KOMİSYON KONUŞMASI

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli bürokratlar; hoş geldiniz, herkesi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle bir öğretmen olarak yaklaşan Öğretmenler Günü nedeniyle programınızın, planınızın, öğretmenlik mesleğini ve öğretmenlere dönük çalışmalarınızın ne olacağını bilmek isteriz. Geçen yıl Öğretmenler Günü'nden önce bir müjdeniz olduğunu söylemiş ama bu konuda herhangi bir şey yapmamıştınız.

İkincisi: 3600 ek göstergeyle ilgili olarak iktidar, muhalefet, bizler, en az 6.666 kere dile getirdik ama bu 3600 ek göstergeyle ilgili maalesef bir gelişme söz konusu değil.

Üçüncüsü: Sizin cümlenize "Bilimsel ve pedagojik gelişmeler dikkate alınmalı." aynen katılıyorum, eğitim biliminin temelini teşkil eden bir vurgudur. Fakat size şu an söyleyeceğim bir nefret suçu sistematik olarak eğitim ortamında işlenmektedir. İsim veriyorum: Adıyaman Gölbaşı ilçesi Belören Çok Programlı Anadolu Lisesinin müdürü Alevi öğrencileri namaz kılmaya zorlamakta, camiye götürmeye zorlamaktadır. Bu bir nefret suçudur. Bu, inancı dışında başka bir şeye zorlamadır. Bu sistematik olarak okullarda zorunlu din derslerinde yapılıyor. Zorunlu din dersinin Millî Eğitim Bakanlığındaki uygulaması maalesef Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararına göre değil, daha çok Diyanetin fetvalarına ve benzeri anlayışlara göre yapılıyor. Zorunlu din dersi kapsamında zorunlu din dersinin içeriğine dâhil edilen Alevilikle ilgili okuma parçaları, materyaller, görseller, Alevilik inancıyla alakası olmayan kişilerin vermiş olduğu şeylerdir maalesef. Vekilimiz Sayın Garo Paylan sizi bir azınlık okuluna davet etti, ben de sizi bir cemevine davet ediyorum. Lütfen, bir cemevine gelip Alevi toplumunun inancını ve erkânını görmenizi, bu farktan hareketle Alevi öğrencilere farklı yaklaşım olması gerektiğine kani olmanızı düşünüyorum.

Bakınız, 3 Haziran 2012 tarihinde Alevi açılımı, Roman açılımı, Kürt açılımı diye başlanılan ve sonra buharlaşan süreçler neden buharlaşmıştır? Bunun bir iyi niyet gereği olarak, örneğin Alevi açılımıyla ilgili olarak Hacıbektaş ilçesine Hacı Bektaş Veli doğa ve toplum bilimleri üniversitesi kurmak ve burada tüm inançlarla birlikte Alevi inancının tarihini ve erkânını da işlemek olmaz mı, yine, Doğubeyazıt'a, Ahmedi Hani halk bilimleri üniversitesi kurmak ve bu üniversitede eğitimi Kürtçe yapmak ve yine burada tabii ki farklı kültür ve dilleri de işlemek olmaz mı?

Eğitim programında "Değerler Eğitimi" adı altında bir başlık var fakat bu değerler içerisinde çok değerli olan ve değersiz olan değerler var. Biz Alevilerin değerleri burada değerli değerler arasında maalesef gösterilmiyor, ıskalanıyor, öteleniyor, iteleniyor, rencide ediliyor. Küçücük bir çocuğun inancı nedeniyle yaşadığı ızdırabı bir eğitim bilimci, bir psikiyatrist, bir psikolog, bir eğitim insanı olarak tahmin etmeniz gerektiği kanısındayım, tahmin ettiğinizi de düşünüyorum.

Yıllarca eğitim sistemine, eğitim ortamına öğretmen olarak hizmet etmiş, ders kitabı yazmış, sizinle çalışma olanağı da bulmuş bir kişi olarak -sizin şahsınızı ben çok iyi tanıyorum- bakınız ilk toplantıda "Bakan değil, gören olacağım." dediniz, bizim Alevi dilinde "Gören gözlere aşk olsun." derler ama Sayın Bakan, üzülerek söylüyorum ki bazı şeyleri görmekte eksik kalıyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım Sayın Bülbül.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Tamamlıyorum, teşekkür ediyorum.

Şu anda üzerine konuştuğumuz eğitim sistemi, eğitim programı, Bakanlığınızın yürütmüş olduğu tüm faaliyetler baştan sona sorunludur, tekçidir, inkârcıdır ama katılımcılığın bir gereği olarak, ama vekilliğin bir gereği olarak, ama makama saygının bir gereği olarak biz taleplerimizi ifade etmek ve beklentide bulunmak durumundayız.

Kolaylıklar diliyorum, başarılar diliyorum.

Teşekkür ediyorum.