KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Geç de olsa sunumun bir bölümüne yetiştim. Öncelikle Sayın Müsteşar Yardımcımıza teşekkür ediyorum. Şunu da ifade edeceğim: Sayın Müsteşar Yardımcım Selim Bey'le mesai arkadaşlığı da yaptım. Dolayısıyla, liyakatini, gayretini, çalışkanlığını yakından tanıdığım bir arkadaşım. Eldeki imkânlarla, eldeki görev, yetki, sorumluluk düzenlemeleriyle yapılabilecekleri ve yapılanları bir sunum hâlinde bizlere ifade etti. Ben, öncelikle ilk toplantımızda da ifade ettiğim konulara yeniden değineceğim ki öneriler bölümünde Bakanlığın da aynı kanaati taşıdığını gördüm. Nedir bunlar? Birincisi, tespit yani tanım ve sayısal tespit. Şimdi "mevsimlik tarım işçisi" deyince tarım işçilerinin hepsi mevsimlik zaten yani burada temel hedefimiz, bildiğim kadarıyla, gezici olanlar yani ikamet edenler değil de gezici olanlar. Bu anlamda, ilk gün yine söylediğim gibi ilden ile giden mi, ilçeden köye giden, ne bileyim, o kadar farklı çalışma şekilleri var ki bu kapsamda yani bunun adını tam, net olarak koymamız gerektiğini düşünüyorum. Bunda da Selim Bey bir araştırma projesinden bahsetti, o da olabilir. Bu anlamda, Türkiye İstatistik Kurumuna görev verilebilir. Bunun yaptığı anketlerde sorgulama suretiyle periyodik olarak her ay veya üç ayda, altı ayda bir açıklayacak şekilde bir veri şeyi oluşturabilir. Bu şekilde de bu tespiti yapabiliriz diye düşünüyorum.

İkinci konu, mevzuat. 2010 yılında çıkarılan Başbakanlık genelgesi, Bakanlığın strateji ve eylem planı, yine, aracılarla ilgili yönetmeliği, tabii, bunların uygulamasında sıkıntılar var. Bakanlığımız da bunu açık bir şekilde ifade etti yani ne raporlar doğru dürüst geliyor ne de verilen görev ve sorumluluklar tam anlamıyla yerine getirilebiliyor. O zaman burada benim önerim yani bir yasal dayanak, yasal güç gerekiyor. Yani, kurumlara görev veriyoruz da hiç sorumluluğu yoksa, Sayın Müsteşarımın dediği gibi, hepsi para peşinde koşar yani verilen görevi yerine getirmekten ziyade METİP'ten ne kadar para koparırım, onun peşine düşer. O hâlde bu konuda izleme kurulunu devam ettireceksek bu kurula bir yasal altyapı oluşturup kamu kurumlarına, belediyelere verilecek görevlerin yanına sorumluluklarını da ifade edecek bir düzenleme yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

Biraz önce Mehmet Bey ifade etti, bu sosyal güvenlik konusu... Tabii, mevsimlik tarım işçilerinin en önemli sorunu sosyal güvencesi olmaması. Evet, 5510'da bir düzenleme yapıldı. Yirmi gün prim ödeyip otuz gün hizmete saydırma olayı var ama ben merak ediyorum -bilmiyorum, sizde bir tespit var mı- bu konuda hiç müracaat oldu mu? Yani, şöyle ifade edeyim: Yüzde 32 herhâlde prim oranı, yüzde 32 ödeyecek.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SİGORTA PRİMLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI İSMAİL YILMAZ - 34,5

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - 34,5. Yani, o mevsimlik tarım işçisinin kendi isteğiyle gidip başvurup, bu kadar prim ödeyip hizmetine saydırmasını, ben anca emekliliği yakınsa yani bunun emekliliğine katkısı olacaksa bu şekilde bir borçlanma yaparak bu primi ödediğini düşünüyorum. Yani, sayısal tespiti varsa, hakikaten, Komisyonumuza bu bilgi verilirse çok memnun olurum. Yani, burada prim anlamında, işveren primini de işçinin kendisi ödüyor, bunda bir kolaylık getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hakikaten çok ağır bir prim yükü var yani hiçbir mevsimlik tarım işçisi -biraz önce dediğim gibi- ya hastalık ya da emeklilikle ilgili zorunlu bir durum olmadığı müddetçe bu tescilini yaptırmaz, bu hizmetini saydırmaz. O nedenle, bu konuda mutlaka bir kolaylık getirecek düzenleme yapmalıyız yani mevcut düzenlemenin uygulama kabiliyetini ben yeterli görmüyorum.

Bir konu da şu: Somut olaya ineyim. Biliyorsunuz, Yalvaç'ta bir kaza yaşandı ve benim Akşehir ilçemden 18 mevsimlik tarım işçimiz hayatını kaybetti o faciada. Uygulamayla ilgili ben şu sıkıntıları biliyorum seçim bölgem olması hasebiyle: Yani, yardım boyutuyla, adli, idari işlemler boyutuyla yapılan hiçbir şey yok. Yani, mevsimlik tarım işçilerinin, o vefat eden kardeşlerimizin aileleri mahkeme kapılarına gitmek zorunda kaldı şu anda. Yani, burada bir sorumluluk, kimin ne kabahati var, bunların ortaya çıkarılmasına yönelik bildiğim kadarıyla bir şey yok. Bakanlığa intikal eden bir şey varsa o bilgileri almak istiyorum.

İkincisi; Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Fonu'ndan vakıflar kanalıyla çok cüzi yardımlar yapıldı ki çoğunluğu bir göz, iki göz evlerde 5-10 nüfus yaşayan kardeşlerimiz. Yani, bu anlamda devletin kucaklaması gerekirdi. O acıyı yaşamışlar, maalesef o acıyı yaşadıklarıyla kalmışlar, sadece ilk günlerde biraz güzel sözler ama maalesef, yine sahipsiz bırakıldılar. Yani, Akşehir boyutunda, somut olarak yardım boyutuyla, adli işlemler boyutuyla, idari işlemler boyutuyla neler yapıldı, Bakanlıkta bilgi varsa, bunları alırsam ben memnun olacağım.

Benim şimdilik ifade edeceğim bunlar Sayın Başkanım.