KOMİSYON KONUŞMASI

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Bir genel konuşma yapalım mı Sevgili Başkanım?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Dinçer.

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Tutanaklara geçmesi babından söylüyorum. Bu yasanın, bu tasarının daha doğrusu, aslında en masum bölümüne geldik.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Fare zehrinin içindeki şeker gibi...

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Yani evet, bu saatten sonra görüşeceklerimizin aslında çok önemli bir kısmı toplum yararına olan düzenlemeler. Ben konuşmamda da hep söylemiştim, gene söylüyorum...

BAŞKAN - Çok özür diliyorum Sayın Dinçer.

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Ara mı veriyoruz?

BAŞKAN - Yok, bir şey söyledi, ona cevap vermek zorunda kaldım, affedersiniz.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Acaba bu yaklaşım dönerin etkisiyle olabilir mi?

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Yani, evet.

BAŞKAN - Tatlı da geliyor üzerine.

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Kesinlikle söyleyeceklerimi sonuna kadar dinleyin, ondan sonra Sayın Türkoğlu. Bizi bir dönerle kandırdığını zannetmesin Sevgili Başkanım. Ben teşekkür ediyorum ona. Eleştirilerimizi yine kesinlikle sonuna kadar yapacağız.

Ama bu yasanın bir özelliği var. Demiştim ki: İçine zehri koyup dışına biraz böyle ballı, kaymaklı bir şeyle yutturmaya çalışıyorsunuz. İşte, zehirli kısımları, şimdiye kadar geçirdiğimiz kısımlardı. Bizim bütün muhalefetimize rağmen bunları geçirdiniz, şimdi işin...

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Kremalı...

CELAL DİNÇER (İstanbul) - ...kremalı kısmına getiriyorsunuz. Bunlar olsa da olmasa da bizim için çok fazla bir önemi yoktur. Ülke elden gittikten sonra, demokrasi, özgürlükler elden gittikten sonra pasaportu polis vermiş, nüfus teşkilatı vermiş, hiç de önemli değil o kadar; ne bileyim işte, mirasçılık belgesini nüfus müdürü vermiş veya noter vermiş, o kadar önemi yok. Var belki hukuki, teknik açıdan var ama toplum yaşamı açısından çok fazla bir değeri yoktur, önemi yoktur.

Bu nedenle diyorum, önemsiz maddeler olarak görmüyorum ama toplum yaşamını etkileyecek, özgürlüklerimizi etkileyecek önemli hükümler değil bunlar. Sıradan, hani, tabiri caizse, suya sabuna dokunmayan hususlar. Bunlarda ne yapılıyor bu maddeyle? Nüfus teşkilatı yeniden yeni görevlerle donatılıyor. Bunlar, işte, pasaportun verilmesi -ben geneli üzerinde konuştuğum için söylüyorum- adların, soyadların düzeltilmesi, yeni tanımlar, yabancılara kimlik numarası verilmesi, işte değerli kâğıtların tanımı, nüfus idaresinin tanımı gibi aslında teknik konular. Bunlar, çok da fazla önemi olduğunu düşünmediğimiz konular.

Biz alt komisyondaki görüşmeler sırasında, bu tasarıda bu bölümlerle ilgili olarak çok sakıncalı gördüğümüz birkaç maddeye değinmiştik, gene şimdi tekrar değinmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi, kimlik numaralarının bazı şahıslara verilmesi. Türkiye'de şu anda milyonlarca insan sokakta kimliksiz dolaşmaktayken bu sayı belki 300, 400, 500 binlere kadar indi ama hâlâ daha binlerce insan kimliksiz olarak dolaşabilmekte, Hükûmetin sorumsuz politikaları nedeniyle yurt içinde rahatlıkla gezebilmekte, dolaşabilmekte. Bu, hem toplumsal sıkıntılara yol açmakta hem o insanların çok büyük mağduriyetine yol açmaktadır. Buna sebebiyetlerden bir tanesi de Orta Doğu'daki ülkelerin yönetim şekliyle birlikte Hükûmetimizin de yanlış politikası olmuştur. Bu yanlış politika sonucu milyonlarca insan ülkemize akın etmiş, bugün Türkiye bu sorunlarla baş başa bırakılmıştır Hükûmetin yanlış politikasından dolayı, duvara toslayan dış politikasından dolayı. Şimdi, biz bunlara kimlik numarası vereceğiz. E, verin kimlik numarası. Ne fayda sağlayacak? Bu insanlar gene sokak başlarında dilenmekte, bu insanlar gene yaşadıkları bölgelerdeki insanlarla çatışmalara girmekteler. Bizim endişelerimizden bir tanesi, bu kişilere verilecek kimlik belgelerinin ileride bunların Türk vatandaşlığına alınacağı ve oy kullandırılacağıydı. Biz bu endişeyi dile getirdik. Biraz evvel Nüfus İşleri Genel Müdürü arkadaşımız bana bir belge getirdi, "Biz yönetmeliği çıkardık, bu yönetmelikte bu kişilerin vatandaş yapılmasının önüne geçecek olan düzenlemeleri yaptık." dedi. Yönetmelik de sanıyorum Bakanlar Kurulunun 13/10/2014 tarihli düzenlemesiyle geçti.

Tabii, Türkiye'de bu tür sıkıntıları biz çok yaşadık. Yabancılara kimlik numarasının verilmesi, belki onların zapturapt altına alınması, kayıt altına alınması önemli ama bunların oy kullandırılacak hâle getirilmesi de demokrasi açısından... Ve Türk vatandaşlığına böyle kolay yoldan bu şahısların alınabilmesine kolaylık sağlayacak bir düzenlemenin olmasına da biz karşıydık. Gene böyle bir düzenlemede endişemiz vardı. O endişede de soyadlarının çok kolayca değiştirilip terör örgütü üyelerinin izlerinin kaybettirebilme imkânları var mıydı diye düşündük, hâlâ daha bu endişelerimizi de taşıyoruz. Gerçi, il idare kurullarına bu işin verilmesi, en azından onların kontrolünden geçmiş olması birazcık olsun bizi rahatlatmakta fakat bunun belli dönemler hâline getirilmesi gene tartışılması ve üzerinde düşünülmesi gereken, nüfusta yapılan değişikliklerle ilgili bir bölüm. Yani, işte, altı ay içinde, bir yıl içinde bu değişiklikler yapılacak, ondan sonra kalacak veya sürüp sürmeyeceği konusunda net nasıl düzenlemeler yapılacak, bunlar çok belirgin değil. Buna, sadece kanunda belirtilen işte iğrenç, itici, toplum tarafından kabul edilmeyen sınıflar için olursa pek bir itirazımız olmayacak ama her isteyen istediği şekilde soyadını değiştirebilecekse bu düzenlemenin bizde büyük sorunlar yaratacağını düşünüyoruz. Geneli üzerindeki görüşlerimizden bir kısmı bu.

Gene, yapılan düzenlemelerde, otuz yıl işlem görmemiş, 110 yaşından sonraki kişilerin kayıtlarının silinmesiyle ilgili düzenlemeler var. Bu düzenlemelerde de miras hukuku açısından yanlışlıklar olabileceği, miras hukuku açısından arzu edilmeyen sonuçlar doğurabileceği düşüncesiyle, böyle bir düzenlemenin, 110 yaşına gelmiş veya otuz yıldır işlem görmemiş her kişinin kaydının ortadan kaldırılmasının doğru bir davranış olmadığını düşünüyoruz.

Nüfusla ilgili ana hatlarıyla ilgili söyleyeceklerimiz bunlar. Maddeler geldikçe gene görüşlerimizi dile getireceğiz. Nispeten bunları, diğer bu saydığım eleştiriler dışındaki düzenlemeleri kabul edilebilir düzenlemeler olarak görüyoruz. Uluslararası alanda aile cüzdanı ve mavi kart verilmesini düzenleyen hükümlerin doğru olduğunu, teknolojiye uygun kartların verilmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz. Ancak, nüfus cüzdanları veya yeni ismiyle kimlik belgelerinin verilmesinin devlete bir ticari kazanç kapısı olarak açılmasını da doğru bulmuyoruz. Fiyatların belirlenmesinde hakkaniyete uyulmadığını, çok yüksek fiyatların tutulduğunu düşünüyoruz. Devletin en asli görevlerinden bir tanesi ona kimlik, vatandaşlık belgesi vermek, vatandaşlığını belirleyecek bir belgeyi vermek. Bu belgeyi ona niye fahiş fiyatla veriyorsunuz? Bunun daha alt seviyelere çekilerek en azından maliyet seviyesine düşürülüp bu şekilde fiyatının konulmasının daha doğru olduğunu düşünüyoruz veya ücretsiz vermek lazım.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Vermek lazım Sayın Valim. Yani, "Çok çocuk yapın." diyorlar, çok çocuk yaptığı zaman veremez o parayı adam.

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Efendim, yani, şu anda bir ekmeğe muhtaç olan, sokakta çöpten beslenen milyonlarca insanın bir ülkede siz 50 lira gibi, 15 lira gibi bir parayı çok küçük bir para olarak göremezsiniz. İşte, Hükûmetin yaptığı 2015 zamlarını da görüyorsunuz, 8 liradan 24 liraya kadar zam yaptı. Yani, sizin yaptığınız zammı... Vatandaşın bir kimlik belgesini zorunlu olarak değiştireceksiniz, zorunlu değişiklikte o parayı verecek. Bence bir sınırlama getirilmeli. Yani, belgesini getirene, fakirlik belgesi olanlara bu kimlik değişikliklerinin en azından ücretsiz verilmesi diye bir düzenlemeyi buraya koymamızın doğru olduğunu düşünüyorum.

Bir diğer önemli konu, eksikliğini gördüğümüz konu, alt komisyonda da görüşlerimi açıklarken söylemiştim. Nüfus teşkilatına hemen hemen mevcut görevlerinin 1 katı kadar daha fazla görev veriyorsunuz ama atadığınız kadro veya tahsis ettiğiniz kadro çok yetersiz kalacak. Sayın İçişleri Bakanı bir sunumunda "Biz sadece pasaportun polisten alınıp nüfusa verilmesinden sonra 3 bin ile 5 bin arasındaki polisi sahaya süreceğiz, bürodan almış olacağız yani emniyet hizmetlerine tahsis etmiş olacağız." demişti. Peki, 5 bine yakın polisin yaptığı bir görevi şimdi siz aynı kadro açıklığıyla çalışan ve gerçekten çok zor şartlarda çalışan nüfus teşkilatına aynı görevi yaptıracaksınız. Tahsis ettiğiniz kadro 500 veya en fazla 1.000. Biz bu kadronun yetersiz olduğunu düşünüyoruz, en azından nüfusa yeterli kadronun tahsis edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aksi takdirde nüfus dairelerinde gene çok büyük yığılmalar, çok büyük sorunlar yaşanacak, belki yer ve sıra kapma konusunda vatandaşlar arasında çok büyük kavgalar oluşacak. Bunu şimdiden görüyoruz.

Bir diğer önemli konu, gerçekten İçişleri Bakanlığının genel idari hizmetler sınıfındaki personelleri ile... Mülki idare amirleri olan vali ve kaymakamların özlük haklarıyla ilgili konularda fazla konuşmuyorum, zaten söyleye söyleye ağzımızda tüy bitti. İnşallah, bizi yönetenler, devleti yönetenler, iktidar mensupları sesimizi duymuştur. Ama, nüfus teşkilatına da bu kadar görev veriyorsunuz fakat onların seslerine kulak vermiyorsunuz. Yanıma alıp almadığımı bilmiyorum ama nüfus teşkilatından gelen feryatları da size mektuplar hâlinde okumak isterim. Oradaki insanların da özlük hakları bakımından çok yetersiz olduklarını; gerçekten Türkiye'de soluksuz çalışan, neredeyse nefes almadan çalışan kurumların başında gelen nüfus teşkilatında da hâlâ daha nüfus müdürlerinin müdür kadrosunda sayılmadığını... Yani, müdür olup olmadıkları belirsiz. Her müdürlükte şube müdür unvanı var ama nüfus müdürlüklerinde böyle bir unvan yoktur. Dolayısıyla, ek gösterge haklarından, çeşitli haklardan mahrum kalmakta bu teşkilat. Özlük haklarının düzeltilmesi konusunda bir çalışmanın olup olmadığını Sayın Bakanımızın ağzından duymak istiyoruz. Bu konuda nüfus teşkilatına verdiğimiz görevler ne kadar artıyorsa sorumlulukları da o kadar artmakta, buna mukabil almış aldıkları ücretler sürekli gerilemekte. Bu personelin mağduriyetinin giderilmesi için de bu madde metinlerinde düzenlemenin yapılması gerektiğini düşünüyoruz.

Tabii, bu genel konuşmanın dışında, ilerleyen bölümlerde, maddeler geldikçe gene görüşlerimi açıklayacağım. Bunun için şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Biz, bu tasarının bu bölümündeki düzenlemelerin toplum yararına belki faydalı olabileceğini ama gene de yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Bizim önerilerimiz doğrultusunda bazı düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyoruz ve teklifimizi de bu yönde vereceğiz.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.