MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle şeffaflık ve hesap verebilirlik anlayışı içinde yapmış olduğu sunumdan dolayı Sayın Genel Müdüre, Zafer Bey'e çok teşekkür ediyorum.

Bu konu, kanun çıktığı günden bu tarafa çok tartışılan, çok farklı mecralara götürülen bir konuydu. Hiç olmazsa kafamızda bir şekillenmesi sizin sunumunuz sayesinde oldu.

2016 yılında bu kanun görüşülürken de çok tartışmalar olmuştu, 6741 sayılı Kanun. Öncelikle bir torba içinde gelmişti, tüm siyasi parti grupları olarak böylesi önemli bir düzenlemenin bir torba içinde olmaması gerektiğini söyledik, sonra torbadan çıkarıldı ayrı bir düzenleme olarak geldi. Ama o dönemin -muhalefet şerhimize de baktım ben- Ekonomi Bakanı demiş ki: "Bu Fon hiçbir şekilde kamu hesapları içinde yer almayacak." Daha sonra görüşmelere dönemin Maliye Bakanı, o da tam tersini söylemiş, bu Fon'un kamu hesapları içinde yer alacağını söylemiş. Yine, o gün, bu Fon'un on yıl içinde büyüme oranına yıllık yüzde 1,5 ilave artış sağlayacağı gibi çok büyük bir iddia da ortaya konulmuş idi.

Özü itibarıyla, biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak -o gün de muhalefet şerhimize yazmışız- Türkiye'nin bir varlık fonuna sahip olmasını önemli görmüşüz, o yönüyle desteklemişiz ama tabii ki yapılan düzenlemeyle ilgili eleştirilerimiz de var, başta denetimle ilgili kısmı olmak üzere eleştirilerimiz de var. Şimdi o konuya yine değineceğim.

Bir defa o gün söylediğimiz gibi -ben de eski bir denetim elemanıyım- bunun Anayasa'ya aykırı olduğu çok açık. Kamu denetimi açısından yani Sayıştayın denetiminin olmaması doğrudan Anayasa'ya aykırı bir düzenleme.

Çok nevi şahsına münhasır bir denetim öngörüldü. Sadece bağımsız denetim raporları üzerinden ve bağımsız denetim standartları çerçevesinde bir rapor düzenlemek üzere 3 denetim elemanı arkadaşımız görevlendirilmiş. Onlar da ne yapsın yani kanuna göre o raporlar üzerinde denetimlerini yapmışlar.

Denetim raporlarıyla ilgili de şunu söyleyeceğim: Evet, Fon ayrı bir tüzel kişilik, şirket ayrı bir tüzel kişilik. O nedenle, iki ayrı rapor olması lazım yani aynı tüzel kişiliğin birden fazla yılını kapsayan tek denetim raporu olabilir ama iki ayrı tüzel kişiliğin tek denetim raporu olmaz, ayrı ayrı düzenlenmesi gerekir.

Aslında bağımsız denetim raporu var, raporun ekine de konmuş. Hem Fon'un hem şirketin denetim raporları var. Orada burada gündeme getirilen birçok konu hem Cumhurbaşkanlığının denetim raporunda yer alıyor. Neler yer alıyor? Ben mali tablolarına da baktım. Rakamları da söyleyeyim hemen. Bilançosunda toplam kaynaklar ve varlıklar itibarıyla 31/12/2016 itibarıyla 51 milyon küsur, 31/12/2017 itibarıyla 60 milyon küsur lira var. Kâr-zarar hesabı açısından baktığımız zaman dönem kârı 26 Ağustos 2016-31/12/2016 döneminde 939 bin küsur kâr görünüyor, 2017 yılında da 7 milyon 375 bin küsur kâr görünüyor ki bunun ayrıntılı kalemleri de raporda zaten tek tek yer almış. O açıdan kanunun öngördüğü denetim bir anlamda gerçekleşmiş yani kanunun öngördüğü şekilde. Ama kanunun öngördüğü denetime biz yine muhalefetimizi burada da ifade ediyoruz. Anayasa'ya uygun bir denetim olması gerekir çünkü bağımsız denetimin amacını hepimiz biliyoruz ama Sayıştayın denetiminin amacı kamu adına, Türk milleti adına yapılan bir denetim. Bu anlamda, tekrar bu denetimle ilgili maddede bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanımızın 2017 Eylül ayında bir açıklaması var, diyor ki: "Varlık Fonu'nda amaçlanan, istenilen bir süreç maalesef gerçekleşmedi. Varlık Fonu'nu yeniden reorganize etmemiz şart." Sonrasında zaten yönetim değişikliği, tekrar sizlerin bu göreve gelmesiyle yaptığınız sunumdan da şunu görüyoruz: Yoluna girmiş yani amaca, hedefe doğru çalışmalar devam ediyor. O, tabii, önemli. Yapılan çalışmalar bir hız kazanmış. İnşallah hedeflenen, amaçlanan konular da gerçekleşir diyorum.

Sayın Genel Müdürüm, ben bir şeyi soracağım. Bir defa, tabii, bunun muhatabı siz de değilsiniz ama 6741'in 6/2'si diyor ki: "Bu denetim raporu haziran ayı sonuna kadar Cumhurbaşkanına sunulur." Yani 2018 için kastediyorum. (3)'üncü fıkrasında da "Bu bağımsız denetim raporları ve denetim raporu ekim ayında Plan Bütçe Komisyonunda görüşülür." diyor.

Bu, Kanun'un çok açık ve amir hükmü. Bu yerine gelmemiş. Bu tespiti yapmamız gerekir. Bu niye yerine gelmemiş? Tabii, muhatabı siyaset sizden ziyade.

Size soracağım soru -belki sunumunuzda ifade ettiniz mi, gözden de kaçırmış olabilirim- 3'üncü madde (2)'nci fıkra, üç yıllık stratejik yatırım planı yürürlüğe konuldu mu?

Yine, sizinle ilgili şunu soracağım: İnternet sitenize bakıyorum, ne tablo göyüyorum, ne faaliyet raporu görüyorum, hiçbir şey yok internet sitenizde. Yani bir faaliyet raporu hazırlanmıyor mu? Mali tablolarınızı internet sitenizden yayınlamakta bir mahzur yok, yayınlanması doğru olur diye düşünüyorum. Yani 2018 yılı bilançosu kâr zarar hesabı henüz çıkmadı mı? Çıkmış olması lazım bu tarihe kadar. Bunların da yayınlanması doğru olur diyorum.

Benim şu an için ifade edeceğim konular bunlar.

Teşekkür ediyorum tekrar.