BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Sayın Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Bakanım, Sayın Bakan Yardımcılarım, kıymetli bürokratlar ve çok değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, sunumunuzu dikkatli bir şekilde dinledim. Ayrıca strateji belgenizi de kısmen inceledim. Bir buçuk yılda çok iyi işler yapmışsınız, gelecekte de iyi işler yapacaksınız, eminim. Ancak, projeleri teknolojiye uygulamak için yatırımcıları harekete geçirmeliyiz. Bakanlık, bağlı kuruluşlar, kalkınma idareleri, kalkınma ajansları, ilgili bakanlıklar, sektörlerden yararlanıcıları da işin içine dâhil ederek yumruğu bir yere vurmalıyız. İHA, SİHA, ATAK helikopterleri, uydu, savunma sanayisinde çağ atladık; gemi imalatında ileri bir seviyeye geldik. Yapınca oluyor, hem ihtiyacımızı görüyoruz hem de ihraç ediyoruz. Ama artık muhalefete karşı şu yerli otomobil işini bitirelim. -Ayrıca, buraya bir şey getirdim, bunu okuyayım da yine spontane konuşacağım- Yerli otomobil işini bitirelim, yapmalıyız. Hatta, savaş uçağımızın yanı sıra ticari uçağımızı da yapmalıyız. Yapabiliriz, yeter ki isteyelim, bizde bu kabiliyet var. Türk Hava Yolları yüzlerce uçak satın alıyor, Pegasus alıyor, milyarlarca dolar Amerika'ya, Avrupa'ya akıyor; "Biz yemedik, siz yiyin." diyoruz. Şu maket uçak ofiste akşama kadar bana bakıyor, ben uçağa bakıp üzülüyorum. Türk Hava Yolları da Pegasus da işin içinde olsun. Sadece bir organizasyon yapacağız Sayın Bakanım. Bizim Aydın'da parası olan kişiler yazlık alıyorlar, neden biliyor musunuz? Parayı ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bunları yönlendireceğiz. Ya da lüks araba alıyorlar veya affedersiniz, akşam meyhaneye gidiyorlar. Yani bunları yönlendireceğiz. Hem kendi ihtiyacımızı karşılayacağız hem de ihraç edeceğiz.

(Oturum Başkanlığına Kâtip Şirin Ünal Geçti)

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın vekillerim, biraz sessiz olalım lütfen.

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Bakın, sağlık sektöründe de... Şimdi, bir üniversitenin rektörüyle konuşuyorum, "Geçen seneki bütçen iyi mi?" diyorum "İyi, ödüyoruz." diyor. "Şu kadar borcu varmış hastanenin." diyorum "O, dönüyor." diyor. Sonra araştırdım ki üç yıl vadeli cihaz alıyorlarmış, bu tıbbi cihazları, ameliyatta kullanılan kapakçık, pil veya protez cihazlarını. Tabii, 5 liralık şey oluyor 10 lira, 30 lira, 50 lira. Sağlık Bakanımızla konuştum, o da dedi ki: "Market yapacağız, bütün malzemeleri herkes bir yerden alacak." Geçenlerde Devlet Malzeme Ofisiyle ilgili geçenlerde bir kanun teklifi geçirdik. Bunun yapılması lazım. Sağlık sektöründe de mutlaka yatırım yapmalıyız. Kendimiz üretebiliriz tıbbi malzememizi, onlardan da çok döviz kaçıyor, çok. Tıbbi malzemeler, cihaz, ilaçlar; sarf malzemelerinden dolayı milyarlarca dolar yine dışarı gidiyor. Bunları yapabiliriz, petrolü yapamıyoruz çünkü çıkarsa alacağız, doğal gaz tamam, onlar da mecbur ithalat ama bu şeyleri artık yapalım. Birçok üniversiteli mezunumuz var, işçilerimiz var, iş gücümüz var. Dolar dışarıya gidiyor. Özel hastaneler de bu işin içinde olabilir, onlar da sermaye koyar, bu sektörden yararlanacaklar.

Tarım ilaçları da aynı şekilde. Çiftçi "Yandım anam!" diyor çünkü döviz yükseldi. Bunları biz üretirsek daha ucuza mal ederiz, çiftçi de faydalanır.

Sıfır Atık Projesi de çok önemli. Ben on yıl belediye başkanlığı yaptım, belde belediyesi olduğu için yapamadım katı atık ayrıştırma tesisini. Evsel atıkları herkes tarlalara döküyor, birçok belediye, vahşi depolama yapıyor. Bunların çok büyük zararı var doğaya. Belediyeleri ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığını da işin içine dâhil ederek elektrik enerjisi üreten tesisler yapabiliriz, arıtma tesisleri yapabiliriz, makinelerini, imalatını. Hem işsizliği önleriz hem de kendi işimizi gördüğümüz gibi ihraç ederiz; kendimiz imal eder hem elektrik üretir hem de kimyasal gübrenin yüksek fiyatından dolayı, çiftçimize uygun organik gübre temin ederiz.

Tekrar söylüyorum: Yumruğu bir yere vurup yapmamız lazım.

Sayın Bakanım, bir de Aydın'a bekliyorum sizi. Vallahi, sahada görüyorum sizi, bazı şehirlerdeki sanayi tesislerinde, kuruluşlarda, hoşuma gidiyor. Vallahi çok iyi.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK - Elimden geldiğince.

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Siz herhâlde... Bakın, işin varsa başında, tarlan varsa içinde, teknen varsa nokta noktasında... Doğru mu? Çok güzel valla.

Teşekkür ediyorum bana söz verdiğiniz için, sağ olun.

Başkanım, benim tamam. Az laf çok iş.

Sayın Bakanım, bütçeniz de hayırlı uğurlu olsun.