| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonunun hazırladığı Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnceleme Raporu ile Silivri Ceza İnfaz Kurumları İnceleme Raporu'na ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 14 .11.2019 |
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım, Çok Değerli Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürümüz, Değerli Genel Müdür Yardımcımız, çok değerli hâkim arkadaşlar, Komisyonumuzun çok değerli çalışanları, çok değerli gazeteci arkadaşlar; ben de sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu olarak ilk ziyaretimizi bildiğiniz üzere Sincan Cezaevine yapmıştık, daha sonra İstanbul'da Bakırköy ve Silivri Cezaevlerini ziyaret etmiştik, geçen hafta da Diyarbakır ve Elâzığ Cezaevlerine ziyarette bulunduk.
Ben bu Alt Komisyonun bir üyesi olarak ve Başkanı olarak büyük bir memnuniyetle şunu ifade etmek isterim ki gerçekten tüm milletvekillerimiz arasında partilerimiz farklı olsa da bu meseleye gösterilen özen, bu meseleye gösterilen hassasiyet gerçekten takdire şayandır ve hem Komisyon üyelerimizin birbirine olan saygısı sevgisi hem cezaevi ziyaretlerindeki gerçekten titiz incelemeler ve gerçekten kılı kırk yararcasına insanları dinleme; ben devletimiz adına, milletimiz adına ve Hükûmetimiz adına bu tablodan gurur duyuyorum. Neden? Çünkü orada gerçekten bütün insanları dinlemek, siyasi görüşleri ne olursa olsun, hangi suçtan cezaevinde olursa olsun tam Adalet Bakanlığını temsil eden gözü kapalı o hanımefendinin tavrı gibi bizim de cezaevlerindeki tavrımız bu olmuştur.
Ve bütün bu incelemelerimizde, özellikle Bakırköy'de ve Türkiye'nin en tartışmalı cezaevlerinden bir tanesi olan Silivri Cezaevinde bizim incelemelerimizde bütün Komisyon raporlarımızda da arkadaşlarımızın kendi bireysel kanaatlerinde de organize, taammüden bir insan hakkı ihlalinin, bir işkencenin, kaba şiddetin olmadığı dile getirilmiştir. Bununla beraber, cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklu sayısının aşırı olması, diğer taraftan revir uygulamalarındaki sevklerde yaşanan sorunları kayıt altına almak lazım. Ayrıca, bazı cezaevlerinde, yaygın olmamakla beraber -tekil düzeyde de olsa kabul etmek mümkün değildir- bazı kelepçe uygulamaları gündeme getirilmiştir. Yine, ayrıca, bazı hasta mahkûmların hastanede tedavilerinin yapılması hususunda birtakım görüşler dile getirilmiştir. Bütün bu görüşler, müspet, menfi, radikal eleştiriler dahi büyük bir olgunlukla ve gerçekten büyük bir toleransla karşılanmıştır. Çünkü Sayın Başkanım, çok değerli milletvekillerimiz; siz de biliyorsunuz ki bir devleti, bir milleti ayakta tutan adalet duygusudur. Gerçekten adaletin olmadığı yerde, hukukun olmadığı yerde pek çok problem olur. Çok şükür Allah'a ki bugün Türkiye düne göre -hani bunu bir polemik olsun diye ifade etmek istemiyorum fakat bir hakkı da teslim anlamında- bu konuda çok mesafe kaydetmiştir, topyekûn Türkiye kaydetmiştir. "Bu, şu dönemde oldu, bunu şu yaptı." anlamında söylemiyorum ama burada gerçekten yani Hükûmetin ve topyekûn Türkiye Cumhuriyeti devletinin tabiri caizse bir paradigma değişimine gittiğini, bir anlayış değişimine gittiğini ifade etmek isterim.
Ben sözlerime son verirken daha çok sizin itirazlarınızın, sizin eleştirilerinizin önemli olduğunu düşünüyorum, zaten beraberdik. Silivri ve Bakırköy'e dair sorunların özellikle su kullanımı, sıcak su kullanımı dâhil olmak üzere suyun kullanımı, bu kotalar, revirlerdeki durumlar, hastane sevklerinin değerlendirilmesi, fazla sayıda tutuklu ve mahkûm meselesinin tekrar bir daha mütalaa edilmesi... Diğer taraftan, özellikle son tahlilde şunu ifade etmek lazım geliyor galiba: Türkiye'de cezaevlerinde bugün hepimizin ortak kanaati olarak bir iyileşme sağlanmıştır. Son tahlilde bunu söyleyebiliriz lakin cezaevlerinin bir ıslah görevi gördüğü konusunda hepimizin birtakım gözlemleri oldu, birtakım kritikleri oldu ve bunun tekrar belki Adalet Bakanlığıyla beraber bir daha bir ulusal mesele olarak ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca, bu işyurtları meselesi -bu ziyaretlerimizde en önemli hususlardan, gözlemlerimizden bir tanesi buydu- işyurtlarına giden insanların kendilerini daha iyi hissettikleri, bir üretim faaliyetinde bulunması hasebiyle kendilerini gerçekleştirdikleri ve hayata dair daha umutlu bir yaklaşım içinde oldukları tüm heyetimiz tarafından tespit edilmiştir. Ancak işyurtlarındaki ve özellikle konfeksiyon atölyelerindeki imkânların dar olması sebebiyle bu konuda da daha fazla talebin olduğu, bu talebi karşılayacak da bir imkânın bulunmadığını ben ifade etmek isterim.
Özetle, hem Silivri hem Bakırköy Cezaevinde su kullanımıyla ilgili sorunlar, kotalar, diğer taraftan fazla sayıda mahkûmun olması ve kapasite artırımı... Ne demek bu? Yani 10 kişinin kalması gereken yerde bazen 16, bazen 17 kişinin kalması. Bazı münferit 2 kelepçeleme, 3 kelepçeleme olaylarının konuşulması... Ben Sayın Genel Müdür Yardımcımıza da söyledim, Ceza ve Tevkifevleri ve Adalet Bakanlığı okyanusu geçip derede boğulmamalı. Gerçekten bu konularda bu kadar büyük ilerleme sağlayan bir teşkilatın bu konularda da daha çözüm odaklı ve bu konularda daha açık olmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
Sayın Başkanım, benim çok kısa bir çerçeveleme yapmam gerekirse söyleyeceklerim bunlar. Değerli milletvekillerimizin katkılarıyla raporumuzun ben daha olgun hâle geleceğini düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.