| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 12 .11.2019 |
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Bakanlığımızın değerli çalışanları, değerli basın; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sağlık Bakanlığı 2020 yılı bütçesi ile 2018 yılı kesin hesaplarını görüşmekteyiz. Öncelikle bütçemizin hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Bir bakanlığın bütçesi görüşülürken bütçenin uygulamadaki başarı ve performansı değerlendirilmekle beraber kesin hesabı görüşülen yıla ait Sayıştay raporları ve raporlardaki değerlendirme ve bulguların ortaya koyduğu sonuçların da dikkate alınarak yeni bütçe için yapılan ve yapılacak uyarılar bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.
Bugün Sağlık Bakanlığı bütçesi değerlendirilirken AK PARTİ iktidarları boyunca sağlık alanında yaşanan gelişim ve değişimi, değişiklikleri gündeme getirmek, toplum nezdinde sağlık alanında yapılan yenilik ve yeni çalışmaların öncelikle takdir edilebilecek bir süreçten geçmiş olduğunu ifade etmek bir hakkı teslim etme anlamında kıymetlidir. Hangi anlamda olursa olsun "Güzel şeyler yapıldı." demek, her şey dört dörtlük tamamlandı anlamına gelmemektedir. Eksik veya yapılması gereken yeni şeyler olması da ayrıca doğal olandır.
Sayın Bakanımızın sunumunu dikkatlice takip ettik. Burada bahsedilen süreçler ve Bakanlık faaliyetlerinin verilecek bütçeyle beraber nasıl ve ne kadar başarabileceğimizi de takip etmiş olacağız. Rakamların dili elbette bazı şeyleri anlatacaktır ama aslolan, Bakanlık bünyesinde yapının, fiziki mekânların konumu, personel politikalarının gözden geçirilmesi, plan ve projelerin, hedef ve anlayışların toplum beklentileriyle ne denli örtüştüğü gerçeğini de irdeleme durumunda olduğumuzu ifade etme durumundayız. Sağlık alanında yapılacak her çalışmanın direkt insanı ve insan sağlığını ilgilendirmesi açısından önemi inkâr edilemez. Onun için, vatandaşın yaşam kalitesini artıracak her çalışmanın yanında olacağımızı peşinen ifade etmiş olalım.
Bugün burada değerlendirmelere konu olacak her alan, işleyiş ve duruşun değerlendirilme çerçevesine bakılmaksızın insan hayatı ve sağlığına yönelik olması dolayısıyla önemlidir. Temel sağlık göstergelerinin ele alınması esnasında kriterlerimiz insan ve söyleyeceklerimiz de elbette insan odaklı olmalıdır. Nüfusa göre yatak sayısında gelişmiş ülkelerin düzeyine ulaşma yönündeki Bakanlık hedefini önemsiyoruz. Burada yapılacak yapıcı uyarıların dikkate alınacağına inanıyorum.
Genel değerlendirmelere geçmeden önce, Sağlık Bakanlığı bünyesinde istihdam edilen tüm çalışanların insan sağlığı üzerinden hayata bir bakış açısıyla baktıkları gerçeğini hatırlatma gereği yanında, insanın canının önemini en iyi onların bildiği, bileceği konusunda şüpheniz olmamalı. Toplumda bu anlamda uyum ve yeknesaklığı yakalamış olmalarının önemini tekrar ifade ederken sağlık çalışanlarına karşı olan ve olabilecek tüm şiddet olaylarını kınadığımı ayrıca belirtmek isterim. "Allah buraların eksikliğini vermesin." duası dilinde olan bir anlayış mensubu toplum ile zaten uyum sorunu yaşanmaz diye düşünüyorum.
Sağlıklı hayat tarzının benimsendiği ve herkesin sağlık hakkına kolayca eriştiği Türkiye vizyonunu gerçekleştirme hedefi, insan merkezli yaklaşımla birey ve toplum sağlığını en üst düzeyde korumak, sağlık sorunlarına zamanında, uygun ve etkili çözümleri sunmak misyonu Bakanlığın önümüzdeki süreçte daha yoğun bir çalışma temposunu ve gayretini ortaya koymaya mecbur olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.
Artan nüfus, gelişen ve değişen hayat şartları, suni, yapay yaşam kalitesi, doğa kirliliği, gıdalar müdahaleler, hepsi insan sağlığını dünden daha fazla etkilemeye devam edecek gibi. Onun için sağlıklı bir yaşam mücadelesinde Bakanlığın durduğu yer önemli olmaya devam edecektir. "Sağlıklı birey" tanımı artık eski klasik tanımların dışında, yeni durumlara göre her şeyiyle bir bütünü içeren yanıyla değerlendirilmektedir. Hem bedensel hem ruhsal yaşam kalitesi sosyal durumu da içine alan bir yaklaşımı kapsar hâle gelmeye başlamıştır. Sağlığın doğuştan gelen bir hak olması dolayısıyla tüm sağlık kurumlarına ve çalışanlarına büyük iş düşmektedir. Bu hizmeti verenlerin hakkaniyet, adalet ve eşitlik ilkeleri çerçevesinde hizmet vermesi, Bakanlığın bu konuda hem tedbirler alması hem de genel kontrolü elden bırakmaması beklenendir. Anayasamız 56'ncı madde ile "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler." derken anayasal bir çerçeve çizmiş olmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü, 2000 yılında herkese sağlık projesi kapsamında bazı hedefler saptamıştır. Örgütçe Türkiye'nin ve bütün Avrupa ülkelerinin içinde olduğu kapsayıcı bu çalışmada, doğuştan beklenen yaşam süresi uzatılması, hayata sağlık kazandırılması yani sağlıklı yaşamın gerçekleştirilmesi, hayata anlam kazandırılması, insanlar arasında hiçbir ayrım yapmadan sağlık hizmetlerinden eşit olarak yararlanmalarının sağlanması, kolay erişilebilirlik, uluslararası iş birliği, toplum katılımı gibi ana başlıklar hâlinde zikredebileceğimiz konuları vurgulamış bulunmaktadır.
Bahsi geçen konularda Sağlık Bakanlığının görülebilir ve sevindirici yanıyla hepsinde hemen hemen iyileşme ve iyileştirmeler gerçekleştirmiş olması önemlidir. Ama bahsedilen konular içinde stratejik tespitlerin yanında çalışma azmi ve gayreti devam ettirilirse süreçlerden umulan beklentiler gerçekleşmiş olacaktır. İnsan sağlığında meydana gelebilecek bozulmalar ekonomiyi etkileyebileceği gibi ekonomik daralmalar sağlık hizmetlerinin aksamasına da neden olabilir. Onun için bu dengenin hizmetleri aksatmadan devam ettirecek şekilde ayarlanması ayrıca önemlidir.
Gerek koruyucu sağlık hizmetlerinde gerekse tedavi edici sağlık hizmetlerinde ve rehabilitasyon hizmetlerinde bütüncül tutum ve davranış, sağlık hizmetlerinin ilgilisine ulaşmasında ve ulaştırılmasında belki daha az maliyetli ve daha kısa sürede ulaştırılmış olacaktır. Sağlık meselesinin artık sadece hasta ile doktor arasında bir ilişki olarak kalması beklenemez. Bugün burada olduğu gibi Hükûmet adına Bakanın sağlığa yaklaşım ve değerlendirmelerini, bakışını öğrendiğimiz gibi siyasi parti milletvekillerinin sağlık ve sağlığın geleceğine dair değerlendirmelerini dinlerken aynı zamanda başlı başına hayati bir konuyu konuştuğumuzu da itiraf etmiş oluyoruz.
Bu, bir bakıma her ferdin de aynı zamanda takip ettiği ve bu hususta herkesin her zeminde sağlıkla ilgili yapılan çalışmaları değerlendirdiği gibi sonuçlar üzerinden yorum yapmakta olduğunu biliyor ve görüyoruz. Sağlık hakkıyla ilgili aslında bütün bu bahsettiklerimiz İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 25'inci maddesine göre temel insan haklarından biridir. Gerek kendisi gerekse ailesi için yiyecek, giyim, konut, tıbbi bakım ve gerekli sosyal hizmetler de dâhil olmak üzere sağlık ve refahını sağlayacak uygun bir yaşam düzeyine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, yaşlılık veya geçim olanaklarının kendi iradesi dışında yoksun bırakacak başka durumlarda da herkesin sahip olması gereken güvence hakkı içinde yer alan temel unsurlardan biri olarak kabul edilmiştir.
Gerek İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gerekse Anayasa maddesiyle sağlık hakkı ve bu hakkın gerektirdikleri hususunda Bakanlık uygulama ve pratikleri açısından gördüğümüz uyum sevindiricidir diye düşünüyorum. Eksik kalan ve yeni ihtiyaçlara göre Bakanlığın yeni çalışma metotları uygulayacağıyla ilgili endişe taşımamaktayız. Piyasada var olan memnuniyetin piyasa şikâyet ve eleştiriyle ortadan kaldırılması bu tedbir ve yeni çalışmalarla önlenebilecektir.
İnsan hayatının devamlılığı gibi sağlıkla ilgili değişim ve dönüşümün devamlılığı inkâr edilemez. Daha iyi bir gelecek için sağlık alanında yapılacak her türlü çalışma sağlıklı bir hayata katkı sağlayacaktır. AK PARTİ iktidarlarıyla birlikte başlayan sağlıkta bu dönüşüm ve değişim hareketini insan odaklı, sürdürülebilir, süreklilik, anlayış kültürü üzerine bina edilmiş "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." anlayışının bir tezahürü, bir uygulaması olarak hayata geçirilmiştir.
"Sosyal devlet" anlayışının son yıllarda yaşamın muhtelif alanlarına yansıtılmasının tipik bir örneği olarak kabul edilebilecek bir duruş, bir pozisyon alış olarak değerlendirilebilir.
Türkiye'de özellikle son yıllarda açılan modern ve üst seviyede hizmet verebilecek merkezlerin, tesislerin nitelikli özellikleriyle yarın sağlık turizmi için çok ciddi bir tercih kapısı olabilecektir diye düşünüyorum. Burada belki bir ekonomik giriş temin edilecek olması dikkate şayandır ancak bundan daha önemli olan ülkenin insan sağlığı hizmeti ve kapasitesiyle dışarıdan insan çekebilme başarısıdır.
Yukarıda kısmen değindiğim gibi bu alan yeniliğe açık, yeni işler yapmaya müsaade eden bir yapıda olmasına karşı bir o kadar denetimi gerektiren, başıboş bırakılmaması gereken bir alandır. Özellikle ilaç sektöründe yerlileştirme çabalarını önemsiyor, takdir ediyor ve destekliyoruz. Piyasada kontrolsüzlük bu alanda hangi yanlış yönelmeleri önümüze çıkarabileceği malumlarınızdır.
1 milyonu aşkın sağlık çalışanlarının talep ve beklentilerini karşılama noktasında gayret eden yapısıyla sağlanacak hizmet üretme kapasite ve kalitesinin yarının adına en önemli kazancımız olacaktır.
Devletin kendisini sorumsuz hissetmeyeceği bir alan olması dolayısıyla devlet eliyle yapılacak her türlü girişim, çalışma, yatırım, denetleme hep olumlu yönde değerlendirilecek, vatandaş nezdinde sağlığa yapılan yatırım hiçbir zaman lüks olarak telakki edilmeyecektir. Bütün bunları söylerken yapılan işlerin, harcamaların, maliyetlerin vatandaş nezdinde şeffaf yapıldığının bilinmesi, vatandaşın herhangi bir durum karşısında sürprizle karşılaşmaması temin edilmelidir. Aldığı hizmetin sadece kendi sağlığına yönelik bir hizmet olduğu bilinci ve şuuru onu mutlu etmekle kalmayacak, şükranınimet olma noktasında bir yere taşıyacaktır.
Elbette her şey için her konuda zaman zaman eleştirilerin olması kadar doğal bir şey olmaz. Bakanlığın zaman zaman net, açık bilgilendirme yapması, gündemin takip edilecek gündemdeki eleştiri, yanlış anlama, değerlendirmelerle ilgili kamuoyunun bilgilenmesi faydalı olacaktır.
(Oturum Başkanlığına Başkan Lütfi Elvan geçti)
BAŞKAN - Sayın Çakır, lütfen tamamlayınız.
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.
Şehir hastanelerinin süreçleriyle ilgili verilecek daha detaylı bilgilerin bu tesislerin fayda-maliyet açısından kamuoyunu aydınlatma bakımından faydalı olacağı inkâr edilemez. Kronik hastalıklarla ilgili olarak kamu spotu ve bilgilendirmeleri ve ilgililerin dikkatini çekmeyi başaracak uygulamaları, uyarıları hayata yansıtmayı başarabilmeliyiz diye düşünüyorum.
"Yiğit yiğidin yoldaşı, at yiğidin öz kardaşı, sağlıktır her şeyin başı." diyor Karacaoğlan.
Bu duygularla bütçemizin hayırlı olmasını temenni ediyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.