NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli katılımcılar; tabii, adaletle ilgili söylenecek çok şey var; hukuk fakültesindeki eğitimden tutun hâkim, savcı atamasına kadar; Adalet Bakanlığı Müsteşarının Hâkimler ve Savcılar Kurulunun doğal üyesi olmasından tutun fakültelerdeki hukuk felsefesi derslerine ilahiyatçıların girmesine kadar. Ama bugün Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. O yüzden biraz uygulamadaki sorunlardan bahsetmek istiyorum hem kadınlarla hem çocuklarla ilgili.

24 Haziran seçimlerinden önce bir çalışma yapılmıştı, özellikle çocuk istismarlarıyla ilgili olarak kanunlarda değişiklikler içeren ve bütün partilerle görüşülerek de hazırlanan bir yasa fakat o raflarda yerini aldı. Şimdi yargı reformu paketiyle bazı hükümler getirilirken çocuk istismarıyla ilgili hükümler neden gündeme gelmiyor da tam tersine çocuk yaştaki evliliklerle ilgili af öne çıkıyor? Bu gerçekten bizim vicdanımızı sızlatıyor, onu özellikle belirtmek istiyorum. Yani geçen pakette uzman gözetiminde çocukların ifadesinin alınması gündeme getirildi. Bunun kadın mağdurlarla ilgili olarak da yasal değişiklikle ele alınması gerekiyor. Çünkü bakıyoruz, gerek koruma kararı olan kadınlar gerek karakolda ifadeye gidip oradan çıktıktan sonra öldürülen kadınları görüyoruz. Yasal değişiklikler yapılarak bu mağdurların bizzat şikâyetçi oldukları ya da huzurunda olduğu için olamadıkları kişilerin yanında değil, ifadelerinin yine daha özel alanda, belki de uzmanlar eşliğinde alınmasıyla ilgili yasal düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bazen şiddete maruz kalan kadınların şikâyetle ilgili taleplerini karakollarda bu konuda yeterince eğitim olmadığı için uygulayıcılar tarafından "İşte benim görev alanıma girmiyor, sen o mahalledesin, öbür karakola git, vesaire." gibi kadınlar oradan oraya tam da İstanbul Sözleşmesi'ne aykırı bir şekilde süründürülüyorlar maalesef. Yine uygulamada yeterince bu konuda eğitim olmadığı için özellikle kadın ve çocuklarla ilgili suçlarda maalesef sosyal medyadan tepki oluşturulup kamuoyu oluşturulmadıkça bu konuda duyarlılık söz konusu olmadıkça adaletin ağır işlediğini görüyoruz. Yani bir bakıyorsunuz Twitter'de ancak tepki gösterilip kamuoyu oluştuktan sonra şüpheliler tutuklanıyorlar ya da gözaltına alınıyorlar ya da diğer tedbirler alınıyor. Bu açıdan da adaletin işleyişinde aksaklıklar var.

Verdiğimiz kanun teklifleri var yani şart değil bizimkilerin getirilmesi ama illa birinci grubun -öyle diyeyim, iktidar partisi demeyeyim- vereceği teklifler geçecekse bu Meclisten, versinler, biz her türlü kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda kanun tekliflerini geçirmeye hazırız. Yani İnfaz Kanunu'nda değişiklikler yapılacaktı, örneğin çocuklarla ilgili, kadınlarla ilgili şiddet, istismar konusunda infaz süreleri artırılacaktı. Birtakım indirimlerle ilgili değişikler yapılacaktı ama bunlar bugüne kadar yani 27'nci Dönemden...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

(Oturum Başkanlığına Sözcü Abdullah Nejat Koçer Geçti)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, lütfen tamamlar mısınız sözünüzü.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) -...bir buçuk yılı aşkın bir süre geçti ama Meclisin gündemine gelmedi. Bununla ilgili sizden tabii ki yani yasa teklifini Meclisteki milletvekilleri sunacaklar ama sizin de reform kapsamında bu konuları özellikle ele almanızı ve uygulamadaki aksaklıkların giderilmesi için adli uygulayıcıların bu konuda eğitilmesinin şart olduğunu düşünüyorum. Bu konuda çalışmalar yapmanızı da özellikle bekliyoruz diyeyim.

Teşekkürler.