MAHMUT TANAL (İstanbul) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle hepinize teşekkür ediyorum.

Bu fırsatı, imkânı da bana tanıdığınız için ayrıca üye arkadaşlarımıza da çok çok teşekkür ediyorum.

Bu bütçe görüşmesiyle ilgili, öncelikle Kamu Denetçiliği Kurumuna ben teşekkür ederim. Kamu Denetçiliği Kurumunun hakikaten bütçesi az ve yetersizdir, çalışma alanları çok geniştir. Türkiye'de biz hakkın, hukukun, adaletin tecellisinin eğer yerleşmesini istiyorsak Kamu Denetçiliği Kurumunun bütçesini daha artırılması gerektiği inancını ben taşıyorum. Çünkü verilen kararların hepsi tavsiye mahiyetinde, uyulma oranı aşağı yukarı yüzde 70'in üzerinde. Bununla eksik olan düzenlemelerle ilgili kararların emredici hâle getirilmesi, resen hareket edebilme imkânlarının da Meclis bünyesinde kanun teklifi verdiğimiz hâlde hâlen bugüne kadar Genel Kurula indirilmemiştir. Burada çoğunluk partisi AK PARTİ'li arkadaşlardır. Eğer gerçekten Türkiye'nin idare hukuku açısından iyi işlemesini istiyorsak, idare hukukunun temel ilkeleri olan denetim, şeffaflık, hukuk devletinin tecellisini istiyorsak bu kanun tekliflerimizin bir an önce Meclise getirilmesini istirham ediyorum. Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri getirdi diye getirmek istemiyorsanız kanun teklifini siz yapın, biz geri çekelim ya. Doğrusu bu çünkü kamu yararı için buna ihtiyaç vardır.

Gelelim RTÜK'le ilgili konuya. Evet, RTÜK Başkan Vekili burada, RTÜK Kanunu'nun 38'inci maddesi elimizde, 38'inci maddenin (2)'inci fıkrası diyor ki: RTÜK üyeleri şu sayılan işleri yapamaz. Resmî ve özel hiçbir görev alamaz Başkanım, ücretli, ücretsiz ayrımını yapmıyor. Ayrıca orada şunu yapıyor: Eğitim amaçlı olarak bazı istisnaları tanımış. Ama şunu tanımamış: Doğrudan ve dolaylı olarak TÜRKSAT gibi, Basın İlan Kurumu gibi kurumlarda -çünkü bunlarla ilgili sürekli bir ihtilafın ve nizanın çıkabileceğini hesap ederek kanun koyucu bunu yaptığı için- görev alamaz diyor. Bizde ceza hukukunda rahmetli Sulhi Dönmezer suç işlemeyi şuna benzetirdi: "Çocuklar siz boruya suyu bırakın, su geçtikten sonra siz 'Buradan su geçmedi.' diyemezsiniz kurumuş olsa bile çünkü suç işlendi artık." Burada da RTÜK Başkanı TÜRKSAT'tan istifa ederek 38'inci maddenin (6)'ncı fıkrası uyarınca istifa etmiş sayılmasına artık karar verilmiş durumda, o gerçekleşmiş durumda. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına dilekçe verdim çünkü bu seçimi yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi, görevin asli muhatabı Türkiye Büyük Millet Meclisi; Türkiye Büyük Millet Meclisi RTÜK'ün içerisinde bir birim değildir, RTÜK Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisinde olan bir birimdir, RTÜK Türkiye Büyük Millet Meclisi üzerinde değildir. Bir an önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına ve RTÜK'e vermiş olduğumuz dilekçelerimizin gereği olarak RTÜK Başkanının istifa etmiş sayılmasına, yeni üyenin seçilmesine dilekçemiz hususunda karar verilmesini talep ediyoruz.

Gelelim Meclis Başkanlığıyla, Meclis bütçesiyle ilgili konuya. Değerli Meclis yöneticisi arkadaşlarım, bakın, ben size demişim ki İsmail Kahraman döneminde dışarıdan getirilen kaç personel var? Berber var mı? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı cevap veriyor: "Dışarıdan gelen berber yok." Şimdi inelim buradan Sayın Başkanım, belki siz de tıraş olmuşsunuzdur, alt zeminde hâlen berber var, çalışıyor. Yani biz neye inanırız? Önce Allah'a inanırız, sonra kamu kurumlarının bize verdiği doğru bilgilere. Denilebilir "Ya, arkadaş, getirildi; şöyle getirildi, böyle getirildi." "Yok, getirilmemiştir." diyor. E, orada çalışıyor hâlen, ben biliyorum.

İki: Sayın Binali Bey döneminde kaç kişi müşavir yapıldı? Listesi nedir? Listesi verilmiyor. Yeni hükûmet sistemiyle birlikte Başbakanlık kaldırıldıktan sonra Meclise geçen personelden kaçı bankamatik kartlı? Meclisin şu anda kaç personeli var? Bunların hangisinin nerede çalıştığıyla ilgili bilgileri sizden istiyorum arkadaşlar. Bana vermiş olduğunuz bilgilerde sayıları vermiyorsunuz. Meclis ne kadar elektrik harcıyor, ne kadar su harcıyor, bunu biz bilemiyoruz. Bunu sormak, öğrenmek bizim en doğal hakkımız.

Son olarak: Yine, Başbakanlığın o dönem gerek şoförü vesairesi... Devletin verdiği araçlar var, o şoförlerden bu araçların hepsi teslim alındı mı? Bu araçlar gerçekten o şoförlerde mi? Şu anda Meclisin kadrosunda görünüp Ankara'da ticari taksi yapan personel var arkadaşlar ya! Bunu ben Meclis Başkanlığına sundum ama maalesef cevap alamıyoruz. Benim sizden istirhamım şu: Burada Türkiye Büyük Millet Meclisi bizden bilgileri kaçırırsa biz ne yapabiliriz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen, konuşmanızı tamamlayınız Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.

Bu açıdan benim sizden istirhamım, Meclisin işlerliği açısından... Mesela, hemen bir husus daha: Tamam, Sayın Recep Tayyip Erdoğan seçimle gelmiş, seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, amenna. Şimdi, gidelim, hep birlikte dolaşalım, Sayın Başkanım, tüm siyasi partilerin odalarında "Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı" altında "Kemal Kılıçdaroğlu" yazıyor. Eski Başbakanlık binasının bulunduğu yere gidiyoruz "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan" yazıyor. Arkadaşlar, yasama faaliyetinin içerisinde yürütmenin yeri olmaz ki. Oraya niye şunu yazmıyorsunuz: "AK PARTİ Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan." Hepsine yazıyorsunuz, grubu bulunan diğer 4 tane siyasi partinin genel başkanlarının ismini yazıyorsunuz da niye onu "AK PARTİ Genel Başkanı" sıfatıyla yazmıyorsunuz da "Cumhurbaşkanı" sıfatıyla yazıyorsunuz? Bu ikilem ne zaman düzelecek?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bu ikilem böyle giderse Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Dinliyorum efendim.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Yani o tabela için para mı yok ya? Hatta, dünya şunu yapıyor yasama, yürütme, yargıyla ilgili...

BAŞKAN - Efendim, lütfen tamamlayınız.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Hatta, yargıda şöyle yapıyor: Savcının ve hâkimin, avukatın ve tarafların duruşma salonuna girişleri için bile ayrı ayrı kapılar koyuyorlar. Ne için? Efendim, birbirinin etkisinde, gölgesinde kalmasınlar diye. Biz âdeta bir yandan diyoruz ki "Kuvvetler ayrılığı var." ama -hani, söylediğimiz zaman da AK PARTİ'li arkadaşlar karşı çıkıyorlar- arkadaş, yasama yürütmenin güdümüne girmiş, o tabelayla güdümüne girdiği belli.

Sizden istirham ediyorum: Nasıl diğer genel başkanlar için yazıyorsanız, "Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı" yazıp altına adını soyadını yazıyorsanız; "İYİ PARTİ Genel Başkanı" yazıp altına adını soyadını yazıyorsanız; "MHP Genel Başkanı" yazıp altına adını soyadını yazıyorsanız; "HDP Genel Başkanı" yazıp altına adını soyadını yazıyorsanız bir an önce aynısını yapın, farklı bir uygulama yapmayın; yanlış yapıyorsunuz. Hukuk herkese lazım.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.