OKAN GAYTANCIOĞU (Edirne) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, sevgili bürokratlar, değerli Komisyon üyeleri; Sayın Bakan sunumunda bizi rakamlara boğdu, Türkiye tarımının gerçek durumunu iyi bir şekilde kamufle etti. Gerçek durum şudur, şöyle özetleyebiliriz: Tarımsal üretimde ciddi sorunlar yaşayan, çiftçisi borçlu ve mutsuz, kırsalı boşalmış, yorgun bir ülke arıyorsanız o ülke Türkiye'dir. Hâlbuki Türkiye bir zamanlar kendine yeterli, tropikal ürünler dışında her şeyi üreten, tarım ürünleri ithal etmeyen bir konumdaydı. "Destekleri artırdık." diyorsunuz ama bazı ürünlerde destekler hiç artmadı. Demek ki bu ürünlerde net ithalatçılığı kabul ediyorsunuz yani yenilgiyi kabul etmişsiniz. Ama bu ürünler çok stratejik.

Örneğin ay çiçeğinde destek dört yıldır artmıyor. Yılda 2,5 milyar doları bu ürünün ithalatına veriyoruz. Dört yıldan beri bir kuruş bile artmayan bir üründen bahsediyoruz. Gümrük vergilerini düşürüyorsunuz. Zaten bunda gümrük vergileri çok düşük. 2.500 lira fiyat açıkladınız. Bunun bile arkasında duramadınız. Tarım Kredi Kooperatiflerine ürün aldırdınız. Sonra geri çektiniz.

Şimdi, sunumunuzdan bazı eleştirilere başlayalım. Aslında eleştirecek o kadar çok konu var ki bu kadar kısa bir sürede hangi birini eleştirelim? Tarımsal kredilerin geri dönüş oranından bahsettiniz, yüzde 97,8 çok yüksek bir oran. Evet, geri dönüyor ama çiftçi sadece faizini ödüyor yani çiftçinin tabiriyle takla attırılıyor.

Nişasta bazlı şeker kotasının yüzde 2,5'a düşürüldüğünden bahsettiniz. Evet, doğru ama bunu denetleyen kurumu kapattınız. Kim denetliyor?

Kişi başına süt üretimi ne demek? Sunumunuzun 16'ncı sayfasında kişi başına süt üretiminden bahsediliyor. Tabii, biz bunu tüketim olarak anladık da nedense... Birçok kişi sizin sunumunuzu kontrol etmiştir, siz konuyu bilmediğiniz için "üretim rakamları" dediniz, o "tüketim rakamları" olacak.

Tarım bütçesi üzerine daha sağlıklı yorumlarda bulunabilirdiniz zaten. Bütçeyi artırabilecek, katma değer yaratacak, üretim politikalarını geliştirecek adımlar atabilirdiniz.

22 milyar destek içinde hayvancılığa 6,6 milyar lira destek var yani yüzde 30. Hâlbuki girmeye çalıştığımız Avrupa Birliği ülkelerinde bu yarı yarıyadır. Destek bütçesi yarı yarıya uygulanır hatta daha fazladır çünkü katma değeri daha yüksektir, istihdam yaratıcı özelliği vardır, bölgesel göçü önler, kırsal kalkınmayı sağlar. "Destekleri artırdık." diyorsunuz. Yasal olandan bahsetmiyorum. Zaten artık sizler de bunun farkına vardınız. Çiftçi hak ettiği desteği alamıyor. Çiftçimiz zaten alacaklı ve bundan dolayı borcu gün geçtikçe artıyor. Siz bir de destekleri zamanında ödemiyorsunuz. Böyle bir alışkanlık oldu. 2018'in hâlâ buzağı desteklerini ödemediniz.

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Vekilim.

OKAN GAYTANCIOĞU (Edirne) - Bitiriyorum.

Sertifikalı tohumluk desteklerini ödemediniz. Çiftçiye gelince para mı bitiyor? Faizsiz krediye devam diyorsunuz, yine büyük işletmelere kredi veriyorsunuz. Bunlar batıyorlar, küçükleri desteklemek lazım.

İthalata, sadece hayvansal ürünlerin ithalatına dokuz yılda 7,5 milyar dolar ödediniz.

Yem fiyatları sürekli artıyor. Neden? Çünkü dolarla alıyoruz. Yemin yüzde 60'ı ithal. Sadece saman ithalatı iflasın göstergesi.

Meralar ranta kurban ediliyor.

İnekler ithal, et ithal, yem ithal, saman ithal; AKP ise yerli ve millî (!)