KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Araştırma komisyonunun önerisi doğrultusunda SPK'yle ilgili yasa çıktıktan sonra kaydileştirmeye başlanıyor. Bu kaydileştirme neticesinde bir kısım hissedarın Almanya'da olması nedeniyle aşağı yukarı yüzde 53-55 civarında bir kaydileştirme sağlanıyor ama -bir kısmı yedi yıllık süreden dolayı- geri kalan kısım kaydileştirilemiyor. Daha sonra Anayasa Mahkemesi "Siz bu kaydileştirilmemiş kısmını, vatandaşın hakkı olan kısmını Yatırım Tazmin Fonu'na devredemezsiniz çünkü yasada böyle konulmuş; bu, mülkiyet hakkına müdahaledir." diyor ve Anayasa Mahkemesi o fıkrayı iptal ediyor. Ondan sonra bir düzenleme yapılmıyor ve bazı hissedarlar, aşağı yukarı 2013, 2014, hatta 2015 yılına kadar dava açıyorlar, bu dava süreçlerinde mahkemeler diyor ki: "Bunlar ortaktır yani borç para vermemiştir." Ne için dava açıyorlar? "Biz Kombassana veya Bera Holdinge borç para verdik, dolayısıyla biz faiziyle birlikte o günkü değer neyse bugünkü değere getirip bu borç parayı sizden geri istiyoruz." diyorlar. Mahkeme de diyor ki: "Bunlar ortaktır." SPK diyor ki: "Bunlar ortaktır." Fakat son birkaç yılda mahkemeler kararlarını değiştiriyorlar ve diyorlar ki: "Bunlar borç para vermiştir, ortak değillerdir." Bunun üzerine, tabii, davalar açılıyor, bu davaları -kaç kişi bilemiyorum- kazananlar var, aşağı yukarı 300 milyon civarında bir para ödüyor Bera Holding. İşte, 40 bin üyesi varsa tüm varlığını satsanız ödenecek para, borç miktarı itibarıyla ancak 40 bin kişinin bininin parasını ödeyebiliyorsunuz, geri kalan 39 bin kişinin hakkını yok etmiş oluyorsunuz.

Dolayısıyla, bu teklifle yapılan şey şu: Kaydileştirilmemiş olan o hissedar bu teklifle ortak yapılıyor. Ortak yapılıyor ki herkese eşit muamele yapılsın ve dolayısıyla burada mağdur olan bir kesim olmasın, hem ortaklar mağdur olmasın hem çalışanlar hem de şirket mağdur olmasın.