MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, beyan sisteminin üç temel özelliği vardır; birincisi, mükellef kazancını bir beyannameyle idareye beyan eder. İki; o vergi sisteminde o beyanı kontrol edecek otokontrol müesseseleri vardır. Üç; mükellefin beyanı idare tarafından denetlenir. Bu üç unsurun olduğu sistemler ideal sistemlerdir. Gelir Vergisi Kanunu'ndaki otokontrol müesseseleri, 4369 sayılı Kanun'la 1999 yılında kaldırıldı, tek bir otokontrol müessesesi gelmişti o zaman "Nereden buldun?" diye. "Nereden buldun?" da 2002 yılında kaldırılınca sistem korunmasız kaldı. Tek yol, mükellef beyanlarının denetlenmesiydi.

Sayın Demiröz, herhâlde, diliniz sürçtü, dediniz ki: "Vergi denetim kurullarının iş yükünü hafifletmek..." Biliyorsunuz, kurullar tarihe karıştı. O ilgili madde geldiğinde görüşlerimi ifade edeceğim, orada idarede nasıl büyük bir tahribat yaratıldığını ifade edeceğim.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Kurul diyelim o zaman, çoğul değil de.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Şimdi, bugüne kadar sürekli olarak vergi afları çıktı, varlık barışı düzenlemeleri çıktı. Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulunun nasıl bir iş yükü var? Ben iş yükü olduğunu düşünmüyorum, yok böyle bir iş yükü.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Mükellef sayısı da arttı.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Eskiden sayı çok daha azdı, çok daha etkin bir denetim vardı; Maliye müfettişleri, hesap uzmanları, gelirler kontrolörleri, vergi denetmenleri. Bu arkadaşlarımızın toplam sayısı 2.000-2.500'ü geçmezdi; hepsi nitelikliydi, hepsi kariyer sahibiydi. Şimdi, bilemiyorum sayı kaçtır, 10.000 mi oldu?

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - 8.500

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - 8.500 oldu ve siz Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulunun iş yükünden söz ediyorsunuz. İş yükü yok, vergi aflarının çıktığı bu sistemde denetim kurullarının iş yükü olmaz. Bu da bir şekilde idarenin denetimini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir düzenleme, sempatik gözüküyor, "Gel." falan... Beyan dönemlerinde aflardan sonra şu yapılıyor ya, hani mükellefler çağrılıyor vergi dairesine "Gel, artır beyanını, bak artırmazsan..." Bu madde onun müesseseleşmiş hâli.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Bir tespit var, tespit yapılıyor.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bakın, olmaz, bu vergi sistemine yakışan bir madde değildir, vergi sistemine yakışmaz. Vergi sisteminde beyan idare tarafından denetlenir. İdare aczini kabul ediyor "Benim artık seni denetleyecek gücüm yok, durumum yok. Gel, işte, bir beyanname ver, seninle anlaşalım, uzlaşalım."

Her neyse, bağlıyorum. Burada bu emareler nedir? Yani Gelir İdaresinin bilgi işlem merkezinden alınan veriler sonucu mu bildiriliyor? "Banka sisteminden senin yapmış olduğun satışların toplam tutarı şu kadar ama KDV beyannamesinde sen bunun daha düşüğünü beyan etmişsin." Böyle bir veri mi bildiriyorsunuz mükellefe yoksa "Ya, beyannamelerin o kadar sıhhatli gözükmüyor. Seni uyarıyoruz. Gel, bir açıklamada bulun." Bu konuda bir bilgi verirseniz, açıklayıcı bilgi verirseniz, sistem nasıl işliyor; belki o zaman daha ayakları yere oturabilir bu uygulamanın. Bilgi konusunda bir eksiğim olabilir, kabul ederim.

Bir de (b) bendinin 7'nci satırında -6'ncı satırdan başlayarak ilgili kısmı okuyayım- "...mal ve hizmet alışlarının % 5'ini aşmayan mükelleflere ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilebilir." Bu ön tespit izaha davet değil herhâlde? 1'inci fıkradaki izaha davet mi bu?

GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI İDRİS ŞENYURT - İzaha davet değil, bu biraz daha farklı.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Anladım, bu izaha davet değil.

GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI İDRİS ŞENYURT - Burada bir ön tespit var, bu ön tespite...

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bu belirttiğiniz şartları taşıyan mükelleflere ön tespiti bildiriyorsun, "Tamamla beyannamelerini, düzelt beyannamelerini." diyorsunuz.

GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI İDRİS ŞENYURT - "Düzeltebiliyorsan düzelt, düzeltmiyorsan incelemeye gidecek."

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Peki, teşekkür ederim.