KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET SORGUN (Konya) - Aslında asil, Başkan varken Vekilin konuşması ne kadar isabetli olur bilmiyorum.

BAŞKAN - Estağfurullah, millet varken konuşuyoruz.

AHMET SORGUN (Konya) - Ben öncelikle, gerçekten 14 toplantıdır çok zevkle, keyifle, çok demokratik, katılımcı bir yönetim sergilediği için Sayın Başkana ve sizlere de hepinize çok teşekkür ediyorum, milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

14 toplantının hiçbirini kaçırmadım ancak sadece acil yoklamalarda gidip gelmek kaydıyla yerimden ayrıldım, onu ifade edeyim.

Gerçekten toplumsal bir değişimi yaşıyoruz, değişime direnirsek tasfiye olacağız, değişime ayak uydurursak yine tasfiye olacağız; bu değişimi yönetmemiz gerekiyor. Felsefesini yapamadığımız bir şeyin de ancak teknisyenliğini yapabiliriz. O bakımdan, hani deyim olarak bazen "Felsefe yapma." diyorlar ya tam da işte felsefesini yapmamız gereken bir alan. Ben hocalarımın bu alandaki çalışmalarını dinlemekten gerçekten çok mutlu oldum ama şunu da ifade etmemiz gerekiyor: Bakın, neredeyse bütün örnekler yurt dışından yani kendi ülkemizde daha kâmil manada bir şey yok, araştırma yok. Kim yapacak bunu? Şöyle bir şey de çıktı: Başkasına iş tarif etme kolaycılığı var bizde "Ben ne yapabilirim?" sorumluluğundan biraz daha fazla, değil mi? Ya, işte "Bakanlık şunu yapsın." "TRT bunu yapsın." veya "Hocalar bunu yapsın." Bunu önce kendime söylüyorum tabii. O bakımdan, bu noktada da biraz daha "Ben ne yapabilirim?" "Biz ne yapabiliriz?" O konu üzerine yoğunlaşmamız gerektiğini düşünüyorum.

Bizim bir meşruiyet problemimiz yok, şimdi ısrarla... Bu Amerikan Pediatri Akademisi; elbette bilgi, bilim, ilim neredeyse bizim onu almamız gerekiyor, bundan hiçbir problemimiz yok ama yaptığımız çalışmaların doğrulamasını, meşruiyetini bir başka yerden almamız da gerekmiyor. Elbette dünyanın her tarafından hepsini almamız gerekiyor ama onları bir meşruiyet kaynağı gibi değil, bilimsel çalışmalardan biri olarak almamız gerekiyor. Bu konuya ben şahsen biraz dikkat çekmek istiyorum.

Bir problemin tarafı çoksa mutlaka çözümün de tarafı çok olacak, bunu biliyorum. Önemsediğimiz kadar bunu çözebileceğimizi düşünüyorum. Ne kadar önemsiyorsak... Sayın Başkanım hatırlattığında "Üniversiteler ne güne duruyor?" bir arkadaşımız "Kaynak yok." dedi. Önemsediğimiz her şeye zamanı da buluruz, kaynağı da buluruz; yeter ki önemseyelim. Aynı üniversiteyi alsak ele, başka nice kaynaklar bulduğuna veya kaynakların harcandığına şahit olacağız. Ne kadar önemsersek o kadar çözeceğimize ben inanıyorum.

TRT Çocuk ve TRT'nin yaptıkları hakikaten dikkat çekici ama benim 6 çocuğum, 6 torunum var yani anneleri, babaları da TRT Çocuk'u izlemelerini istiyor ama onlar şimdi adını vermeyeceğim başka çocuk kanallarına geçmek istiyorlar. Ben takdir ediyorum ama "Acaba?" diyorum yani. Bakın, kendi torunlarımdan söylüyorum bunu, hemen ısrarla bilmem başka kanallara da geçiyorlar. O bakımdan, kendi yaptıklarımıza da eleştirel gözle bakabilmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Bir de raporda -çok önemli bir şey değil ama ben mi fark edemedim- "3.1" "3.2" "3.8"e kadar gidiyor maddelendirme. Bunun "1"i nerede, "2"si nerede; ben mi görmüyorum; bu, yazım tekniği mi, nedir bu, ben tam bilemedim. Niye 3'ten başlıyor? Yani benim bilmediğim bir hikmeti varsa onu da...

BAŞKAN - Asıl ana bölüm olmadı ya, bu 3'üncü bölüm, ondan.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Bu "Sonuç ve Öneriler" bölümü.

BAŞKAN - Ana gövde var ya arkadaşlara dağıttığımız.

AHMET SORGUN (Konya) - Doğru ama "Sonuç ve Öneriler"i dağıtmışsak burada kendi içinde... Çünkü orada "3" havada kalıyor, onu da çok önemsiz bir şey olarak ifade etmek istedim.

Ben çok çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.