KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Bir dakika, ben size söz vereceğim.

Şimdi, biz avcılığı konuşurken burada şunu söyledik: Türkiye'de popülasyon azalıyor. Bunun nedenleri arasında, bir, kullanılan tarımsal ilaçlar, bunun haricinde yaşam alanlarının kalmaması, sulak alanların kurutulması ve -daha saydığımız- elektrik tellerine çarpan göçmen kuşlar dedik. Bunlardan bir tanesi de yasak avcılık, zamanında, usulüne göre yapılmayan avcılık dedik; bunları tartıştık ve şöyle bir önerim oldu benim de: Biz altyapısını hazırladıktan sonra... Nedir altyapısı? Özellikle sizlerin söylediği hep şudur... Ben kaymakamlık yaptım, İpsala'da kaymakamlık yaptım. Burada çok fazla vuruluyor, gerçekten aşırı bir avlanma var. Diyordu ki avcılarımız: "Biz vurmasak Yunanistan vuracak." Bakın, şimdi, hep bu söyleniyor. Ben de şunu söyledim: Madem böyle bir durum var, ülkemiz bir göç yolu üzerinde, Türkiye'ye gelen giden, yakınımızdaki, çevremizdeki bölge ülkelerle de görüşerek Tarım ve Orman Bakanlığı dört yıllık bir çalışma yapsın, bu çalışmada senkronize olarak bölgedeki diğer ülkeler de dâhil olmak üzere bazı göçmen kuşlarla ilgili ve diğer bazı hayvanlarla ilgili de bu konuda belli bir süre... Bakın, altını çizerek söylüyorum çünkü çok azaldı. "Gençliğimizde, çocukluğumuzda gördüğümüz kuşları göremiyoruz." dedim ve aynı zamanda bu dört yıllık süre içerisinde de Gençlik ve Spor Bakanlığı trap-skeet atış poligonları -belediyelerle beraber- ve diğer poligonlar yapılarak bu konuda avcılarımızın ve av sektörünün... İşte, bu konuda av sektöründen de içimizde arkadaşlar var, ben onu da düşünen adamım çünkü Türkiye'de aşağı yukarı 200 milyon dolarlık bir sektör olduğunu da biliyor, duyuyoruz. Ben onların da kimsenin de ekmeğine mâni olunmasını da istemiyorum, Komisyon olarak da istemiyoruz. Yani bu fişek satımı, av tüfeği satımı yine olsun, buna kimsenin bir şey diyeceği yok. Özendirici olsun diye bir öneriydi bu. Bu, yapılacak olan bir şey değil. Dedik ki: "Özendirici olmak, insanların kafasında bu kanaati geliştirmek üzere 'Silahını getir, fotoğraf makineni al.' gibi kampanyalar düzenlensin." Demez olaydım. Avcılardan binbir tane küfür, binbir tane hakaret geldi; hayvanlığımız da kalmadı, FETÖ'cülüğümüz de kalmadı, PKK'lılığımız da kalmadı. Sizin dediğiniz gibi "Biz ülkenin 3'üncü milis gücüyüz." diyerek hiç de hak etmediğim... Ve ben bütün o yazanlara hakkımı da helal etmiyorum, gerçekten hakkımı helal etmiyorum çünkü hayvan haklarını, kimsesizlerin kimsesini savunmak için biz bunları söyledik. Ne avcılara bir laf ettim ne avın tamamıyla yasaklanmasıyla ilgili bir laf ettim. Biz böyle, bu kadar titiz bir çalışma sergilerken bizi hiç tanımayanların... Bu hakkımı ben öbür dünyada onlardan alacağım bir defa. Bu dünyada da devam ederlerse mahkemeye gideceğim, şu ana kadar gitmedim ama gideceğim de yani bunu da özellikle söyleyeyim.

Şimdi, bizim bu sözümüzden niye alınıldığını, bu kadar tepki gösterildiğini... Ben "Av tamamen yasaklansın." demedim ki "belli bir süre" dedim, bakın bu iki yıl olur, bir yıl olur, üç yıl olur; biz bunları tartıştık burada, bunları konuştuk. Buna rağmen bu kadar büyük bir tepkinin, bu kadar büyük bir hassasiyetin gösterilmesi hakikaten ilginç geldi bana, çok ilginç geldi.