KOMİSYON KONUŞMASI

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben burada Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 48'inci maddesinden yeni bir fıkra ihdas edilerek diğer adresin de yerleşim yeri adresi gibi aynı hukuki değere sahip olduğu hüküm altına alınmaktadır bu düzenleme ile. Tasarıda "Adrese dayalı olarak yürütülen iş ve işlemlerde diğer adres yerleşim yeri adresi gibi aynı hukuki değere sahiptir. Kurumlar yürütecekleri iş ve işlemlerde yerleşim yeri adresi gibi diğer adres bilgilerini de esas alır." denmektedir. Bu, düzenlemede uygulamada hak kayıplarına yol açabilecektir. Kasıtlı davranıldığı zaman istenilmeyen sonuçlar doğurabilecektir. Kişinin belki de altı ayda hiç uğramadığı bir adrese yapılacak bir tebligattan o şahsın haberi olmayacak ve çok büyük mağduriyetler yaşayabilecektir. Bu nedenle, alt komisyonda da söyledik, esas olan, kişinin yerleşim yeri adresi olmalıdır, ancak bu adrese yapılan tebligatlardan ulaşılamazsa ikinci adres olarak diğer adresin öne alınmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Yani esas yerleşim yeri adresinin birincil derecede önemli olduğunu burada madde metninde mutlaka vurgulamamız gerekir. Aksi takdirde yazlığını da kişinin esas adres kabul edeceği için bir mahkeme kararına itiraz edecek, götürür, ikinci adrese tebligatı yapar, oradaki odacı veya kapıya asar, hiç haberi olmadan o itiraz mercisi itiraz zamanı ortadan kalkmış olur. Bu, düzenlemede kasıtlı davrananlar için büyük mağduriyetlere yol açabilir, kasıtlı davranan görevliler için.

Bu nedenle mutlaka birinci adres öncelikli olmalı, birinci adrese ulaşılamadığı zaman ikinci adrese gidilmeli şeklinde bir düzenleme yapılmasının doğru olduğunu düşünüyorum.