yollar bu kapsamdaki önemli hizmetlerden sadece bazılarıdır. Bu vesileyle, tüm emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Dünden bugüne, bu ülkenin kalkınması, Türk milletinin refahı için taş üstüne taş koyan herkesten Allah razı olsun diyoruz.

Ulaştırma sektörünün ulaştırma ve depolama anlamında 2018 yılında gayrisafi yurt içi hasıla içerisindeki payı TÜİK verilerine göre yüzde 8,2 olmuştur. Ulaştırma yüzde 16,4'le hane halkı harcamalarında en yüksek payı olan harcama grupları arasında yer almıştır. 2018 Yılı Yatırım Programı'nda 3.212 projeye yapılan 88 milyar tutarındaki tahsis için de yüzde 32,8 oranındaki payla ulaştırma, haberleşme sektörü ilk sırayı almıştır ve yine 2019 Yatırım Programı kapsamındaki yatırım ödeneğinden en yüksek pay yüzde 31,1'le ulaştırma sektörüne ayrılmıştır.

Ülkemizin ekonomik hedeflerine ulaşmasında oynayacağı temel rol itibarıyla ulaştırma faaliyetleri hem verimliliğin artırılması hem de maliyetlerin azaltılması açısından tedarik zinciri içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bu anlayışla, ulaştırma politikalarının esası, ekonomik ve sosyal kalkınmaya destek olacak, millî menfaatleri koruyacak, güvenlik sisteminin taleplerini karşılayacak, vatandaşın refah düzeyini yükseltecek ve kullanıcıların memnuniyetini sağlayacak bir sistemin tesis edilmesi üzerine kurulmalıdır. Ulaştırma altyapısı geliştirilerek yaygın, hızlı, güvenli ve ucuz bir sistemin tesis edilmesi, ekonominin ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda modern bir taşıma ağının oluşturulması esas olmalıdır; ileri teknolojiyi kullanan, çevreye duyarlı, rekabeti tesis edecek, uluslararası ulaşım koridorlarıyla bütünleşen, yaygın, aynı zamanda katlanılabilir maliyette ve sanayiyi yönlendirecek bir yapıda olması sağlanmalıdır. Malın hasarsız, mümkün olan en kısa sürede ve ucuz bir şekilde üretim noktasından tüketim noktasına veya başka üretim sürecine taşınması söz konusu malın kalitesi ve fiyatı kadar önemli bir unsur hâline geldiğinden, rekabet gücünün önemli bir parçasını oluşturmaktadır. O sebeple, ulaştırma alt sistemlerinin birbirini tamamlayıcı nitelikte olmasına, deniz yolu-kara yolu ve deniz yolu-demir yolu kombine taşımacılığını geliştirecek projelere öncelik verilmelidir. Deniz ulaşımı imkânlarının olmadığı durumlarda ise demir yolu-kara yolu kombine taşımacılık sistemleri değerlendirilmelidir. Ulaştırma modları arasındaki dengesizliğin giderilebilmesi için demir yolu ve deniz yolu fiziki altyapısı geliştirilmeli, limanların demir yolu ile kara yolu bağlantıları güçlendirilmelidir. Kara yolunun esneklik avantajından, deniz ve demir yolunun hacim ve maliyet avantajından, hava yolunun ise sürat avantajından en iyi şekilde yararlanıldığı kombine taşımacılığı yaygınlaştıran ülkeler önemli bir rekabet avantajı da yakalayabilmektedir. O sebeple, ulaştırma planlarının kombine taşımacılığa uygun yapılması yerinde olacaktır.

Türk ulaştırma sektörünün ekonomik ve sosyal hayata katkıları, ulusal düzeyle sınırlı olmayıp jeostratejik konumu nedeniyle bölgesel ve küresel ekonomiye de katkı sağlamaktadır. Bu itibarla, Avrupa Birliği ülkeleri, yakın komşularımız, Karadeniz ve Akdeniz havzası ülkeleriyle ulaştırma sistemimizin entegrasyonu stratejik bir önem taşımaktadır.

Bu çerçevede 30 Ekim 2017 tarihinde resmî açılışı yapılan Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattı çok önemlidir. Bu hat, gerek ülkeler gerekse bölge için oldukça stratejik öneme sahiptir. Hat, Çin'den başlayarak Güneydoğu Asya ve Orta Asya ülkelerini, komşu ülkeleri, Türkiye üzerinden Avrupa, Orta Doğu ve Afrika'ya bağlamakta ve hat üzerindeki ülkelerin ekonomisine doğrudan ve önemli katkı sunmaktadır.

Bakü-Tiflis-Kars demir yolu, hem Pekin'den Londra'ya uzanan orta koridorun hem de Kazakistan'dan Türkiye'ye uzanan "demir ipek yolunun" stratejik bağlantı noktası, Çin ve Orta Asya ülkelerini Avrupa'ya bağlayacak köprüdür. Bu kapsamda, 15 Ekim 2019 tarihinde Çin'in Şian şehrinden yola çıkan yük treni 5 Kasımda Kars'tan Türkiye'ye giriş yapmış, Marmaray aracılığıyla İstanbul Boğazı'nı geçerek Avrupa'ya ulaşan ilk tren olmuştur.

Bu şekilde, Çin'den Avrupa'nın en uzak noktasına on sekiz günde ulaşılabilecek, Çin ile Türkiye arasındaki mal taşıması bir aydan on iki güne düşecektir.

Bu proje, 65 ülke, 4 milyarı aşan nüfus ve 21 trilyon doları aşan çevre ülkeler ekonomisiyle ve Atlantik gücünün oluşturduğu jeostratejik ve ticari alternatifle dünyanın en stratejik projelerindendir.

Bununla birlikte -konuşmanızda siz de ifade ettiniz- Bakü-Tiflis-Kars hattı üzerinden yapılan taşımaların hacminin artırılması ve demir yolu hattına, ticari bir ivme kazandırılması gerektiğini de vurgulamak isterim.

Dış ticarete konu olan malların üreticiye ve tüketiciye olan maliyeti içinde taşıma maliyetlerinin büyüklüğü ülkelerin rekabet gücünü de etkilemektedir. Bu çerçevede, kıtalar arası yolcu ve özel kargo taşımacılığında hava yolu, yük taşımacılığında ise deniz yolu neredeyse tek seçenek durumundadır.

Ülkemizde demir yolu taşımacılığı hem hat uzunluğu hem de hat kalitesi itibarıyla henüz yetersizdir. Demir yolu altyapısındaki bu yetersizlik, yolcu ve yük taşıma istatistiklerine de yansımaktadır. Demir yollarının yük taşıması içindeki payı, On Birinci Kalkınma Planı verisine göre 2018'de yüzde 5,15 olup oldukça düşük düzeydedir. 2023-2035 arası hedef yüzde 20'dir. Bugün itibarıyla Avrupa Birliği ortalaması da yüzde 17,3'tür.

Uluslararası hava trafiğinde ülkemiz önemli bir aktarma merkezi hâline gelmiştir. Hava yolu kargo taşımacılığı tarihsel gelişim süreci açısından diğer taşımacılık türlerine göre daha yeni olmasına rağmen, son yıllarda kullanım oranı giderek artan bir taşımacılık şekli olmuştur.

Türkiye'nin dış hat kargo yükünün önemli bir oranını yabancı hava yolu şirketleri taşımaktadır. Bu konudaki dış bağımlılığın giderilmesi için gerekli politika araçlarının devreye sokulmasına ihtiyaç vardır.

Posta sektörünün haberleşmedeki rolü giderek azalırken, posta hizmetleri, ticaretin ve kurumlar arası iletişimin önemli bir altyapısı hâline dönüşmüştür. Kurye, kargo ve lojistik sektörleri arasındaki sınırlar giderek belirsizleşirken, e-ticaretteki artış, sektörün büyümesine önemli katkı sağlamakta; bu eğilimin önümüzdeki dönemde de devam etmesi öngörülmektedir.

Deniz yolu ulaştırmasının faaliyet alanı uluslararası bir özellik taşımaktadır. Deniz taşımacılığının bittiği ve kara taşımacılığının başladığı kesişim noktası olan limanlar, ulaştırma kapasitesinin tanımlanmasında önemli bir yere sahiptir. 8.333 kilometre kıyı şeridi bulunan ülkemizde kıyı yapılarının ekonomik ve ticari hayatta çok önemli bir yeri bulunmaktadır. İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerle kıyaslandığı zaman, ülkemizin liman altyapı kapasitesinin yetersiz düzeyde olduğu görülmektedir.

Bölgesel konumu itibarıyla ülkemizin lojistik üs olma potansiyelinin tam anlamıyla değerlendirilmesi için farklı seçenekler devreye sokulmalıdır.

On Birinci Kalkınma Planı'nda da belirtildiği gibi, demir yolu yatırımlarında yük taşımacılığına odaklanılması, uygun yer ve ölçekte deniz yolu altyapısının geliştirilmesi, modlar arası taşımacılığın yaygınlaştırılması ve lojistik maliyetlerin azaltılması amacıyla önemli yük merkezlerine hizmet edecek iltisak hatları ve lojistik merkezler tamamlanarak yük taşımacılığında demir yolunun payı artırılmalıdır.

Ülkemizde dengeli bir modal dağılım için uzun dönemli planlamalar yapılmasına rağmen, artan ulaşım talebine karşı geliştirilen hızlı ve kısa vadeli yaklaşımlar nedeniyle tarihsel olarak kara yolu odaklı büyüyen ulaştırma sistemi kaynakların yoğunlukla kara yoluna tahsis edilmesine sebep olmuş ve hâlihazırda büyük bölümü yüksek hizmet seviyesinde bulunan kara yolu ağında arz fazlası oluşmuştur.

Şehirler arası yolcu taşımalarının yaklaşık yüzde 90'ı, yük taşımalarının ise yaklaşık yüzde 86'sı kara yoluyla gerçekleştirilmektedir. Ulaştırma sektörünün artan ticari hacmiyle birlikte enerji ihtiyacı da artış göstermiştir. Toplam nihai enerji tüketiminin yüzde 18'i ulaştırma sektöründe gerçekleşirken bu tüketimin yaklaşık yüzde 85'i de kara yolu ulaştırmasında gerçekleşmektedir.

Çevre yönünden değerlendirildiğinde ise, petrole dayalı enerji kullanımıyla ortaya çıkan hava kirliliği ve trafik tıkanıklıkları ile gürültü kirlilikleri kara yolu ulaştırmasının çevre üzerindeki olumsuz etkilerini teşkil etmektedir.

Diğer taraftan, mevcut ulaşım sistemimizde altyapı planlamasında koridor yaklaşımı yoluyla modlar arasında entegrasyonun sağlandığı en etkin çözümler yerine, birbirine rakip altyapılar inşa edilerek hem mevcut kaynaklar etkin kullanılamamakta hem de altyapı stoku gereksiz yere genişletilerek önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak bakım ve onarım maliyetleri artırılmaktadır. Bu çerçevede, ulaşım maliyetleri, erişebilirlik ve trafik güvenliği gibi unsurları temel alan ve türler arasında dengeli ve birbirini tamamlayıcı bir ulaştırma sisteminin uygulamaya konulması yönündeki ihtiyaç devam etmektedir. Ayrıca lojistikle ilgili yetkiler farklı kamu kurumları arasında dağıtılmış bulunduğundan etkin bir koordinasyonla lojistik mevzuatının düzenlenmesi, lojistik sektörüne yönelik standartların ve istatistiki altyapının oluşturulması yönündeki ihtiyaç da sürmektedir.

Sayın Bakanım, şoför esnafımızın bazı sorunları vardır. Yük ve yolcu taşımacılığında ucuz akaryakıt kuşkusuz, oldukça önemlidir. Nasıl gemilerde ucuz yakıt söz konusu ise bunu, kamyoncu, otobüsçü, minibüsçü ve taksici esnafımıza da sağlamamız gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca, şoför esnafımızın belli aralıklarda olmak kaydıyla kullandıkları tek ticari aracı değiştirmesi hâlinde ÖTV ve KDV avantajı sağlanmasını istiyoruz. Bu yönde bir çalışmanız oldu, bunun sürekli hâle getirilmesini ve birazcık daha avantajın artırılmasını önemli görüyoruz. Ayrıca, bu şoför esnafımızın emekliliklerinde esas olmak üzere, kendilerine yıpranma verilmesi üzerinde de çalışılmasının yararlı olacağını düşünüyoruz. Şoför esnafımızın ayakta kalabilmesi ve rekabet gücü imkânının sağlanabilmesi bakımından bu ve benzeri desteklerin önemli olduğunu düşünüyoruz.

Son olarak da seçim bölgem İstanbul'la ilgili birkaç hususa değinmek istiyorum. Öncelikle, Gebze-Halkalı banliyö hattı için teşekkür etmek istiyorum. Siz de konuşmanızda vurguladınız, vatandaşımızın ulaşım imkânının kolaylaştırılması açısından oldukça önemli bir hizmet sunmuştur.

Bir de, hatırlayacağımız gibi, 26 Eylülde İstanbul'da Silivri açıklarından 5,8 şiddetinde bir deprem yaşadık. Bu deprem çok şükür büyük bir hasar olmadan, can kaybı yaşanmadan atlatıldı, ancak bize bazı gerçekleri de gösterdi. Deprem sonrasında yaşadığımız en büyük sıkıntı, şehir içi ulaşımdaki tıkanma ve iletişimin olmaması olarak karşımıza çıktı; telefonlar kesildi, cep telefonları çalışmadı. O sebeple, bunun bir uyarı olduğunu düşünerek bu yöndeki tedbirlerin süratle alınmasının gerekli olduğuna da işaret etmek istiyorum.

Ben bir de şunu ifade ederek sözlerimi bitirmek istiyorum: Bir gazeteye verdiğiniz mülakatta İstanbul trafiğine yönelik çözümler önerdiniz geçtiğimiz günlerde. Bunlara ilişkin burada da açıklama yaparsanız sevinirim.

Ben bu düşüncelerle Bakanlığınız ve diğer kurumlarımızın 2020 yılı bütçelerinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum.