KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, Varlık Fonu'nun ve bürokrasinin değerli temsilcileri; raporu bugün elde ettim ve okudum. Daha evvel yarım kalan bir görüşmenin devamını gerçekleştiriyoruz, tahmin ediyorum. 2020 yılına doğru gidiyoruz ama henüz daha Varlık Fonu Anonim Şirketinin 2017 yılı hesaplarına ilişkin denetim raporlarını inceliyoruz. Dünya üzerinde 2016 yılında hazırlanmış olan bir raporda yer alan bilgilere göre 40'tan fazla ülkede 80 civarında varlık fonu var. O tarih itibarıyla varlık fonlarının yönettiği toplam fon tutarı 7,4 trilyon dolar ve bu rakamın 2020 yılında 20 trilyon dolara yaklaşacağı ifade edilmekteydi. Gerçek durum nedir, nereye doğru gidiyor, Sayın Genel Müdür bilgi verirse memnun olurum.

Türkiye'de bu çerçevede böyle bir varlık fonu yapılanmasına gitti. Fon'un yapılanmasıyla ilgili geçmişte yapılmış tartışmalara burada girmeyeceğim. O sonu olmayan bir tartışma. Burada onu sonuçlandırmanın imkânı da yok. Denetim raporunda dikkatimi çeken hususlar şunlar: Denetimle ilgili 6741 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesinin hükümleri gayet açık: "Bir önceki yılın mali tablolarına ilişkin denetim bağımsız denetim şirketi tarafından ve bu düzenlenen rapor ve bu rapor üzerine Sayın Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilen denetçilerin düzenledikleri raporlar haziran ayı sonuna kadar Sayın Cumhurbaşkanına sunulur." Şimdi, raporda yer alan bilgilere, tarihlere bakıyorum, bağımsız denetçi raporları 13 Haziran 2018 yılında düzenlenmiş, çok geç bir kere. Varlık Fonu olarak siz, Fon'u yöneten şirketin yetkilileri olarak sizler bağımsız denetçiye bu raporu denetim görevini verirken hangi tarihte bu raporun size teslim edilmesini öngörüyorsunuz? Çünkü haziran sonuna kadar bu raporun Sayın Cumhurbaşkanına sunulması gerekir. Bu rapor üzerinden bağımsız diğer 3 müfettişin düzenleyeceği raporun sunulması gerekir aynı zamanda.

Yine, rapordaki tarihlere bakıyorum, Başbakanlık makamının 28/6/2018 tarihli oluruyla söz konusu bu raporların ilgili denetçi arkadaşlara verildiği anlaşılıyor. Yani iki gün içerisinde bu raporu düzenlemesi lazım burada söz alan 3 denetçi arkadaşın. İki gün içinde düzenleyemeyeceği için onlar da ne zaman düzenlemişler bunu? 5 Temmuzda. Cumartesi, pazarları saymadım, çalıştığınızı varsayıyorum yani sonuçta -raporun teslim edildiği gün, görevin alındığı günü de düşün, beş gün- beş günde bu müfettiş arkadaşların bir denetim yapma imkânı yoktur. Düzenlenen rapor şeklî bir rapordur, kanunun öngördüğü bir zorunluluğu bir formaliteye dönüştürmekten ibaret bir rapor olmuştur. Rapor 29 sayfadır, 15 sayfası da mali tablolardan oluşuyor. E, bu tabloları ek yapsa arkadaşlar, rapor 14 sayfaya inecek, çok kısa bir rapor olacak. "En iyisi bu mali tabloları raporun içine yerleştirelim." demiş arkadaşlar, bu olmamış bir kere. Ben Sayın Genel Müdürü bu konuda, belki kendisinden önceki dönemlere ait olmuş olabilir bu rapor ama bir ciddiyete, sonraki dönemler için daha ciddi davranmaya davet ediyorum.

Millî Piyangoyla ilgili konuda yaptığınız değerlendirmelere maalesef katılamıyorum çünkü "Bu bir özelleştirme değildir." dediniz, öyle de bir rapor dağıttınız, bunun adı özelleştirmedir. Hangi kanuna göre yaparsanız yapın bunun adı özelleştirmedir. 4046 sayılı Kanun'un özelleştirme yöntemlerini düzenleyen o maddesine baktığınızda orada özelleştirme yöntemleri olarak beş adet yöntem sayılır. "Satış, işletme hakkının devri, gelir paylaşımı yöntemi, vesaire vesaire ve diğer çeşitli hukuki tasarruflar." diye bunların hepsi tek tek sayılır. Hangi kanuna göre yaparsanız yapın bunun adı özelleştirmedir.

Ve tabii sormak istiyorum, bunu Özelleştirme İdaresi de yapabilirdi, niye Varlık Fonu'na devretti? Özelleştirme Yasası'nın, 4046 sayılı Yasa'nın getirmiş olduğu birtakım zorunluluklardan kurtulmak mıdır amaç? Örneğin orada sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi şarttır, yasa hükmüdür. Tekliflerin nasıl alınacağı, hangi ihale yöntemlerine göre ihale edileceği çok açıktır. Rekabeti hedefleyen bir yapı vardır orada. Pazarlık usulünde bile rekabeti esas alan bir yapı vardır ama sizin yönteminizde rekabeti esas alan bir yapı yoktur. Yani kanunen zorunlu değildir, görünüşte bir iki teklif almış olabilirsiniz. Ben o ihalenin şeffaf bir şekilde yapıldığını düşünmüyorum.

Verdiğiniz rakamlar gerçekçi değildir, bir şey söylüyorsunuz: "2018 yılı rakamı, hasılatı Millî Piyangonun şu kadardır oysa biz şu kadara çıkaracağız." Eski ihaleyle bir kıyaslar mısınız onu? Eskiden yapılmış bir ihale vardı, birinci teklif sahibi dolardaki dalgalanma nedeniyle, kurdaki dalgalanma nedeniyle ödeyemedi, sonra kaldı. Acaba Millî Piyangoda kalsaydı bu rakam kaça çıkardı?

Şu konuda bilgi veremediniz, daha doğrusu verememenizi de normal karşılıyorum çünkü kurum olarak bilgi sahibi değilsiniz. Mülkiyeti hazineye ait olan taşınmazlar, birçok taşınmaz size devredildi. Bunların birçoğunda turizm yatırımı var. Turizmi Teşvik Kanunu'na göre turizm alan ve bölgelerinde yapılmış olan yatırımlardır bunlar. Bu hazine arazileri üzerinde yatırımcılar lehine kırk dokuz veya yirmi dokuz yıl süreyle irtifak hakkı tesis edilmiştir. Bu irtifak haklarının bir kısmı üst hakkına dönüştürülmüştür. Tapu gibi işlem görebilir, sahibi bunu devredebilir ve bunların kira ve ecrimisil bedellerinin zamanında ödenmemesi hâlinde de devletin ilgili mevzuatı uygulanır, örneğin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 75'inci maddesine göre buralar tahliye edilir. Sizin hiçbir taşra teşkilatınız yok. Bunları nasıl takip edeceksiniz? Dediniz ki bunun gerekçesi olarak: Bir fon yaratmak amacıyla, bir akar yaratmak amacıyla bize devredildi. Bu devirler yapıldığı zaman zamanın genel müdürünü aradım, bunları sordum kendisine, bir Millî Emlak eski Genel Müdürü olarak. "Nedir gerekçesi?" dedim. "Ben size bilgi notu göndereceğim." dedi, daha gelmedi o not. Sizden talep etmiyorum çünkü nedenini biliyorum. Ayrıca, yani akar olsun diye devredilir mi bir şey? Burası mülkiyeti hazineye ait yerler, yirmi dokuz yıl, kırk dokuz yıllık süre bitince tekrar hazineye gelecek ve tekrar Turizmi Teşvik Kanunu hükümleri çerçevesinde burası değerlendirilecek. E, bunun arazilerini, çıplak mülkiyetini irtifak hakkı lehtarına satmaya yönelik yasalar çıkarıldı. 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un 4'üncü maddesi bunu düzenliyor. Siz ne yapacaksınız burada? Yani amaç bunun kira gelirini toplamaksa bu doğru bir şey değil. Size akar olmak üzere, gelir olmak üzere 3 milyar liralık bir avans verildi, baktım avans kapatılmış. Zannediyorum 1 milyarı size ödendi, 1 milyar da kapatıldı. Rapordaki o cümleyi de biraz açmanız lazım sevgili arkadaşlar, denetçi arkadaşlar. Sonra "Bu 1 milyar lira faiziyle birlikte 10 milyar TL ödenmiştir." gibi bir şey söylüyorsunuz. Bir başka ödemenin içerisinde zannediyorum faiziyle birlikte ödendi ama raporda o husus açık değil.

Bir şey daha söyledi denetçi arkadaşlar, "Biz bağımsız denetçi olmadığımız için takvim yılı esasına göre rapor düzenlemek zorunda değiliz." Hayır, siz ekonomi, maliye konularında uzman kişi olmalısınız ki Cumhurbaşkanı sizi bu vasıflarınız nedeniyle denetçi olarak görevlendirdi. Çünkü başka konularda uzman olan kişiler görevlendirilemiyor. Eğer uzman iseniz her takvim yılı için ayrı bir rapor düzenlenmesi gerektiğini bilmeniz lazım, ayrı ayrı rapor düzenleyeceksiniz.

Son olarak söyleyeceğim, Sayın Genel Müdür birçok bilgi verdi bize, teşekkür ederim, A380 uçağıyla İstanbul'dan üç saatlik, dört saatlik uçuşla hangi coğrafyalara uçacağımız gibi. Bütün Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin yıllardır vâkıf olduğu konularda bizi tekrar bilgilendirdiniz, teşekkür ederim ama bu Varlık Fonu ne yaptı bugüne kadar? Kredi mi aldı, fon mu buldu, kendisine devredilmiş olan bu hazine varlıklarıyla ilgili, taşınmazlar olsun, ÇAYKUR olsun, Millî Piyango, at yarışları, ne bileyim, Türk Hava Yolları, banka hisseleri, bunları teminat göstererek kredi mi temin ettiniz? Amaca uygun ne yaptınız, merak ediyorum. Bu konuda bir bilgi vermediniz, o konuda bilgi rica ediyorum.

Teşekkür ederim.