ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, tabii zaman da daralıyor. Öncelikle, Sayın Başkanım, bu taslak metnin kasım ayının ikinci haftası Komisyon üyelerine verileceğini ve bir hafta sonra da Komisyon üyelerinin varsa bu konudaki görüşlerinin alınacağını ifade ettiniz. Bu bir haftalık süre çok az. O süreyle ilgili, bu iki haftadan az bir süre doğru değil çünkü nasıl bir raporla karşılaşacağımızı henüz bilmiyoruz. Onun dışında, yaptığımız çalışmaların tutanaklarını inceleyeceğiz bu süre içerisinde. Malumunuz, bir de bütçe görüşmeleri de başlıyor bu süreç içerisinde. Dolayısıyla, bunun son değerlendirmelerini yapacağımız bu aşamada biraz daha süre gerekecek.

Mahkemeye bilirkişi raporunu sunan heyetle görüşme konusunda tabii mahkemenin işine karışmamız, o sınırlar iyi ayarlanır, sınırlar iyi çizilirse bu bilirkişiler bakımından da hukuki bir sorun teşkil etmeyecek şekilde biz Komisyon olarak her hâlükârda bu görüşlere başvurabiliriz yani görüşmeler de yapılır. Burada dikkat edilecek husus, belki de bilirkişi raporunun bizim Soma Komisyonu tarafından sorgulanır bir şeye girmemek gerekir. Biz kendi gündemimizle ilgili konuşuruz. Ayrıca, kaza mahalline uzman heyetin gitmesi elbette...

BAŞKAN - O gündemimizde var, onu tartışacağız.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bir de, biliyorsunuz bu Eynez Ocağı'nın kaza mahallini görecektik, bazı çalışmalar yapılıyordu, onlar hangi aşamadadır? O kaza mahallini mutlaka görmemiz gerekiyor. Tamam, uzman heyet de bulunsun ancak benim merak ettiğim -şu anda arkadaşların ve sizlerin tabii kanaatini de öğrenmek isterim- Aliağa Cezaevine gittiğimizde görüştüğümüz 8 tutuklu kişinin kazadan beş gün sonra cezaevinde olmaları nedeniyle yani kaza mahallini de ondan sonra görüp bir keşif hadisesinin yaşanmadığı da anlaşılıyor.

Bugün mahkemelerde bile -değil mi- hakkında suç isnat edilen ve tutuklanan kişilere bir keşif yaptırır mahkemeler.

BAŞKAN - Evet.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yani, bu işin sorumlularına da benzeri bir çalışma da yapılabilir, yapılması gerekir çünkü orada teknik emniyet bakımından, diğer teknik hususlar bakımından veya idari hususlar bakımından o mahalde uzmanlarla birlikte bir nevi tatbikat şeklinde bir çalışmanın da yapılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim çünkü o cezaevi görüşmelerinde doğrusu ben çok şaşırdım. Aradan aylar geçmiş, söz birliği etmişçesine "Hakikaten biz bu kazanın nasıl meydana geldiğini hâlâ anlayabilmiş değiliz." dediler. Bu nasıl olabilir? Böyle bir şeyin olmaması gerekir.

Ondan sonra, diğer teknik hususlar yani şimdi burada da ifade etmek istemiyorum, bunu önümüzdeki görüşmelerde de dile getirebiliriz. Yani, şu anda, kazanın nasıl meydana geldiğini tespit etmek Komisyonumuzun görevi ama hâlâ ihtimaller üzerinde duruyoruz yani "Kesin şundan oldu." diyememe durumuyla karşı karşıyayız, bu da hiç de iyi bir durum değil.

Teşekkür ederim.