KOMİSYON KONUŞMASI

ERKAN BAŞ (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şimdi, değerli arkadaşlar, ben Komisyon üyesi olmamama rağmen toplantıya katıldım, mümkün olduğunca çalışma düzeninizi de bozmamaya özen gösteriyorum, hepiniz söz aldıktan sonra söz hakkımı kullanmak istedim ama birkaç şeyin kayıtlara geçmesi gerektiğine inanıyorum. Kişisel kanaatim tabii ama birincisi 27'nci Dönem Parlamentomuzun en önemli kararlarından bir tanesinin bu Komisyonun kurulması olduğunu düşünüyorum. Keşke çok daha işlevli bir Parlamentomuz olsa, çok daha memleketteki gerçek gündemlerle ilgilenebiliyor olsak da başka gündemler için de aynı şeyi söylemiş olabilsem fakat maalesef genel olarak Meclisin işlevsizleştirilmesi sürecinin ender olarak aşılabildiği başlıklardan bir tanesi bu Komisyonun kurulması. Bu açıdan özellikle kamuoyunda konunun gündeme getirilmesinde, tartışılmasında, takipçisi olunmasında emeği geçen yurttaşlara öncelikle teşekkür etmek gerekiyor. Sanıyorum ki Parlamento ancak onun üzerine bu kararı alabildi ve -Komisyonun kendisi için söylemiyorum ama- kuruluşu gerçekten çok gecikmeli oldu, çok uzun tartışmaların, kontrolsüz tartışmaların devam ettiği bir tabloda nihayetinde artık -açık söyleyeyim ki- mecburen kurduk. Yani kamuoyu öyle bir baskı oluşturdu ki artık "Bu Meclis bunu da yapmayacaksa ne yapacak?" denilen bir noktada nihayet hep birlikte bu Komisyonu kurmuş olduk. Geç oldu ama umuyorum bu gecikmeyi de telafi edecek verimli, anlamlı, önemli bir çalışmayı hep beraber yürütebiliriz. Bu Komisyon üyesi arkadaşlarım kuşkusuz üstlendikleri sorumluluğun bilincindedir, farkındadır. Bütün kamuoyunun gözlerinin bu Komisyonun üzerinde olduğunu bir kez daha burada hatırlatmayı da kendi adıma görev biliyorum.

Şimdi, bu vesileyle arkadaşlar, bir, Komisyon kurulduktan sonra Komisyonun iç yapısına ilişkin bir tartışma devam ediyor ama bir adım geri gitmemiz gerekiyor. Herkes kendi yaşadığı sorunları biraz görüyor, biliyor, dinlendiriyor gibi olmasın ama maalesef şu anda bizim İç Tüzük'ümüz oluşturulan komisyonların sadece grubu olan partilerin temsilcilerinden oluşmasına izin veriyor. Bir kere bana sorarsanız sakatlık burada başlıyor. Yani 12 üyeli Komisyonun zaten 6 üyesi 1'inci partiden oluşmuş durumda. Bu Komisyonun hatası değil, mevcut İç Tüzük ve komisyonların oluşum süreci böyle. Buradaki sakatlığın bir kere kayıtlara geçmesi lazım. Yani daha bu Komisyon oluşurken mecburen zaten 1'inci partinin çoğunluğuyla oluşuyor, yüzde 50'sini almış durumda eğer "Cumhur İttifakı" olarak bakarsak zaten çoğunluk yani Parlamentodaki yansımayı buraya taşıyor. Burada bence özellikle böylesi hassas konularda yani toplumun vicdanen yaralandığı ve en azından vicdanları rahatlatma amacı güttüğümüz bir araştırma komisyonunda başka teamüllerin işletilmesi, geliştirilmesi gerekir. Bu Komisyon madem bu sorunla karşı karşıya bunu da gündemine almalı, en azından raporuna belki bunu da eklemesi gerekir. Yani buradaki Komisyonun amacı toplumda oluşmuş bir yaraya Parlamentonun bütün hassasiyetleri gözeterek çözüm üretmeye çalıştığı, buna ilişkin bir tartışma yaptığı, araştırma yaptığı, yaklaşım geliştirmeye çalıştığını anlatmaksa bir kere o çoğulcu yapının buraya yansıtılması gerekir. Bu Komisyon zaten çoğunlukçu bir yapıyla oluşmuş durumda. Maalesef ama maalesef bunun üstüne de -gerçekten ben bugün toplantıya da o yüzden geldim- kusura bakmayın, hani haddimi aşmak istemiyorum ama ayıp etmişsiniz arkadaşlar. Yani zaten 6 AKP milletvekilinin olduğu bir komisyon kurulduğu anda zaten kamuoyunda... Şimdi, Allah aşkına herkes elini vicdanına koyup düşünsün. Kamuoyu şöyle bir tedirginlik taşıyor. Ben de kelimeleri çok hassasiyetle seçmeye çalışıyorum, hiç kimseyi zan altında, töhmet altında bırakmak istemem, hiç kimseyi gereksiz yere suçlamak istemem ama vatandaştaki algı şu mu, bu Komisyonun kurulmasına neden olan şey, vatandaş diyor ki: "Bir cinayet işlendi, cinayet iktidar partisi milletvekili ve onun dolayındaki birtakım insanlar işin içinde olduğu için üzeri örtüldü." Bu kaygıyı taşıyor vatandaş. Şimdi, biz bu kaygıyı ortadan kaldırmak üzere bir komisyon oluşturalım diyoruz. Komisyonun çoğunluğunun iktidar partisinden oluşması yetmiyor, bir de üste bir Başkanlık Divanı çıkartıyorsunuz bu vatandaşın karşısına, "Bu Komisyon bunları araştıracak ama bu Komisyonunun bütün Başkanlık Divanı da Adalet ve Kalkınma Partisi üyelerinden oluşacak." diye bir görüntü veriyorsunuz. Bakın, ben bu Komisyonun üyesi olmayan bir milletvekili arkadaşınız olarak sizi uyarıyorum, bu sizi töhmet altında bırakıyor kamuoyunda. Zaten Komisyonun kuruluş gerekçesi bunu ortadan kaldırmaktı, şimdi tam tersi bir noktaya geldi. Yani şu anda bu Komisyon neyle tartışılıyor kamuoyunda? İnsanların vicdanını rahatlatacak bir çalışma yapacak güveni vermiyor. Şimdi, asla şöyle düşünmeyin: Teker teker buradaki hiçbir arkadaşımı hedef tahtasına yerleştirmiyorum. Sizler kamuoyunda kişisel kimliğinizin ötesinde siyasi kimliğinizle tanınan, bilinen insanlarsınız. Yani şu anda sizi insanlar Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili olarak öncelikle değerlendiriyor. Bunun için de vatandaşa kızamayız. Dolayısıyla, ben oluşum süreci açısından -gerçekten nerede hazırlandığı önemli değil, kim hazırlamış olursa olsun, kusura bakmayın ama- yanlış hazırlandığını düşünüyorum, o listenin, o teklifin, o önerinin. Toplumsal alanda zaten Parlamentonun itibarının tartışıldığı bir dönemdeyiz. Vatandaş nezdinde "Zaten bizim gerçek sorunlarımızın konuşulduğu, tartışıldığı bir yer değil." fikri hâkim hâle gelmişken Komisyonda da bunun minyatür bir örneğini bir kez daha vermemenizi öneririm. Ama olmuş, bundan sonrasına ilişkin bu ek yükle beraber çok daha büyük bir hassasiyetle, çok daha büyük bir özenle, çok daha büyük bir şeffaflıkla yani kamuoyunun, bu Komisyonu izleyen insanların vicdanlarını rahatlatacak, güven verecek bir sorumluluğunuz olduğunu söylemek istiyorum.

Ben kendi adıma Komisyonun üyesi olmayan bir milletvekili olmakla birlikte Komisyonun bütün çalışmalarını yakından takip etmeye çalışacağım. Yani bu açıdan İç Tüzük'ün bana tanıdığı bütün hak, yetki, halkın verdiği görev, sorumluluk ne gerektiriyorsa bunu yapmaya gayret edeceğim. Umuyorum Komisyon bizi karşı karşıya getirecek çalışmalar yapmasın. Yani ilk adımda maalesef şu anda "Birlikte bir sorunu çözebilecek bir Komisyon oluşturduğumuz." fikri oluşmamış durumdadır. Bunu da takdirlerinize sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.