KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, kıymetli bürokratlar, sayın basın mensupları; öncelikle hepinizi hürmetle selamlıyorum.

Ahıska Türklerinin 14 Kasım 1944'te Stalin tarafından iki saat içinde tren vagonlarına doldurularak sürgün edilmelerinin yıl dönümünü acıyla anıyoruz. 14 Kasım 1944'te Ahıska bölgesinde 90.538 kişi topraklarından, anılarından, evlerinden, hayatından, eşinden dostundan zorla koparılarak hayvan vagonlarıyla bilinmezliğe doğru sürgün edildiler. Sürgün esnasında 17 bin soydaşımız hayatını kaybetti. Sürgün kurbanlarını rahmetle ve Fatiha'larla anıyorum. Elbette, bu vahşeti unutmayacağız, unutturmayacağız.

Evet, değerli arkadaşlar, Anayasa'mızda da ifade edildiği üzere, "Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk'tür." "Türk" kavramına inatla etnik bir anlam yüklemek, art niyetli bir anlayıştır, bölücü, yıkıcı ve ayrımcı bir söylemdir. Din, dil, mezhep ve etnik köken gözetilmeksizin 82 milyon kardeştir, hepimiz Türk milletiyiz, hepimiz Türkiye'yiz. Elbette soy bağı ayrıdır, vatandaşlık bağı ayrıdır. Türkiye dışında soydaşlarımız var, onlara sahip çıkacağız, onlarla ilgileneceğiz, herkes de sahip çıkabilir yani hiç kimseye kendi soyuna sahip çıktığı için itiraz eden yok.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama devlet başka...

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Konuştunuz Garo Bey, dinleyin.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yeter ki Hınçakların, Taşnakların, PKK'nın, ASALA'nın görüşlerine sahip çıkılmasın; gayrimüslim olsun, hangi mezhepten olursa olsun hepimiz kardeşiz ve kardeş olarak yürüyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak da şunun altını çizerek söylüyorum: Benim gayrimüslim kardeşime de bir haksızlık yapılıyorsa onun karşısında ilk duran bizler oluruz. Yani biz 82 milyon kardeşiz.

Sayın Bakanım, Sayıştay raporlarında bulgular var. Tabii, tek tek hepsine girmek için zamanımız elvermiyor. Sayıştay önerilerinin mutlaka yerine getirilmesi lazım. Bir öneri dikkatimi çekti: Bütçe gerçekleşmeleriyle ilgili bilgi vermeme gibi bir tespit var. Bu, doğru değil Sayın Bakanım. Sayıştay Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapıyor yani o bilgileri bir anlamda bizim adımıza istiyor. Yani bu tür durumların yaşanmaması lazım.

Turizm sektöründe 2016 yılında yaşanan olumsuz gelişmelerden sonra 2017 yılında bir toparlanma sağlanmış ve her geçen yıl yeni rekorlara doğru gidilmektedir. 2018

yılında turist sayısı önceki yıla göre yüzde 21,8 artarak 45,8 milyona; turizm geliri de yüzde 12,2 artarak 29,5 milyar dolara ulaşmıştır. 2019 yılında turist sayısının yüzde 12,4 artarak 51,5 milyona; turizm gelirinin de yüzde 15,6 artarak 34,1 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. 2023 yılında hedefimiz, 75 milyon ziyaretçi sayısı, 65 milyar dolar turizm geliri.

Ülkemizin yıllardır en temel sorunlarından biri olan, ekonomide kırılganlığa yol açan cari açığın bu yıl fazlaya dönmesinde elbette bu turizm gelirlerinin de önemli bir katkısı var. Bundan sonra da bu katkı devam edecek. O anlamda Sayın Bakanım, şahsınıza ve tüm ekibinize başarılı çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum.

Konuşmanız esnasında da dile getirdiniz, Turizm sektöründeki rekabet avantajımız düşük fiyata dayalı sürdürülmektedir ve ziyaretçi başına harcama istenilen düzeyde değil. 2014 yılında 824 dolar olan ziyaretçi başına harcama her geçen yıl azalmış ama bu yıl bir artış var, geçen yıl 647 dolar iken 656 dolar beklenmekte. 2023 hedefine baktım, ziyaretçi başına ortalama 867 dolar hedefleniyor.

Sunumuzda belirttiğiniz, geceleme konusunda da 66 dolardan 86,7 dolara çıkarılması hedefleniyor. İnşallah, bu hedeflerimize ulaşırız.

Sektörün sağlıklı gelişimi ve toplam turizm gelirinin artması için fiyatların yükselmesini sağlayıcı tedbirler alınmalı, ayrıca yüksek harcama gücüne sahip harcama eğilimi yüksek hedef turist kitlesine ulaşmak üzere daha fazla gelir getiren turizm çeşitleri geliştirilmelidir. Ki bu konuda da attığınız adımları takip ediyoruz. Gastronomi, golf, sağlık, kruvaziyer, düğün, inanç, kongre, alışveriş gibi daha fazla gelir bırakan turizm çeşitlerine mutlaka daha fazla yönelmemiz gerekiyor.

Sektörde hizmet kalitesinin artırılması için iş gücü piyasası ile turizm eğitim sistemi arasındaki bağ güçlendirilmeli. Nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılamak için uygulamalı eğitim programları etkin bir şekilde devam ettirilmeli.

Sayın Bakan, turizmin tanıtımı ve yatırımlarının artırılması için özel sektörün finansman temininde ve karar süreçlerinde yer aldığı Türkiye Turizm Tanıtma ve Geliştirme Ajansı temmuz ayında çıkardığımız 7183 sayılı Kanun'la kuruldu. Sektörün geleceği açısından çok önemli ve olumlu bir düzenleme olarak görüyoruz. İnşallah, turizmde hedeflerimize ulaşmamızda bu ajansın da çok önemli katkısı olacak.

Turizm aktivitelerinin yoğunlaştığı kıyı alanları insan kaynaklı kullanımlar ve küresel iklim değişikliğinin yarattığı olumsuz koşullar nedeniyle baskı altında. Bu alanlara yönelik planlama, yapılaşma ve denetim süreçlerinde farklı kurumların yetkileri söz konusu olup yeni bir bütünleşik kıyı alanları yönetim modeli oluşturulmalıdır.

Yine, turizm sektöründeki yapısal sorunları çözmek için başta Turizmi Teşvik Kanunu, İş Kanunu, Kıyı Kanunu olmak üzere, sektörle ilgili diğer kanunlardaki değişiklikleri de kapsayan bir turizm çerçeve, bir turizm temel kanunu mutlaka ve ivedilikle çıkarılmalı.

Sayın Bakanım, bu eylül ayında bir Cumhurbaşkanlığı kararı yayınlandı bu turizm merkezleriyle ilgili, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleriyle ilgili. Bazı bölgeler listeden çıkarıldı, yeni ilave edilen listeler var. Ben, her komisyonda, her sene bütçe görüşmelerinde dile getiriyorum. Sayın Bakanım, Konya'da kültürel ve turizm anlamında önem arz eden hiçbir değerimiz yok mu? Yani bir Ilgın termal vardı, o da çıkmış listeden. Yani ben sayayım Sayın Bakanım, şurada elimde liste var: Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Çumra ilçemizdeki Çatalhöyük neolitik alanı var. Yine, Dünya Geçici Miras Listesi'nde kayıtlı Konya Selçuklu başkenti, Beyşehir Eşrefoğlu Camisi, Eflatun Pınarı, Hitit Kaya Anıtı, Anadolu Selçuklu medreseleri, İvriz Kültürel Peyzajı, Tuz Gölü Özel Doğa Koruma Alanı yine bu miraslarda yer alıyor. En fazla yerli ve yabancı turist konuk ettiğimiz, en fazla ziyaret edilen Hazreti Mevlâna Müzesi. Yani dünyanın ilgi gösterdiği bir değerimiz var ama o değerin kıymetini hakkıyla veremiyoruz, gerektiği şekilde tanıtımını yeterince yapamıyoruz. Yani bu kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi ilan edilirken kriterimiz ne, yani neye göre değerlendirme yapıyoruz, niye bu değerlerimiz dikkate alınmıyor? Yani Konya şehir merkezi gerçekten tarihî ve kültürel eserleriyle açık hava müzesi görünümünde. Özellikle Selçuklu'ya başkentlik de yaptığı için çok önemli Selçuklu eserleri var. Yine, Beyşehir Gölü'müz var, gerçekten değerlendirilmesi gereken çok önemli bir yerimiz. Selçuklu Sultanı Alâettin Keykubat "Cennet ya burası ya da buranın altında." diyor ama bu cenneti turizm açısından bugüne kadar değerlendiremedik.

Bu anlamda, Bakanlığımızdan isteğimiz Konya olarak Konya'da da bu değerlerin mutlaka kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi olarak belirlenmesinde hem turizmimiz açısından hem de Konya açısından önemli görüyoruz ve inşallah bu konuda da yakın zamanda da gerekli kararlar alınır.

Sayın Bakanım, geleneksel pazarların yanı sıra başta Uzak Doğu ülkeleri olmak üzere, dünyada yükselen pazar konumundaki ülkelerden ülkemiz için yeni pazarlar oluşturulmalı, yeni bir Türkiye imajı sağlamayı amaçlayan özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında iş birliği ve eş güdüm öngören uzun vadeli bir turizm politikası uygulanmalıdır.

Değişen tüketici tercihleri dikkate alınarak bugüne kadar yeterince değerlendirilmemiş bölgelerde alternatif turizm ürünleri geliştirilmeli, ülkemizin zengin turizm potansiyelinin dört mevsim kullanılması sağlanmalıdır. Alternatif turizm ürünlerini geliştirecek yatırımcılara dönük teşvikler ve destekler artırılmalıdır.

Ülkemizin doğal, tarihî, kültürel ve diğer zenginlikleri; çevreye duyarlı, tarihe saygılı, özgünlüğünü muhafaza eden ve sürdürülebilirliğini sağlayacak bir anlayışla, yüksek katma değer yaratacak şekilde değerlendirilmeli, ülkemizi diğer ülkelerden ayıran en önemli özellik olan tarihî ve kültürel varlıkların tanıtımına ağırlık verilip kültür turizminin gelişmesi sağlanmalıdır.

Kültürel altyapı güçlendirilmeli, kültürel etkinlikler yaygınlaştırılmalı; diğer ülkeler ve özellikle Türk cumhuriyetleri soydaş ve akraba topluluklarla kültürel ilişkilerimiz daha da geliştirilmelidir. Yurt içi ve yurt dışında bulunan kültür varlıklarımızın envanteri çıkarılıp restorasyonları hızla tamamlanmalıdır.

Kültürel erozyon ve yozlaşma belki bugün başlayan değil ama bugünün önemli bir sorunudur. Başka kültürlerin etkisine girme, Türkçenin kullanımındaki yozlaşma, millî ve manevi değerlerimizdeki aşınma bu alandaki önemli problem alanlarıdır. Kültürel ve tarihî zenginliklerimiz ile fikir ve sanat eserlerimizin korunmasında hâlâ önemli eksikliklerimiz vardır.

Türk kültürünün çevre kültürler için cazibe merkezi hâline gelmesi sağlanmalıdır. Türk kültürü ve sanatının yaşatılması, geliştirilmesi, tanıtılması ve yaygınlaştırılması amacıyla millî kültür endüstrisi oluşturulmalıdır. Çocukların kişiliklerinin oluşumu ve kültürel değerlerin özümsenmesi açısından millî çizgi film endüstrisi geliştirilmeli, üretilecek filmlerin dış satımı yoluyla kültürümüzün tanıtımı sağlanmalıdır.

Görsel, işitsel, dramatik, pratik ve tüm sanat dallarının geliştirilmesi, faaliyet alanlarının daha da yaygınlaştırılması temin edilmeli, bu amaçla sanat ve sanatçılar daha fazla desteklenmelidir.

Yurt dışında Türkiye aleyhine yapılan lobi faaliyetlerine karşı tanıtım artırılmalı. Bu tanıtımın sadece turizm kaynaklı değil, siyasi ve sosyal alanlar itibarıyla da yapılması gerekmektedir.

Millî kimliğimizin vazgeçilmez bir ögesi olarak gördüğümüz Türkçenin doğru ve güzel kullanımı esas olmalıdır. Milleti millet yapan temel unsurlardan biri dildir. Türkçenin uluslararası düzeyde bilim, sanat, ticaret ve teleiletişim dili olarak kullanılabilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Türk devlet ve topluluklarıyla ilişkiler dilde, fikirde ve işte birlik esasına dayandırılmalıdır.

Sayın Bakanım, iki konu daha ileteceğim. Halk kütüphanelerimiz, malum, çok önemli, önemli gelişmeler de var ancak personel açığı var, kütüphaneci sıkıntısı var. Bu bütçe kanunda bir (İ) Cetveli var, orada getirilen kısıtlamalar var naklen atamalarla ilgili. O nedenle naklen atamalar da yapılamıyor maalesef, o kısıtlama nedeniyle. Benim, Sayın Başkanıma da önerim olsun bu. (İ) Cetveli'ne Kültür Bakanlığının halk kütüphanelerine naklen atamalara sınır, kısıt getirmemesini sağlamamız lazım.

Bir diğer konu, desteğinizi bekliyorum Sayın Bakanım, Cihanbeyli ilçemizde Cihanbeyli Kültür Merkezi, Kültür Han Projesi geçen yıl yatırım programına da konuldu ama revize edilmesi gerekiyor ve hızla faaliyete geçilmesi gerekiyor. Bu konuda da desteğinizi bekliyoruz.

Ben bütçelerinizin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum. Tekrar sizlere başarılar diliyorum.

Teşekkürler.