KOMİSYON KONUŞMASI

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Çok değerli Bakanım, Bakan Yardımcılarımız, çok değerli bürokratlar ve çok değerli basın mensupları, ben de İçişleri Bakanlığımızın 2020 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasın diliyor, bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum.

Sayın Bakanım ve çok değerli milletvekillerim, tabii, sabah saat ondan beri buradayız işin açıkçası, bu bizim ilk haftamız da değil, ikinci haftamız ama özellikle bir şeyi arz etmek istiyorum: Bugün sabah da Sayın Bakanımız gelince kendilerinden bir ricada bulundum, dedim ki: "Biz özellikle 2020 yılının Ağrı İshak Paşa Sarayı'nın yılı olması hasebiyle..." Kendileri de bu konuda yardımda bulundu. Bunun göstergesi şudur: Eğer bugün Doğubayazıt'ta, bugün Ağrı'da, bugün Doğu Anadolu'da, Güney Doğu Anadolu Bölgemizde terör olsaydı ben Sayın Bakana 2020 yılı Ağrı İshak Paşa Sarayı yılı olsun diyemezdim. Tıpkı bu sene Sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatları doğrultusunda 2019'un Göbekli Tepe yılı yapılması gibi. Dolayısıyla şudur: Bu devlet gerçekten terörü yendi. Ben bundan dolayı da huzurlarınızda Sayın Bakanımıza ve ekibine buradan teşekkür ediyorum. Ama bizim ikinci bir şeyle daha uğraşmamız lazım, o da terörizm ve terörizmi de yenebilecek tek şey ekmektir. Dolayısıyla bizim şunu yapmamız lazım: Ben Ağrı Milletvekiliyim, biraz önce Erol Hocam konuştu, Erol Hoca'nın şahsına gerçekten saygı duyarım ama şunu da istiyorum: AK PARTİ hükûmetlerinden önce kimse bu devlette Kürtçe konuşamıyordu. Elinizi vicdanınıza koyun, hepimiz bu bölgenin insanlarıyız. Siz yolda giderken eğer arabanızda bir kaset varsa polis çevirdiğinde bu kaseti nereye atacağınızı, nereye koyacağınızı düşünüyordunuz veya nasıl saklayabileceğinizi düşünüyordunuz. AK PARTİ hükûmetlerinden önce özellikle adliyelere taşınan isimler vardı, "Zozan" ismini kimse kendi çocuğuna koyamıyordu. Dolayısıyla şunu söyleyeyim: Belgelere baktığınız zaman, AK PARTİ hükûmetlerinden önce bir bakın; burada çeşitli milletvekillerimiz var, Erol Ağabey belki hayatı boyunca -SHP hükûmetleri döneminde, HDP döneminde Ağrı'ya geldiyse bilmiyorum ama- Ağrı'ya geldi mi bilmiyorum. Değerli arkadaşlar, bizim köylerimizde yol yoktu ya ama şu anda -Ağrı lokasyonunu söylüyorum- on yedi yılda gelen 17 katrilyon ve biz şu anda köy yollarına atılan sıcak asfaltta Türkiye 1'incisiyiz. Bakın, Sayın Cumhurbaşkanımız Rizeli. Şunu hassaten sizlerden istirham ediyorum... Elbette ki burada ayrı partiler olacak, elbette ki burada ideolojik partiler olacak. Avrupa'da olduğu gibi, dünyada olduğu gibi hepimiz aynı şeydeyiz ama şunu söyleyeyim: Kürtler üzerinde kimsenin kalkıp da kutsalları alet etmesinin hiçbir anlamı yok. Bizim kutsallarımız zaten bizimdir, kimsenin bunu sulandırmaya haddi de yok, had verebilecek bir düzeyleri de yok.

HÜDA KAYA (İstanbul) - Kur'an'ı meydanlarda biz sallamadık.

BAŞKAN - Müdahale etmeyelim, lütfen.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şunu arz edeyim: Bakın, sabah Sayın Bakanımız burada sunum yaptığında, sunumda bir kesit gösterdiler. Bizim şu anda lokasyon merkezinde, il merkezinde bu sene yaklaşık olarak, bakın, Nike'tan tutun bir sürü firmalarımız şu anda o bölgede yatırım yapıyor. Eğer devletin burada hâkimiyeti olmasaydı, Bursa'dan gelen, yabancı ülkelerden gelen insanlar bizim ilimize gerçekten gelip de yatırım yapabilirler miydi?

Değerli hazırun, şunu arz etmek istiyorum: Bu devletin toprakları Âliyye-i Osmâniyye'nin baki toprakları ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin topraklarıdır. Ama sizlerden ricam ve istirhamım: Birilerinin "insan hakları" deyip de beyninin arka lobunda terörün destekleyiciliğini yapmasını ben kaldıramıyorum ve Kürtleri de buna alet etmesini gerçekten kaldıramıyorum.

Geçen sene 24 Haziranda, bakın -ben burada yine aynı şekilde söyledim- Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesi, Çiftlik köyünde adamı sadece ve sadece derdi şuydu... AK PARTİ müşahidi yazılacak diye gecenin bir yarısında adamı evinden alıyorlar ve elektrik direğine bağlayıp tek bir kurşunla infaz ediliyor. Ya, demokrasi denilen bu mu? İnsan hakları denilen bu mu? Elbette ki bu devlet kendisini koruyacak. Bu devlet vatandaşını korumak zorunda.

Geçen hafta, arkadaşlar burada bir şey gösterdiler, özellikle Sur'la ilgili. Aslında ben bir gün Sayın Bakanımızdan gerçekten bunu da bekliyordum. Belki geçen sene yaptıklarından dolayı onu sunmadılar. Sur içinde bir kesit gösterdiler, işte şu kadar sıra dökülmüş. Geçen hafta da onu gösterdi. Bakın, en son bizim Hükûmetlerimizin yaptığı. Ama şu var, bir de Kürtlere reva görülen bir şey var değerleri kardeşlerim.

Bu ülkede "Ben baldıran zehri içerim ama ben bu sorunu çözerim." diyen bir tek Recep Tayyip Erdoğan'dır. Eğer Tayyip Bey'den önce bu cümleyi kullanan bir insan varsa, bir devlet yetkilisi varsa bakın, bugün hepimiz buradayız... Benim 2'nci dönem milletvekilliğim. Daha önce burada çalıştığımız, bakın, çok takdir ettiğim Bülent Kuşoğlu Bey var burada CHP Milletvekili, devlet adamı. Burada yine, siyasi partilerimize olan mensup kardeşlerimiz, ağabeylerimiz var, çıkıp söylesin. Gerçekten, Tayyip Erdoğan kadar ayrımcılık yapmayan, insanları bir araya getiren, herkesin hakkını veren, Alevi olsun, Sünni olsun, Kürt olsun, Türk olsun vesaire, ne olursa olsun, çıkan hiçbir kimse olmadı burada.

Bakın, özellikle hendeklerle ilgili burada aslında Sayın Bakanımız açıklasaydı... Ama açıklamadığı için ben söyleyeyim: Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Muş, Şırnak, Van, bakın toplam görevli şehit 264, yaralı 2.110. Sivil 28, yaralı 224. Müdahale edilen barikat sayısı 2.691, etkisiz hâle getirilen bomba düzeneği 5.878. Bu devlet bunu yapmadı orada. Değerli hazırun, değerli milletvekilleri, bunu yapan dışarıdan gelip de "Ya, biz bu devleti yıkacağız." diyen insanlardı.

Ben bu vesileyle 2020 yılı İçişleri Bakanlığımızın Bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.