| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 21 .01.2015 |
CELAL DİNÇER (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, bu tasarının baştan sona yanlış olduğunu, özellikle Jandarma ve Sahil Güvenlikle ilgili kısımlarının yanlış olduğunu her vesileyle söyledik.
Görevden uzaklaştırma 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre zaten var olan bir uygulama ancak Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin de İçişleri Bakanı tarafından görevinden uzaklaştırılması konusu özellikle şimdi bu maddeye konuyor, Jandarmaya da konmuştu aynı madde. Ben şimdi bunun biraz, birkaç soruyla niçin yapıldığını sizlerin bilgisine sunmak istiyorum. Burada kullanacağım her kelime tekrar olacak belki ama affınıza sığınıyorum bu nedenle.
1) Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı, Türk Silahlı Kuvvetlerinden koparılarak siyasete alet edilmesi oyunu Genelkurmay Başkanlığının itirazlarına rağmen, ısrarla tasarıya konularak bu Komisyonumuza niye getirilmiştir?
2) Hükûmetin amacı, Jandarmayı ve Sahil Güvenlik Komutanlığını Genelkurmaydan kopararak daha etkin hâle getirmek midir yoksa Genelkurmayı biraz daha tesirsiz duruma getirme planının bir parçası mıdır? Bu soruların cevaplanmasını ben istiyorum.
3) Türkiye'nin dış ve iç tehdit açısından en riskli olduğu dönemde Jandarmanın Türk Silahlı Kuvvetlerinden koparılmasının gerçek amacı ne olabilir?
4) Jandarmanın ve Sahil Güvenlik Komutanlığının sivil otoritenin emrine girmesi Oslo'da yapılan gizli anlaşmaların zamanla hayata geçirilmesinin bir parçası mıdır?
5) Tır operasyonuyla gündeme gelen özellikle Jandarmayı hizaya sokmak, intikam almak için mi böyle bir uygulamaya gidilmiştir?
6) Hukuk dairesinde görev yapan her kurumu menfaatine aykırı gördüğü için dağıtma düşüncesi iktidarların genelinde var mıdır...
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Genelinde yoktur.
CELAL DİNÇER (İstanbul) - ...aklında var mıdır veya hepsinin aklındaki düşünce bu mudur? Böyle de açabiliriz bu soruyu.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Şeytanın aklına gelmez.
CELAL DİNÇER (İstanbul) - Şeytanın aklına gelmez diyorsunuz, doğrudur.
7) Meclis çoğunluğunu elde eden iktidarın yaptığı her şeyi doğru mu kabul edeceğiz? Yıllarca varlığını devam ettiren kurumların genleriyle oynanmasına biz muhalefet milletvekillerinin seyirci kalmamızı mı istiyorsunuz?
8) Niyetiniz terörle mücadelede Jandarmayı pasifize ederek terör örgütüne yol vermek midir?
9) Türkiye'de terörle mücadele bitti mi de böyle bir yapılanmaya gidiyorsunuz? Ülkenin bölünmez bütünlüğünde etkin rol alan bu güçlerin 2015 seçimlerinde doğu ve güneydoğu bölgesinin terör örgütü sempatizanı olan seçmen oylarını alabilmek uğruna mı Jandarmadan vazgeçiyorsunuz?
10) Sorun, Jandarmanın ve Sahil Güvenliğin sivil idareye teslime edilmesi değil, esas sorun, doğu ve güneydoğunun terör örgütüne teslim edilmesi midir?
11) Jandarmanın ve Sahil Güvenliğin yeniden yapılanmada etkisizleştirilmesi halkımızın mı, Hükûmetimizin mi, yoksa terör örgütünün mü talebidir?
12) 17 ve 25 Aralık operasyonlarından sonra bütün kurumların genleriyle oynayarak korkusuz, muktedir bir iktidar olduğunuzu göstermek mi istiyorsunuz? Merak ediyoruz, Kandil'e de muktedir olduğunuzu ne zaman göstereceksiniz?
13) Yolsuzluk operasyonlarından sonra şehirlerde suç ve suçlularla mücadele edecek polis gücünün direncini kırdınız. Jandarmayı ve Sahil Güvenliği de sivil iradenin eline teslim ederek terör örgütleriyle etkin mücadele edenin direncini kırmak mı istiyorsunuz?
14) Çözüm sürecinin sonu nedir?
15) Şimdi, Jandarma, Sahil Güvenlik, sırada ne var? Bu diziyi bölüm bölüm değil de bir seferde görmek istiyoruz.
16) Sizin yapmak istediğiniz terörle mücadelede Jandarmaya dur demek midir, Sahil Güvenliğine dur demek midir?
17) Evet, terör örgütü, Jandarmayı ve Sahil Güvenliği istemiyor olabilir, bunu anlayabiliriz ama bu iktidar da istemiyor? Bunun cevabını bekliyoruz. Jandarma ve Sahil Güvenlik askerî yapısından kaynaklanan güçle her zaman kendini yenileyebilen dinamik, genç, en zor doğa ve iklim şartlarında görev yapma kabiliyetine sahip askerî statülü kolluk kuvvetleridir. Böyle bir kurum emniyet ve güven kaynağıdır. Bu yasayla Jandarmayı ve Sahil Güvenliği yokluğa atıyor ve ülkeye kıyıyorsunuz.
18) Jandarma görevini yerine getirirken, Sahil Güvenlik de görevini yerine getirirken adalet, tarafsızlık, dürüstlük, liyakat, saydamlık ve hesap verilebilirlik ilkelerine bağlı kalarak, hiçbir dış gücün etkisinde kalmayarak halkın güvenini tesis etmekte, yeni yasayla bu güven ve uygulamayı tarihe mi gömmek istiyorsunuz?
19) Jandarma ve Sahil Güvenlik personeli dil, din, renk, mezhep, felsefi inanç, cinsiyet, özellikle siyasi düşünce ve bunun gibi sebeplerle insanlar arasında ayrım yapmaksızın tarafsızlık içerisinde hizmet sunmaktadır. İktidarın kendi amaçları uğruna kullanamadığı Jandarmayı neden gözden çıkaracağı bu saydığımız özelliklerinden de anlaşılmaktadır.
20) Jandarma ve Sahil Güvenlik personeli Atatürk ilke ve inkılaplarına, toplumun ve cumhuriyetimizin temel değerlerine, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne gönülden bağlıdır. Bu gücünü Anayasa, uluslararası sözleşmeler, kanunlar ve diğer ilgili mevzuatlardan almaktadır. Şimdilerde ise iktidar, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü tehlikeye sokacak adımları bilerek veya bilmeyerek yine kanun yoluyla Jandarmanın ve Sahil Güvenliğin askerî statüsünü bozmakla yapmıyor mu?
21) Jandarma, asker kimliğinin gerektirdiği disiplin, saygınlık ve dürüstlük içerisinde hareket etmektedir. Görevini yerine getirirken tarafsız davranır ve insanlar arasında ayrım yapmaz, güç endeksli değil, hak endeksli çalışır, ona etki eden kanun ve vicdanıdır, başka hiçbir dıştan müdahaleyi kabul etmez. İşte bunun içindir ki Jandarma menfaat uğruna kontrol altına alınmaya mı çalışılıyor?
22) Askerî statülü kolluk kuvvetleri olarak Jandarma ve Sahil Güvenlik kendine has kurumsal özellikleri ve değer sistemi, eşsiz bir disiplin anlayışı içerisinde kolluk ve askerî kabiliyetleri birleştirerek her türlü iç ve dış tehdit ortamında göreve hazır olma yeteneği ile kendisini ülkesine adamıştır. Böyle bir gücün yok olmasını isteyenler nasıl bir vicdan ve düşüncenin tesirindedirler? Eğer vicdan ve muhasebe denen bir şey kalmışsa bir daha düşünülmeli. Yanlıştan dönmek de çok büyük bir erdemdir.
23) Bugün, Jandarma ve Sahil Güvenlik sahip olduğu zırhlı araç, helikopter, hafif silah ve teçhizatlarla kuvvetli bir şekilde tehditlere karşı koyma imkân ve kabiliyetine sahiptir. Ek olarak, savaş zamanında da askerî ve savunma kabiliyetlerine sahiptir. Böyle bir gücü yok etmek veya zayıflatmak vatana ihanet değil de nedir? Bu gücü zayıflatmak bütün güçlerin sizin siyasal menfaatlerinizin kontrolünde olmak zorunda mıdır? Zayıflatarak bunu kontrol altına almak zorunda mısınız?
24) Jandarma ve Sahil Güvenlik bir taraftan mülki ve adli görevleri yerine getirirken diğer taraftan da iki taraflı bağlılığı ile hem sivil hem de askerî komuta altında konuşlanabilmektedir. Barışı sağlama harekâtına katılan kolluk ve askerî kuvvetler arasında ideal bir ara yüz sağladığı, barışı koruma görevlerinde jandarma gibi askerî kolluk kuvvetlerine ihtiyaç varken neden bu gerekçeler görmezlikten gelinerek Jandarma ve Sahil Güvenlik etkisizleştirilerek kolu kanadı kırılıyor?
Evet, son olarak, Jandarma, kolluk kuvveti olmanın dışında sahip olduğu askerî niteliği ve disiplini ilave kuvvet çarpanı olup vatandaşa güven vermektedir. Jandarma kimliğini askerlikle özdeşleştirmiştir. 175 yıllık bu kurumu bozmak kimin işine yarayacaktır? Gene, Sahil Güvenliğimiz de sahillerimizde vatandaşlarımıza güven vermektedir. Bunu siyasallaştırmak kimin işine yarayacaktır?
Evet, lütfen, sizlerden son ricam, değerli milletvekilleri, 1839 yılından beri süregelen köklü ve güçlü teşkilatı yok etmeyin. Bu ülkede huzur sadece bize değil, çocuklarımıza da lazımdır. Ülkemizin bölünmez bütünlüğünün en büyük teminatı Jandarmamızın varlığını sürdürmesine bağlıdır. Sahil Güvenliğimizin bozulmamış, düzgün, tarafsız bir şekilde görev yapmasına bağlıdır ülkemizdeki denizlerdeki güvenliğimiz.
Bu nedenle, bu yasanın bundan sonraki görevden uzaklaştırmayla ilgili sanıyorum, belki büyük bir kanun olabilecek sadece bir maddede düzenlenmiş. Gerçekten de utanç verici bir düzenleme yani hukuk tekniği açısından utanç verici diyebileceğim bir düzenleme var. Bundan sonraki bu fıkraların tümünün sadece ve sadece Sahil Güvenlik ve Jandarmayı etkisizleştirmek, onları siyasi iktidarın bütün etkilerine açık hâle getirmek için düzenlenmiş maddelerdir. Bu maddelerin bundan sonraki teker teker oylayacağımız fıkralarının tümünün doğru olmadığını, biraz evvel 23-24 maddede sıraladığım bu gerekçelerle yanlış olduğunu belirtiyor, 27'nci maddenin tümüyle tasarı metninden çıkarılmasını teklif ediyorum.
Tekrar hepinize saygılar sunuyorum.