KOMİSYON KONUŞMASI

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Çok Değerli Başkanım, çok Değerli Bakanım, Bakan Yardımcılarım, çok değerli bürokratlarımız, Komisyonumuzun değerli üyeleri; ben de sizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Evet, bugün sabahleyin Sayın Bakanımızın sunumunu izledik. Gerçekten, Bakanlık olarak çok kapsamlı ve iş yükü ağır bir Bakanlığına sahipsiniz, aslında çok da önemli bir Bakanlığa liderlik yapıyorsunuz. Önemli bir Bakanlık gerçekten. Şöyle baktığımızda, özellikle iş dünyasını, iş gücünü, çalışanları ilgilendiren önemli bir Bakanlık. Aynı zamanda aileyi, toplumu yani bu toplumun temel ana unsuru olan aileyle ilgilenen ve tabii ki sosyal devletçiliğin en önemli unsurlarından biri olan Bakanlık. Bu anlamda da şöyle baktığımızda sunumunuzda, her konuda birçok çalışma yapılmış, teşekkür ediyorum.

Tabii, ben burada Sayın Bekaroğlu'na bir şey söylemek istiyorum: Sayın Cumhurbaşkanımızın işte "Bay Kemal" dediğinden dolayı hakaretle nitelendirmenize karşın aynı ithamda siz de bulunarak "Bay Recep" diyerek siz de hakaret etmiş bulunuyorsunuz, aynı söylem içerisinde. O yüzden tabii ki bunun da hakaret olduğunu size belirtmek istiyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hakaret değil ki, mahkemeler bunun hakaret olmadığına karar vermiş. Bundan sonra Sayın Cumhurbaşkanına, AK PARTİ Genel Başkanına "Bay Recep" diyeceğiz.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Müsaade ederseniz.

BAŞKAN - Lütfen Sayın Bekaroğlu, lütfen...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Evet, tabii ki ülke olarak şimdi şöyle bir baktığımızda, bu göreve geldiğimizde...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) -Bunu hakaret kabul ediyorsanız Sayın Cumhurbaşkanının yaptığı da hakaret.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Sayın Sındır, müsaade ederseniz.

...bu ülkede maalesef ki gerçekten, sosyal güvenlik sistemi açısından, o kuyrukları, insanların maaşlarını bile alamadığı, bakın, devlet memurlarının maaşlarını bile alamadığı, maaşlarını ödemek için devletin IMF'ten borç kullandığı günlerden, bugün sosyal sistemde öyle bir değişiklik yaparak, bunları tek çatı altında toplayarak bugün, çok şükür, hem engelliler konusunda hem emekliler konusunda çok büyük çağ atladık.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bugün kuyruklar İŞKUR'un sırası önünde, kuyruklar İŞKUR'un önünde.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, lütfen ya, lütfen ya. Siz konuşurken kimse müdahale etti mi, lütfen.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Şunu söyleyeceğim: 18 yaşın altında olan vatandaşlarımızı yüzde 100 sosyal güvenlik sisteminden yararlanır bir duruma getirdiğimizi ifade etmek istiyorum.

Tabii, ben size işsizlikle ilgili rakamlardan bahsetmek istiyorum, ülkemizdeki işsizlik oranlarından. Biliyorsunuz, Yeni Ekonomik Program'la 2018 için yüzde 11,3 öngörülmüş ve işsizlik oranı bu öngörünün altında yüzde 11 olarak gerçekleşti. 2019 Ağustos döneminde ise yüzde 14 seviyesinde, geçen yılın aynı dönemine göre 2,9 artışla bu gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, iş gücü piyasasına ilişkin değerlendirmelerde de sağlıklı yorumlarda bulunabilmek için bütüncül bir yaklaşımla tüm temel göstergelerin göz önüne alınması gerektiğini düşünüyorum. 2018 yılında iş gücümüz 631 bin, istihdamımız 549 bin kişi arttı; istihdam oranımız ise 0,3 puan artarak yüzde 47,4'e yükseldi. 2019 Ağustos döneminde de iş gücümüz 191 bin kişi artarak 33 milyonun üzerine çıkmıştır. 2007'den 2018 sonuna kadar yaklaşık 8 milyon kişiye ilave istihdam sağlayarak istihdam artışında AB ülkeleri arasında 1'inci olmayı başardık. İş gücü piyasamıza bütüncül bir perspektif ve rakamlarla bakıldığında mevcut tablo daha iyi anlaşılacaktır Sayın Bekaroğlu. OECD verilerine göre, Türkiye, 2007-2018 yılları arasında genç iş gücünü ve genç istihdamını en fazla artıran ülke olmuştur. Söz konusu dönemde genç istihdamımız 622 bin kişi artarak 4 milyon 119 bin kişiye yükselmiştir. Aynı dönemde genç iş gücü ise 934 bin kişi artarak 5 milyon 160 bin kişiye ulaşmıştır. EUROSTAT verilerine göre de 2007-2018 yılları arasında yükseköğrenim mezunu istihdamımız 3 milyon 840 bin, iş gücümüzü ise 4 milyon 506 bin kişi artırmış durumdayız. Söz konusu artışların her ikisinde de ülkemiz, İngiltere'den sonra AB'ye üye ve aday ülkeler içinde 2'nci sırada yer almaktadır. Ülkemiz yine 2007 ile 2018 yılları arasında kadın iş gücü sayısında yaklaşık 4,5 milyon kişi artırmayı başarmıştır. Son on iki yılda kadın iş gücündeki artışla OECD üye ülkeler arasında Türkiye ABD'den sonra 2'nci sıradadır.

Yine OECD verilerine değinmek istiyorum, son on iki yılda kadının iş gücüne katılım oranını en fazla oranda artıran ülke Türkiye olmuştur. 2007'de yüzde 23,2 olan kadın iş gücüne katılım oranı 11 puan artarak 2018'de yüzde 34,2'ye yükselmiştir. Yeterli midir? Evet, yeterli değildir ama birden böyle olmaz. Bu da Bakanlığımızın kadın istihdamına ve iş gücüne verdiği destekler sayesinde olmuştur. Bu anlamda da teşekkür etmek istiyorum. Söz konusu dönemde yine ülkemiz kadın iş gücü sayısını yaklaşık 4,5 milyon kişi artırmayı başarmıştır. Bu yıl uygulamaya konulan yeni destekler ve aktif iş gücü politikalarıyla bu olumlu tabloyu sürdürmek adına Hükûmetimiz çalışıyor.

Ülkemizin maruz kaldığı ekonomik saldırılar karşısında insanımızı korumak için istihdamı koruyucu uygulamalara ağırlık verilmektedir. Geleceğe dair üst politika belgelerimizde belirlenen bir dize hedefi de sizlerle paylaşmak istiyorum: YEP'e göre işsizlik oranımızı 2020'de yüzde 11,8'e, 2022'de yüzde 9,8'e; 2022'de istihdamımızı 31,5 milyon kişiye, istihdam oranımızı da yüzde 49,1'e yükseltmeyi hedeflemekteyiz, çok şükür hedeflerimiz var. İş gücüne katılım oranımızı ise yüzde 54,5'e yükseltmeyi öngörmekteyiz.

2002'den 2019 Ekim sonuna kadar toplam 7 milyon 884 bin 994'ü özel sektörde olmak üzere, 8 milyon 528 bin 386 vatandaşımızı İŞKUR aracılığıyla işe yerleştirdik. Mesleksizlik ve tecrübesizlik sorununa çözüm üretmek maksadıyla 2002'den 2019 Ekim sonuna kadar toplam 3 milyon 592 bin 458 vatandaşımızı aktif iş gücü programlarımızdan yararlandırdık. Nitelikli insan ve güçlü toplumun inşası için başta doğrudan üretime yönelik imalat ve stratejik öneme sahip bilişim gibi alanlar olmak üzere millî ekonomimizin oluşmasına katkı sağlayan stratejik sektörler odaklı politikalara ağırlık vermekteyiz. Dijital dönüşümün iş gücü piyasamıza etkilerini avantaja çevirmek için de gereken tedbirler alınmakta, nitelikli insan, uyumlu aile, güçlü toplum hedefi doğrultusunda iş gücümüz güçlendirilmektedir. Geleceğin meslekleri kurs ve programlarında 2019 Ekim itibarıyla 4.967'e gencimize, Nitelikli Bilişim Uzmanı Yetiştirme Projesi'yle de 2015'ten bu yana 7.748 gencimize eğitim verilmiştir.

Tabii, bunun haricinde Bakanlığımız olarak çocuklarımızla ilgili de çok önemli çalışmalarımız vardır. Sayın Bakanımız sunumunda da bahsetti -bugün sabahki sunumunda- 17 binden fazla sokaktaki çocuğumuza ulaşılmış durumda. Onların da iş gücüne katılımıyla ilgili ciddi çalışmalar var.

Bir de ben sizlere reel rakamlardan bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz, net asgari ücrette reel olarak -bunun altını çiziyorum- göreve geldiğimiz dönemden bugüne kadar yüzde 142,47 oranında artış vardır. Yine, hükûmetlerimiz döneminde ortalama memur maaşı reel olarak yüzde 65 oranında artmıştır. Yine emekli maaşlarına baktığımızda, Emekli Sandığı için yüzde 48, SSK, işçiler için yüzde 73, SSK tarım işçileri için yüzde 102, BAĞ-KUR'lu esnaf için yüzde 171, BAĞ-KUR tarım işçileri için yüzde 397 olarak reel anlamda artmış durumdadır.

Tabii, Bakanlığımızın çocuklarımız için çok önemli faaliyetlerinden biri de 2015 yılında sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinde çalışan çocuklarımızın çalışma koşullarının iyileştirilmesiyle ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Çocuk işçiliği konusunda da Bakanlığımızın ciddi anlamda mücadelesi devam etmektedir. Ben bu anlamda kendilerini takdir ediyorum.

Kadınların iş gücüne, kadınların ve gençlerin iş gücüne katılmasıyla ilgili olarak, gençlerimizle ilgili, özellikle KOSGEB destekli ve gençlerimizin iş hayatına kazandırılmasıyla ilgili çok büyük kredi desteklerimiz devam etmektedir, aynı şekilde kadınlarımızla ilgili. Açıkçası ben şunu ifade etmek istiyorum: Gerçekten kadınlar noktasında hem siyaset hem de pozitif ayrımcılık teriminin ben, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın sayesinde bu ülkenin gündemine girdiğini düşünüyorum.

Engellilerle ilgili yapılan çalışmalara gelince: Bu ülkede inanın, gerçekten engellilerin sokağa çıkmasını sağladık, bu konuda asla mütevazı olamayacağım. Gerçekten bugüne kadar 106.422 engelli vatandaşımız aktif iş gücü hizmetlerinden yararlandı ve 395.879 engelliyi de istihdam etmiş durumdayız. Engellilerimiz önceden, biliyorsunuz, engelli istihdamını teşvik edici kanuni düzenlememizle birlikte iş yerlerine korumalı iş yeri çalışmasını getirdik. Aynı zamanda, evde engellilere bakımla ilgili çok ciddi anlamda yardımda bulunduk. Bir örnek vermek istiyorum: Geçen sene bir evi ziyaret ettiğimde, yengesine bakıyordu bir beyefendi. Dedim ki: "Ne kadar güzel, tertemiz bakıyorsunuz." Dedi ki bana: "Ben bakmıyorum Sayın Vekilim, devletimiz bakıyor. Allah devletimizden razı olsun." Yengesine bakıyordu yani amcasının eşine.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen toparlayın.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Tamam, toparlayacağım.

Amcasının çocukları yoktu, amcasının eşine bakıyordu. Beyefendinin eşi bir fabrikada çalışıyordu, kendisi de amcanın eşine bakıyordu ve gerçekten hiçbir şekilde istismar etmeden. Bu konuda da çok ciddi takipler var.

Aslında ben iş güvenliğiyle ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum Başkanım, rakamlardan bahsetmek istiyorum iş kazasıyla ilgili. Bu anlamda, gerçekten Avrupa Birliği standartlarında çok önemli bir düzenleme yaptık biliyorsunuz. İş kazası oranlarından bahsedeceğim: 2002'de iş kazası oranı yüzde 1,4 iken 2017'de yüzde 0,96 oldu. Ölümlü iş kazası oranı 2002'de 100 bin işçide 22 iken 2018'de 8,7'ye düşmüştür. 2013 yılında 28.931 olan iş güvenliği uzmanı sayısı 2018 yılı itibarıyla 71.996'ya ve 9.652 iş yeri hekimi sayısı 29.689'a; 1.017 olan ortak sağlık ve güvenlik birimi sayısı 2.447'ye yükselmiştir. Bunlar böyle birden olmuyor, doğru değil, tamamen Bakanlığın rakamlarıdır. Bu rakamlar birden düşmedi, bu rakamlar tamamen bizim uyguladığımız politikalar neticesinde bu oranlara gelmiştir.

HABİP EKSİK (Iğdır) - O veriler yalan, yalan. Doğru veri vermemişler size. Bakın, meslek hastalığıyla ilgili "sıfır" diyor, imkânsız.

BAŞKAN - Sayın Eksik, lütfen...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ben sözlerime burada son verirken Sayın Bakanımızın nezdinde Bakanlık bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Konuşacak çok söz vardı ama süre kısıtlı.

Teşekkür ediyorum.