| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 06 .11.2019 |
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkanım, çok Değerli Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Bakan Yardımcımız, Komisyonumuzun değerli üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının kıymetli bürokratları; ben de konuşmama başlamadan önce sizleri sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Tabii, konuşmamın öncesinde, önemli bir teşekkürü de... Biliyorsunuz, bu bizim 18'inci bütçemiz. Bu anlamda, bize bu teveccühü gösteren milletimize de çok teşekkür etmek istiyorum.
Tabii, bütçe kanunu teklifinin geneline baktığımız zaman, orta vadeli hedeflere, ekonomik, mali ve sosyal çerçeveye uygun olarak hazırlandığını, tek haneli enflasyonu ve yapısal reformları önceleyerek Türkiye ekonomisinin istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme hedefi çerçevesinde şekillenmesinde önemli bir rol oynayacağını görüyoruz. Bütçenin neredeyse yarısının -2002 yılında bu oran yüzde 43,4 idi- doğrudan faiz harcamalarına gittiği yıllardan bugün yüzde 90'ının vatandaşımızın hizmetine sunulduğu bütçelerin yapıldığı dönemlere gelmekten duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Tabii, burada da bütçeyle ilgili izninizle birkaç rakam da ben ifade etmek istiyorum.
2002 yılında yüzde 11,5 olan merkezî yönetim bütçe açığının millî gelire oranı 2018 yılına geldiğinde yüzde 2 seviyelerine geriledi, 2019 yılı itibarıyla da bu rakamın yüzde 2,9 oranında gerçekleşmesi beklenmektedir. Yine 2002 yılında vergi gelirlerinin yüzde 85,7'si faiz harcamalarına gidiyordu, bu oran 2019 yılında ise yüzde 15,4'tür. Faiz giderlerinin millî gelire oranı 2002 yılında yüzde 14,4 iken bu oran 2019 yılında yüzde 2,2'dir. Faiz giderlerinin millî gelire oranı yüzde 14,4 olarak kalsaydı, 2002-2019 döneminde 982,2 milyar TL tutarında faiz ödemek yerine 4,3 trilyon TL tutarında faiz ödeyecektik. 2002 yılında yüzde 72,1'e ulaşan AB tanımlı kamu borç stokunun millî gelire oranını 2019 yılında yüzde 32,8'e kadar düşürdük. Avrupa'nın en iyi durumda olan ülkeleri arasındayız bu oranla.
AK PARTİ Hükûmeti olarak göreve geldiğimizde, hazine ortalama dokuz ay vadeyle borçlanabiliyordu, bugünkü geldiğimiz noktada ise ağırlıklı ortalama vadesi on altı aydır. 2002'de borcun faiz oranı yüzde 62,7'ydi, bugün ise yüzde 15 civarındadır. Yani bu ne demek oluyor? Hem uzun vadeli borçlanıyoruz hem de bu borcun faiz oranını düşürdük. 2019 yılı sabit faizli iç borçlanmanın ağırlıklı ortalama faiz oranı yüzde 15,3'e gerilemiştir.
Yine enflasyonla ilgili bir şey söylemek istiyorum: 2003 yılından önceki on altı yıla baktığımızda yıllık enflasyon ortalaması yüzde 68,8'dir ama geçtiğimiz on yedi yıla baktığımızda bu oranın ortalaması yüzde 9,7 olarak gerçekleşmiştir. Ülkemiz açısından uluslararası genel konjonktür durumlarına baktığımızda -Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız da ifade etti, bütçe sunumunda ifade edildi- Amerikan Merkez Bankasının, FED'in Mayıs 2013'te başlayan para politikalarındaki sıkılaştırma -ki sıkılaştırma yönündeki politikaları- Avrupa Merkez Bankasının parasal sıkıştırmaları, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasında artan ticaret tansiyonu... Aslında kısacası, tüm dünya üzerindeki genel ticaret savaşlarına bakıyoruz. Tabii bir taraftan da şöyle bir süreçle karşı karşıya kaldı ülkemiz: Bir ülke düşünün, son beş yılını düşünün. Yaşamış olduğu şoklara o kadar çok maruz kaldık ki. Ben şöyle bir düşünüyorum, bizim yerimizde başka bir ülke olsaydı, bugün belki ondan bahsediyor olamayacaktık. Gezi olaylarıyla başlayan 17-25 Aralık süreçleri, 15 Temmuz darbesi, geçtiğimiz ağustos ayında yaşanan ekonomik şoklar, bir taraftan da baktığımızda ülkemizin o coğrafi konumundan dolayı, o stratejik yapısından dolayı sınırlarımızın içine kadar gelmiş terörle mücadelesi. Bizim aslında -ben Sevgili Hocamı çok seviyorum, Değerli Hocamı- asla ve kata Kürtlerle sorunumuz yok, bizim sorunumuz teröristlerle; biz bunu ayırıyoruz; bunun bir kez daha net bir şekilde altının çizilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii, sabahleyin Sayın Garo Paylan dedi: "S400'ler de..." Ne yapaydık? Amerika'yla görüşüldü. Bunu Trump bile kabul etti, bütün dünya kabul etti. Düşünün ki tabii, dünyada ülkeler maalesef ki artık nükleer silahlanmaya gidiyor. Biz de bunu yapalım demiyorum, asla, kata ama bizim ülke olarak tabii ki ülkemizi korumamız lazım, sınırlarımızı korumamız lazım, sınırlarımızı tehdit eden her türlü teröristten arındırmamız lazım. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Evet, Suriye değildi derdimiz; derdimiz teröristler. Ben bu anlamda da Barış Pınarı Harekâtı'nın ülkemiz açısından gerçekten olması gereken bir şey olduğunu söylüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız nezdinde ben çok teşekkür ediyorum. Oradaki askerlerimize de kolaylıklar diyorum. Tabii ki şehitlerimize rahmet diliyorum, gazilerimize de tez zamanda sağlıklarına kavuşmalarını diliyorum, şifa diliyorum.
Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri; aslında bütçe rakamlarına genel olarak değinmek istiyorum: Kamu harcamalarında etkinliği, verimliliği ve kaynakların kullanımında tasarrufu ve mali disiplinin öne çıktığı para politikalarıyla eş güdüm sağlayacak, mali imkânlar ölçüsünde beşerî sermayeyi destekleyecek, eğitim, sağlık, sosyal hizmetler vasıtasıyla sosyal devleti güçlendirecek bu bütçenin beklentileri karşılayan bir bütçe olduğunu düşünüyorum. Hepimizin de bildiği gibi, beşerî sermayeye yapılan yatırım uzun vadeli bir yatırım olsa da iktisadi kalkınmanın vazgeçilmez bir unsurudur.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın sunumlarında da söylediği gibi, dengelenme çerçevesinde elde edilen kazanımların korunması ve geliştirilmesi, üretim ve verimlilik odaklı sürdürülebilir büyümeyle adaletli paylaşımın kalıcı tesisi 2020 yılı bütçesinin temel amacıdır. Temel kamu hizmeti olarak görülen, yaygın ve kolay erişilebilir olması gereken eğitim faaliyetleri -daha önceki yıllarda da olduğu gibi- için bu yıl da evet, 176,1 milyar lirayla yüzde 16'lık bir payı eğitime ayırmış durumdayız; birinci sırada. Bütçe kalemlerimize baktığımız zaman, 2002 yılında yüzde 11,3 olan sağlık harcamalarının 2020 yılı bütçesi içerisinde payının yüzde 17,2 olduğuna dikkatlerinize çekmek istiyorum. Hükûmetlerimiz döneminde ülke olarak sağlıkta çok büyük bir reform gerçekleştirdik. 2003 yılında uygulanmaya başlayan sağlık politikaları gerçekten dünyada örnek alınan bir şekle dönüştü. Hastanelerin birleşmesinden, sağlık sigortası sisteminin geliştirilmesine, altyapı araç gereç ve personel eksiğinin giderilmesine kadar her alanda çok büyük yatırımlar yaptık. Hastane ve tedavi kurumlarımızın sayısını 2.825'ten 4.588'e yükselttik. Hastanelerimizin toplam yatak sayısını 239 bine, nitelikli yatak sayısını 145 bine çıkardık. Sağlık çalışanlarımızın sayısını 378 binden 1 milyon 24 bine ulaştırdık. Hastanelerimizde teşhis ve tedavi cihazlarının ambulansa kadar her alanda sayısını ve kalitesini fevkalade geliştirmek için yükselttik. Bizim iktidarımızdan önce, SKK'li, BAĞ-KUR'lu ve memurlar için ayrı ayrı hastanelerin olduğu, kuyrukların olduğu, sağlık hizmetinin, sağlık karnesinin yaprak sayısıyla sınırlı olduğu dönemleri gördük. Artık, ruhen ve bedenen sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için her geçen gün sağlık hizmetlerimizin kalitesini artırıyor, her bir vatandaşımız tarafından ulaşılabilir olmasını sağlıyoruz. Tabii, burada önemli bir nokta da mesela dişçilikle ilgili destekler. Bugün, dünyaya baktığımızda diş tedavisi devlet tarafından karşılanan tek ülkedir. Ben bu anlamda da çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri; hepinizin bildiği gibi, On Birinci Kalkınma Planı'mızın özel politika gerektiren çocuklar, gençler, kadınlar, engelliler, yaşlılar gibi, toplumun tüm kesimlerini kapsayıcı bir yaklaşımla hazırlandığını belirtmiştik. Bu bütçede 2020 yılında hedeflenen yüzde 5'lik büyümeyle istihdam teşviklerinin ihtiyaçlara göre yeniden tasarlanarak hayata geçirilmesi, kadınların çalışma hayatına girişlerini kolaylaştıracak ve kadın istihdamını artıracak esnek çalışma olanaklarının artırılması, kadın kooperatiflerinin güçlendirilmesi, çocuk bakım hizmetleri ve ihtiyaca göre belirlenmiş mesleki eğitim programlarının hayata geçirilmesi, gençlerin iş dünyasının ihtiyaçlarına uygun ve beceri temelli mesleki eğitim programlarına dâhil edilmesi suretiyle genç işsizliğin azaltılmasını sağlamayı amaçlamaktayız.
Tarım sektörüne geldiğimizde, tarımda oranlara baktığımızda, aslında dünya ülkeleriyle yarışır noktadayız. Baktığımızda tarımsal destek programları için bu bütçede 22 milyar lira, tarım sektörünün yatırım ödenekleri için 5,1 milyar lira, tarımsal kredi sübvansiyonunun müdahale alımları, tarımsal KİT'lerin finansmanı ve ihracat destekleri için 6,3 milyar lira şeklinde ayrılıyor. Dolayısıyla 2020 bütçesinde tarıma ayrılan kaynak 33,4 milyar liraya çıkıyor. Bu arada, tarımsal millî gelirimiz 37 milyar TL'den 217 milyar TL'ye yükselmiştir. Aslında, ülkemiz, hane halkı tüketimi ve özel sektör yatırım harcamalarının azalmasına rağmen 2018 yılında gayrisafi yurt içi hasılaya göre 2,8 oranında büyüme sağlamıştır. Tabii, bu büyüme sağlanırken, 2018 yılındaki bütün o iç ve dış şoklara rağmen, reel sektörümüzü korumak için vergi indirimleri, istihdam teşvikleri, kredi programlarıyla ekonomik faaliyetler desteklenmiş, aynı zamanda mali disiplin de korunmuştur.
Şunu da burada ifade etmek istiyorum Sayın Bakanım: Cari açıktan bahsediyoruz. Eğer bir şey olacaksa nedir bu? İhracatla olur. İhracatı da kim yapar? Reel sektör yapar. O yüzden burada bizim reel sektörü desteklememiz gerekmektedir ki bu yöndeki bu desteklerin bu bütçede yer almasından dolayı çok büyük memnuniyet duymaktayım.
Enflasyonla topyekûn mücadele kampanyamız vardı biliyorsunuz. Maliye Bakanlığımız önderliğinde disiplinli bir şekilde uygulanarak gerçekten bir başarıya imza atılmıştır. Öyle ki enflasyon baskısının ilerleyen dönemlerde de ortadan kalkmasıyla diğer taraftan da cari dengede hızlı bir iyileşmenin yaşanacağını düşünüyorum.
Bu bağlamda bütçe kalemlerinde memnuniyetle karşıladığım bir diğer husus ise özel sektörün yenilikçi ve üretken yatırımlarını destekleyecek altyapı yatırımlarına kaynak ayırmaya devam edilmesi yönündeki teşvikidir.
Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; bütçe teklifine genel olarak baktığımız zaman, sanayi sektörünün odak sektör olarak seçildiği, katma değerli ürünlerin üretiminin teşvik edildiği ve ihracata dayalı istikrarlı bir büyüme modelinin benimsendiği On Birinci Kalkınma Planı'mız doğrultusunda hazırlanan bir bütçe olduğunu da görmekteyiz.
Ülkemiz son on yedi yılda, hükûmetlerimiz dönemlerinde yaptığı atılımlarla dünyada söz sahibi ülkeler arasında yerini güçlendirmiştir. Başta, dünya siyasetindeki ağırlığımız ve pek çok alanda yürüttüğümüz politikalar sayesinde... Tabii, bu arada maalesef iç ve dış baskılara da maruz kalmaktayız ama gerektiğinde hem sahada hem masada oyunu değiştiren bir ülke konumuna gelmiştir. Geçtiğimiz haftalarda açıklanan, biliyorsunuz, Dünya İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde ülkemiz 10 basamak ilerleyerek 43'ten 33'üncü sıraya çıkmıştır, bu anlamda da tebriklerimi sunuyorum.
Tabii -burada biraz önce söylendi- "Hiçbir ciddi iş yapılmıyor." denilse de aslında şöyle bir on sekiz yıla baktığımızda, bizim yaptıklarımızın görmezden gelindiğini düşünüyorum. Aslında dünyada birçok kredi değerlendirme şirketi bunu görmüş. Çok kriterimiz değil ama Fitch gibi, bunun gibi uluslararası değerlendirme şirketleri teker teker ülkemizin notlarını yükseltmeye başladı ve raporlarında Türkiye ekonomisinin olumlu havası ve toparlanması yönündeki olumlu ve övücü tespitleri vardır.
Sayın Başkanım, sözlerime son verirken 2020 yılı bütçesi, merkezî yönetim bütçe teklifinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum, emeği geçen herkese de teşekkürlerimi sunuyorum, sağ olun.