KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Başkanım, teşekkür ediyorum.

Tabii, ben bazı şeyleri anlayamıyorum, demokrasi bu mudur yani, bilmiyorum ki ya? Özgürlük bu mudur yani? Kendi ülkende, kendi toprağında devletine, milletine karşı her türlü düşmanlığı yapacaksın, her türlü düşmanlığı destekleyeceksin; can öldüren, can alan, kan döken bebek katillerini arkana alacaksın. Muhatap almıyorum arkadaşları, ortaya konuşuyorum, kendi kendime düşünüyorum, yüksek sesle konuşuyorum.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Üslubu hiç doğru bulmadığımı da söylemek istiyorum.

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Yani böyle bir şey midir bu demokrasi? Bu anayasal düzen, hukuk, nizam bu mudur ya? İnsan hayret ediyor ya. Dünyada en fazla Kürt katleden bir örgütün, Kürtçülüğü sömürerek dünyada en fazla Kürt katleden bir örgütün propagandasını kalkıp burada yapacak... Yok "Silah niye alıyorsunuz..." E, ne yapalım, almayalım? Silah almayalım da ne yapalım?

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, böyle mi devam edecek yani bu şekilde mi devam edecek?

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Siz konuşurken ben konuşmadım Hanımefendi. Bir dakika dinler misin....

Bir elinde Amerikan Bayrağı, bir elinde silah; Kürt katlediyor bebek katili siyonist köpekleri, onlarla ilgili bir şey yok. Biz istiyoruz ki ülkemizde huzur olsun, komşularımızla huzur olsun. Onun için Mehmetçik'imiz, vatanımız, milletimiz sıkıntılara giriyor. Ya, bu, demokrasi midir, böyle bir şey demokrasi midir? Bu mudur özgürlük ya, bu mudur?

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Senden mi öğreneceğiz demokrasiyi?

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Şurada savaştığımız bir ülkenin bir milletvekili olsa vallahi, billahi, tallahi, bunlardan daha edepli konuşur ya.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Kendine gel, biz burada oturuyoruz.

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Yani savaştığımız -kiminle savaşıyorsak- Amerikan milletvekili -Amerika'yla savaş hâlindeyiz, savaştığımız Amerika'yla, İsrail'le- Suriyeli bir milletvekili şurada olsaydı, vallahi, billahi, tallahi, yemin ediyorum ya, daha edepli, daha münasip, daha saygı gösterir, insanları tahrik etmez, belli bir mehabete saygı duyar, bir hâl olurdu.

BAŞKAN - Sayın Çamlı, bir saniye... Bir saniye...

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Fazla da konuşmak istemiyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Konuşamazsın zaten.

BAŞKAN - Arkadaşım, bakınız, video çekmeyin diye ikaz ettim. Bir daha sizi toplantıya almam devam ederseniz, o videoyu silin lütfen. İkaz ettim, tekrar çekiyorsunuz.

BİR TEMSİLCİ - Tamam Başkanım.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Silin onu, silin. Hayır, bizim danışmanlar çekse şu anda hemen silinmişti o

BAŞKAN - Silindiğinden emin ol. Yani burada ikaz ediyorum, yine beni dinlemeden çekiyorsunuz, böyle bir şey yok.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Bu hakaretleri mi yayınlayacaksınız? Öyle bir şeyiniz mi var? Yayınlayın bakalım, tebrikler size.

BAŞKAN - Sayın Çamlı, sözünüzü kestim, bitmiş miydi? Kusura bakmayın.

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Fazla söze de gerek yok. Ben sadece zihnimdekileri üyesi olduğum Komisyonda açık bir şekilde düşünmek istedim. Bu mudur, böyle midir bu demokrasi yani, bilmiyorum. Allah, bu millete de yardım etsin, bu ümmete de yardım etsin, bu ümmetin bu Kürtlerine de yardım etsin. Bu emperyalistlerin ve iş birlikçilerinin tasallutu altında inim inim inleyen bu ümmete, bu ümmetin Kürtlerine, Araplarına, Türklerine Cenab-ı Hak yardım etsin. Cenab-ı Hak, bizi her türlü şerlerden, şerlilerden muhafaza etsin, korusun; ayaklarını bağlasın, ayaklarına engel olsun yani ne diyeyim. Konuşacak pek de bir şey yok yani de bilmiyorum, Allah hayır etsin.