| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b)Emniyet Genel Müdürlüğü c)Jandarma Genel Komutanlığı ç)Sahil Güvenlik Komutanlığı d)Göç İdaresi Genel Müdürlüğü e)Afet ve Acil Durum Yönetimi Müsteşarlığı f)Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı g)Özel İdareler ve Belediyeler Kefalet Sandığı Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 20 .11.2019 |
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Çok saygıdeğer Bakanım, sayın milletvekillerimiz, değerli Bakan Yardımcılarımız, çok değerli basın mensupları; ben de hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, İçişleri Bakanlığımızın 2020 yılı bütçesini görüşüyoruz; inşallah ülkemize, vatanımıza, milletimize hayırlar getirir.
Tabii, sunumunuzu dikkatli bir şekilde takip ettik, gerçekten çok fevkalade bir sunumdu. Özellikle büyüyen ve güçlü Türkiye'nin 2023, 2053 ve 2071 vizyonunu tam da bire bir ifade eden bir sunumdu. Bu sunumdan dolayı konuşmalarımın başında size ve ekibinize teşekkür ediyorum.
Aslında biz sizi zaten sahada takip ediyoruz, gerçekten çok çalışıyorsunuz, Allah nazardan saklasın, çok inanılmaz bir enerjiniz var. Kâh bir afat bölgesinde vatandaşlarımızın yanındasınız ya da Mehmetçiğimizle bir iftar sofrasındasınız veyahut da yurdun herhangi bir yerinde bir uygulamadasınız. Rabb'im sizleri ve güvenlik güçlerimizi gerçekten nazarlardan korusun, saklasın; bu müspet hâlinizin, bu müspet duruşunuzun düşmana korku, dosta güven verdiğini ben burada bir kere daha ifade etmek istiyorum.
(Uğultular)
(Oturum Başkanlığına Kâtip Şirin Ünal geçti)
BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, biraz sessiz olalım.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Tabii, bugün çok önemli konuşmalar ifade edildi gerek iç politikayla ilgili gerekse güvenlik politikalarıyla ilgili. Ben, çok farklı olmamakla birlikte, özellikle ülkemizin bulunmuş olduğu durumu bir iki cümleyle ifade etmek istiyorum. Tabii, ülkemiz, hem jeopolitik hem jeostratejik açıdan gerçekten çok özel bir noktada bulunuyor; kadim bir coğrafyada yaşıyoruz, yine medeniyetlerin kavşağı bir noktadayız, enerjinin ve nüfusun yoğun ve hareketli olduğu bir alanda yaşıyoruz ve özellikle vekâlet savaşlarının ve ticaret savaşlarının çok yoğun yürüdüğü bir alandayız. Belki de en önemlisi, dünyada ilk defa sınırımızda bir terör örgütü devleti kurma girişimi oldu. Şükürler olsun ki sizler ve güvenlik güçlerimiz böyle bir tehlikeyi bertaraf ettiniz.
Yine, ayrıca, şunu da ifade etmek istiyorum: Uluslararası sistem hızlı ve köklü bir dönüşümden geçmekte, yükselen güçlerin nüfus kazanmalarıyla uluslararası güç dengeleri yeniden şekillenmektedir. Bu hızlı değişimin etkileri en ağır ve kuvvetli biçimde yakın coğrafyamızda görülmektedir. Yakın çevremiz terör, radikalleşme, yasa dışı göç, insani krizler, çevre sorunları gibi ciddi sınamalarla çevrilidir. Türkiye, etrafındaki ateş çemberinin içinde bölgesel barış ve istikrarı tesis için çaba göstermektedir. Bu çabalarımız "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesini bir kere daha dünyaya gösterme gayretidir.
Sayın Bakanım, bu yüzden bizler, bu bölgede, bu coğrafyamızın bir kaderi olarak çok güçlü, çok iri ve çok diri olmak zorundayız çünkü cennetmekân Abdülhamit Han'a soruyorlar azledildikten sonra: "Osmanlı'nın içerisindeki bu karışıklıklar ne zaman son bulacak?" O da bir cümleyle "Kıyamete kadar." diyor. "Niye?" diye sorulduğunda "Çünkü atalarımız öyle bir yere çadır kurmuş ki kıyamete kadar bizim iç ve dış düşmanlarımız eksik olmayacak." O yüzden güvenlikçi politikalarımızla, o yüzden çok güçlü olarak bu bölgede durmak zorundayız.
Bu coğrafyada biz, Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifadeleriyle tarihî sorumluluğumuzun ve yükümlülüğümüzün de farkındayız; bunu çok iyi biliyoruz. Çünkü 1071 yılında Alparslan Anadolu'ya girerken beyaz elbisesiyle girmişti ve ceddimiz o dönem de bu coğrafyada yaşamanın ağır bedelini ödemişti. Yine, bütün süreçlerde biz bunu yapmıştık. Çanakkale'de Seyit Onbaşı o 250 kiloluk top mermisini omuzlarken, sırtlarken 250 bin şehidimizle bu coğrafyada yaşamış olmanın ağır bedelini bir kere daha ödemiştik. Özellikle Millî Mücadele döneminde bütün savaşlarda, Kurtuluş Savaşı'nda, Dumlupınar'da ve Sakarya'da Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türkiye'de de yine yüz binlerce şehit vererek biz bu coğrafyadaki o ağır bedeli ödemiştik.
Son olarak 251 şehidimizle ve binlerce gazimizle ve Türk milletiyle Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğindeki Türkiye'de hain FETÖ darbe girişimini de yaşayarak bu coğrafyada kanımızla, canımızla bu bedeli bir kere daha ödemiştik.
İşte değerli milletvekilleri, çok Saygıdeğer Bakanım; şunu herkes çok iyi bilmeli ki bizler bu bölgede, Alevi'siyle, Sünni'siyle; Kürt'üyle, Türk'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle; bütün dini ve etnik yapılarıyla sonsuza kadar, kıyamete kadar birlikte olacağız; bizler bu ay yıldızlı Türk Bayrağı'mızı kıyamete kadar bu topraklarda dalgalandıracağız, o "Korkma..." diye başlayan İstiklal Marşı'mızı yine kıyamete kadar okuyacağız ve minarelerimizden günde 5 sefer yankılanan o ezan sesini yine kıyamete kadar bizler bu coğrafyada inşallah seslendireceğiz.
Yine, sabah bir konuşmacımız ifade etmişti; terörün dini, dili, ırkı olmaz. Tabii ki terör dinsizdir, imansızdır ve bizim güvenlik güçlerimiz de terörün sonunu ve kökünü inşallah tek bir terörist kalmayıncaya kadar, sonuna kadar getirecektir.
Sayın Bakanım, ben konuşmamın sonunda, özellikle sabah Bursa'da yaşanmış bir olayla ilgili bir hususu da okuyarak dikkatlerinize arz etmek istiyorum: "Ölüm vakti geldi, saat birde ölüm zamanın... Ölüm vaktin gelecek... Testere... Yarın bittin... Ölüm zamanın, ecel zamanın geldi." şeklinde tehdit içerikli bir yazı yazılmış. Yazı yazılan binanın yanında bulunan binada Suriye uyruklu bir şahsın işlettiği bakkal dükkânının kamerasında yapılan çalışmalarda bu yazıların 30/9/2019 günü saat 21.00 sıralarında 9-10 yaşlarında 5 çocuk tarafından yapıldığı görülmüş. Yapılan çalışmayla çocuklar tespit edilerek aileleri nezaretinde Çocuk Şube Müdürlüğüne davet edilmiş. Yapılan mülakatta oynadıkları bir bilgisayar oyunundan öğrendikleri bu cümleleri, yüksek sesle müzik dinledikleri için kendilerine kızan Suriyeli bakkalın sahibine tepki amaçlı yazdıklarını ve yazdıkları yerde Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Bursa Şube Başkanı "Ali Öztürk" isimli şahsın oturduğunu belirtmektedirler. "Ali Öztürk" isimli şahsı tanımadıklarını beyan etmişlerdir. Cumhuriyet Başsavcılığının talimatlarıyla yapılan bu görüşmenin ardından çocukların kimlikleri tespit edilerek ailelerine teslim edilmişlerdir. Tabii, bu devam ediyor. Cemevinden ayrılacağı esnada olayın faili olan yaşı küçük çocuklardan birisinin dedesi, birisinin de babası cemevi önüne gelip müşteki Ali Öztürk'ten özür dilemişlerdir. Çocukların bir kastı olmadığını, oyun amaçlı böyle bir hata yaptıklarını, komşu olduklarını ve birbirlerini tanıdıklarını beyan ederek özür dilemişlerdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Vekilim, ilave bir dakika veriyorum. Tamamlayın lütfen.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ali Öztürk'le selamlaşarak cemevi önünden ayrılmışlardır.
Değerli arkadaşlar, bu tip hassas konuları siyasetin bir malzemesi yapmamak lazım. Konuşmamın başında da ifade etmiştim, biz Türk milleti olarak biriz, beraberiz, iriyiz ve diriyiz ve hep birlikte Türkiye'yiz.
Ben İçişleri Bakanlığımızın bu bütçesinin bir kere daha hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.