| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 05 .11.2014 |
TÜLAY BAKIR (Samsun) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli Komisyon üyeleri ve değerli katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Birkaç hususu ben de iletmeyi isterim. Vakıf üniversitelerinin mutlaka desteklenmesi gerekli bana göre ve inşallah, belli bir süreç sonucunda devlet üniversiteleri çok azalan bir orana düşerek esas olarak vakıf üniversiteleri bu işi devralmalı. O zaman yaşadığımız bazı sıkıntıları daha kolay aşacağımız fikrindeyim.
Şimdi, siyasetin vakıf üniversitelerinde olması noktasına gelince aslında dünyada bu zaten var. Bu yaz örneğin İngiltere'de Soas Üniversitesinde Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı süresini doldurduktan sonra orada rektör olarak görev yapıyordu. Yine, Tony Blair kendi Başbakanlığı döneminde bile -kendi kızıma gelen mektuptan biliyorum, üniversiteye davetini biliyorum mütevelli heyetinde olduğu için- bunun bence hiçbir mahzuru yok, faydasının da olduğunu düşünüyorum.
Bir başka şey: On Dokuz Mayıs Üniversitesinde daha önce öğretim üyesi olduğum için oradaki arkadaşlarımla, sayın rektörümüzle ve diğer öğretim üyeleriyle zaman zaman bir araya gelip belli konuları konuşuyoruz. Bu sene şöyle bir konu geçti: 100 bin yabancı öğrenci Türkiye'de okumak için müracaat etmiş ve biz sadece bunlardan 4 binini alabilmişiz. Aslında yurt dışında üniversite okumak her gencin hayalidir ama Avrupa ülkeleri ve Amerika'da ya da Kanada'da okumak sanıldığı kadar kolay değil ve orada özellikle öğrenimden sonraki master ve doktora da neredeyse imkânsız denebilecek durumda. Biz bu öğrencileri hep burslu değil ama belli bir makul ücretle ülkemizde okutmamız hâlinde, İngilizceyi ve Türkçeyi de çok iyi öğretirsek bunlara çok iyi bir eğitim kampüsü hâline dönebilir Türkiye ve bunun maddi manevi yararlarını önümüzdeki on yıllarda mutlaka görürüz derim, bunu iletmeyi isterim.
Bir de özellikle uluslararası üniversitelerde de şöyle bir şeyim var, o da şu: Uluslararası üniversitelerde bizim yaptığımız, geliyoruz, belli konuları, belli dalları alıyoruz ama ideali burada, o uluslararası üniversitelerde diyelim ki hukuk fakültesi var. Hukuk fakültesinde biz diyelimki Afrika hukukunu öğreteceksek olan hocayı oradan o hocanın gelmesinin, İslam hukukunu öğreteceksek o daldaki hocanın yine İslam ülkelerinden bir hocanın gelmesinin, örnek gösteriyorum, yine aynı şey Avrupa hukuku açısından da, yine aynı şey ekonomi dalları açısından da, tıp fakülteleri açısından da... Bunların çok yararlı olacağını düşünüyorum. Aslında bir ara kendi tasarımda acaba Samsun'a bir uluslararası üniversite kursak ve biz orada Karadeniz'e komşu olan ülkeler ve Orta Asya ülkelerinin hem hocalarını hem de öğrencilerini kabul ederek böyle bir üniversite açabilir miyiz diye bir hayalim olmadı değil ama tabii bunları gerçekleştirmek çok kolay olmuyor ama çok yararlı olacağı düşüncesindeyim.
Yine, eğitim fakülteleri tabii şöyle, gerçekten bizim ne kadar öğretmen ihtiyacımız var, bunları çok iyi bir şekilde kayıt altına alarak, bunları iyice planlayarak önümüzdeki on seneyi görmemiz gerekli ama eğitim fakültesiz olmaz fakat burada özellikle benim en çok dikkatimi çeken, engelli eğitimiyle ilgili dallarımız çok az, her yerde yok, az sayıda öğrencimiz var. Mesela, otistik aile diyor ki: "Benim çocuğuma sadece haftada iki saat ders aldırabiliyorum." ama iki saatte bunun eğitiminin yürümesi mümkün değil ama aradığınız zaman ya özel hoca bulmak zorunda ya da çok eğitim veremiyor. Aynı şekilde, bu birçok dal için, görme engelli, işitme engelli, belki fiziksel engellilerin durumu için de olabilir.
Tabii bir de toplumun bazı sıkıntıları var. O sıkıntıları nedir? Madde bağımlılığı, aile içindeki şiddet, aile içindeki geçimsizlikler vesaire. Bunların, insanların eğitimi ve gençlerin eğitimiyle ilgili de ayrı dalların yapılmasında ben çok yarar olduğunu düşünüyorum.
Teşekkür ederim efendim.