KOMİSYON KONUŞMASI

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Teşekkür ediyorum.

Başkanım, şöyle bir şey var: Milletvekillerine iki aylık maaş karşılığında telefon giderleri, telgraf giderleri, vesaireler ve mesajlar var.

MÜSLİM SARI (İstanbul) - Soruları almadınız, cevapları mı alacaksınız?

BAŞKAN - Arkadaşlar, kaydediyor zaten, hepsi kaydediliyor. Sorular da kaydediliyor.

İZZET ÇETİN (Ankara) - En büyük ayıp bu, en büyük ayıp.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Geçen sene, bazı arkadaşlarımız, bu tahsis edilen para limiti aşıldı. Aslında bu bir havuzdur. Şimdi, benim sorum şu yönde: Diyelim ki 2013 tarihinde bu gider aşıldı.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Meclis TV'yi çıkarır mısınız dışarıya!

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Başkanım konuşuyoruz ama...

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen... Arkadaşımız sorusunu sorsun ya.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Başkan, soruları almıyorsunuz ama cevapları televizyona koyuyorsunuz. Böyle bir şey var mı ya?

BAŞKAN - Soru sorulmadı Sayın Çetin ya! Sayın Çelebi konuşsun.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Çetin, basın buraya geliyor, niye istemiyorsunuz onu anlamıyorum.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ya kardeşim sorularda neredeler?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, ağzınızı açıyorsunuz, gözünüzü yumuyorsunuz, onu anlayamıyorum.

BAŞKAN - Sayın Çelebi siz sorun sorunuzu.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ne işiniz var burada?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Allah Allah! İsterseniz kovun ya. Gelse suç, gelmese suç.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Biz konuşurken neredeydi Sayın Çelebi?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ben buradaydım Sayın Aşkın, sizi hep dinledim ben.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Beş saattir, on saattir neredeler?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ben hep buradaydım, hep dinledim.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Talimatla geliyor, talimatla gidiyor. Bu ne ya! Ne işiniz var burada?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Emekçilere sahip çıkın.

BAŞKAN - Arkadaşlar, arkadaşımız sorusunu bir sorsun ya, lütfen ya! Sayın Çelebi'nin konuşmasına müsaade etmiyorsunuz Sayın Çetin.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Senden özür diliyorum Sayın Çelebi.

BAŞKAN - Buyurun.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Evet, Başkanım, sorum şu yönde: 550 tane milletvekiline ayrılan total bir para var. Bu parada bazı arkadaşlarımız limit aştığı zaman...

BAŞKAN - Neyle ilgili onu da söylerseniz.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Söyledim onu. Sorumu arzu ederseniz tekrarlayayım.

Bu, bir sonraki yıla eğer şahıs aştıysa mahsup edilebilir mi? Ki edilebilir bu benim kanaatime göre.

Bir ikincisi de, total bir havuz olduğu zaman, diyelim ki ben kendi limitimi aştım, telefon konuşmam, telgraf veya mesajlarla birlikte, havuz olduğu için bu para da... Yani, milletvekiline rücu edilmemesi gereken bir para olduğuna ben kanaat getiriyorum.

İki: Milletvekili de zaten bir kamu hizmetini görüyor. Diyelim ki herhangi bakanlıktaki bir genel müdür, bir müsteşarın telefon giderlerini, vesairelerini devlet nasıl ödüyorsa milletvekillerininkini de ödenmesi lazım. Dolayısıyla, milletvekillerinin kendi ceplerinde herhangi bir şey ödememesi gerekir diye düşünüyorum. Bu konudaki kanaatlerinizi almak istiyorum.

Teşekkür ediyorum.