KOMİSYON KONUŞMASI

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, Sayın Bakan Yardımcım, çok değerli Komisyon üyeleri, çok değerli bürokratlar ve çok değerli hazırun; ben öncelikle, bir cumhuriyet Bakanımız burada olduğu için, bu yapmış olduğu 2020 yılı bütçesinden dolayı kendilerini kutluyorum. Gerçekten de kutluyorum. Ağzınıza sağlık, sabah da çok iyi bir sunum yaptınız.

Tabii, Sayın Şener demin bir şeyler söyledi. Eski bir bakanımız olması hasebiyle, eski Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olması hasebiyle kendisine çok saygımız var ama şöyle bir cümlesi oldu: "Türkiye 37'nci sırada. Şirketler kuruluyor, yüzde 10 kazanılmıyor, siz ne yapacaksınız?" Tabii, ben, buradaki hazırunun huzurunda bir şey arz etmek istiyorum. Hani derler ya -Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu hep çok kullanır- "Şu çılgın Türkler var ya." İşte bu topraktaki çılgın insanlar, çılgın Türkler, her dönem, her ne olursa olsun -gerek savaş da olsa gerek terör de olsa gerek ekonomik savaş da olsa- her zaman kalkmasını bilmişlerdir. O vesileyle de Allah bir sıkıntı vermezse, bizim özellikle 2020 yılı ekonomik programımızla birlikte, biz önümüzdeki sene de dâhil olmak üzere Türkiye'deki eski şahlanış nasılsa 2001'de -özellikle ekonomik verilerin çok tavan yaptığı 2015'in, 2016'nın başlarına kadarki- aynı şekilde 2020 yılında da bunlar böyle olacak. Bir de biraz daha tersini düşünmeyi sizin takdirlerinize bırakıyorum.

Bakın, Fransa'da bir sarı yelekliler olayı çıktı, neredeyse Cumhurbaşkanı istifa ediyordu. Biz, belki kendimizi çok zayıf bir devlet gibi görüyoruz veyahut da kendimizi çok farklı bir yerde görüyoruz. Aslında bu, doğru değil. Elli yıla yakındır biz terörle uğraşıyoruz. Elli yıla yakındır bu ülkenin içerisinde, bu ülkedeki insanları birbirlerine kırdırmaya çalışıyorlar ama hamdolsun, bakın, bir sıkıntı yok. Dün Batman Milletvekilimiz burada bir şey söyledi, Çanakkale'yle ilgili. Ben kendisine de cevap verdim. Hâlen burada da karşımda. Yani Kürt ile Türk'ün bir sıkıntısı yok; Sünni ile Alevi'nin bir sıkıntı yok ama bunu algı yapmanın da bir anlamı yok. Biz, ne olursa olsun bu devletin güçlü olmasını sağlayacağız.

Ben dünkü konuşmamda da söyledim: Güç, adalettir. Bu, tek bir insanın elinde de böyledir, bir şirketin elinde de böyledir ama bir devletin elinde de böyledir. Dolayısıyla bu devlet, özellikle 2015 yılından sonra, bakın, bir, hendek gördü; iki, bir darbe gördü. Yani siz bu ülkeye baktığınız zaman, siz bir insanı hava kuvvetlerinin başına getiriyorsunuz ama o, bu devlete ihanet ediyor. Düşünün, siz bu ülkede insanları seçiyorsunuz belediye başkanı olarak ama bu ülkenin insanlarını havaya uçuruyor, devletini havaya uçuruyor, askerini öldürüyor, polisini öldürüyor. İki...

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Öyle bir şey yok, öyle bir iddia yok. Bugüne kadar...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Öyle bir iddia değil, öyle bir gerçektir. Bakın, evvelki gün de burada rakamları konuştuk, rakamları söyledik, gayrisafi millî hasılanın nerelere gittiğini söyledik. Dolayısıyla hendeklerden önce baktığınızda Gazi olayları çıkıyor, aylarca devam ediyor. İlk kez, bakın, 1974'ten sonra, bu devlet, kendi egemenlik hakkını korumak üzere, kendi vatandaşlarını korumak üzere bir Zeytin Dalı Harekâtı'nı gerçekleştiriyor, ondan sonra bir Barış Pınarı Harekâtı geliyor. Tabii bunlara giderken bedavadan gidilmiyor, işin gerçek tarafı. Siz Avrupa'ya baktığınız zaman, 2 asker gönderiyorlar, neredeyse milletten ek vergi alıyorlar ama bu devlette de böyle bir şey yoktu.

Biraz daha geriye gidelim. Bakın, şimdiye kadar Kıbrıs'ta biz başımızı çıkaramıyorduk. Ama aylardır Akdeniz'de, biz indik oraya, kendi sondaj gemilerimizle kendi donanmamızla biz orada şu anda doğal gaz ve petrol adıyoruz. Dolayısıyla bizim bunlara şükretmemiz lazım.

Evet, ekonomik anlamda sıkıntılarımız varsa bunları birlikte oturup konuşmamız lazım. Elbette ki hepimiz seçilmişiz ama hepimiz, Türkiye Cumhuriyeti devletinin milletvekilleriyiz. Burada bulunan bürokratların hepsi Türkiye Cumhuriyeti devletinden maaş alıyor, başka bir ülkeden maaş almıyor. Ama şu var: Bizim kendi ülkemizin de itibarını psikolojik anlamda da yükseltmemiz lazım.

Ben şunu bekliyordum özellikle Sayın Şener'den: Elbette ki bu sıralarda oturdu AK PARTİ hükûmetlerinde de bakanlık yaptı. Yanlış varsa eyvallah, biz onu kabul ederiz ama doğru da varsa.. AK PARTİ hükûmetlerinde Maliye Bakanlığı yaptığı zamanda şunu söylemesi lazımdı: O dönemlerde bizim, Hükûmetin, bizim yaptığımız şu şu şu şunlar da gerçekti. Gerçekten Türkiye dünyada 17'nci sıradaydı. Dolayısıyla bunu bizim gerçekten söylememiz lazım.

Benim aslında konuşma metnim biraz daha farklıydı ama bir şey daha arz etmek istiyorum. Keşke Sayın Bekaroğlu burada olsaydı.

Değerli milletvekilleri, her bürokrat, nitelikli bir insandır, nitelikli bir bürokrattır. Devletin sınavlarına girip de buralara kadar yükseliyor. Hiç kimse bedavadan bir genel müdür, bir müsteşar, bir müsteşar yardımcısı olmuyor. Şu anda Bakan Yardımcısı demeyeyim çünkü siyasi olarak atanıyorlar ama Bakan Yardımcısı, daha önce Müsteşar olarak görevliydi ve yıllarca da başı dik bu görevleri yaptı.

Ama şunu söyleyeyim: Hiçbir milletvekiline, bürokratları tehdit etmek de yakışmıyor. Eğer bir şey varsa, bu devletin hâkimi var, savcısı var. Zaten herkes hürdür. Bu anlamda Anayasa'yla da teminat verilmiştir. Bir sıkıntıları olursa elbette ki bürokratlar hakkında bunlar dava açarlar. Ama gözlerinin içine bakıp da "Ya bak, bu iktidar giderse siz yarın ne olursunuz?" Bu, doğru bir şey değildir. Bunlar iktidara göre hareket etmiyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Anayasası'na göre ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin vermiş olduğu kanunlara istinaden bu görevleri yapıyorlar.

Ben, tekrardan, 2020 yılı bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum ve emeği geçen herkese huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Özellikle bizim Plan Bütçe Komisyonunda görev yapan yasama uzmanlarına da verdikleri katkılardan dolayı teşekkür ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum ve herkesin de kandilini kutluyorum.

Özellikle 10 Kasımda da Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'e de Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.