KOMİSYON KONUŞMASI

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Bu konuyu aslında değişik mecralara götürüyoruz çünkü burada istenen, yapacağımız değişiklik mevcut sözleşmelerin iptaliydi, yenilenmesiyle ilgili değil. Bakanlık bir teklif getiriyor, teklifte de...

ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Bakanlık mı getiriyor? Sayın milletvekilimiz getiriyor.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ya, özür dilerim, alışkanlık var tabii, bizim de geçmişten kalan.

CAVİT ARI (Antalya) - Alışkanlık değil, gerçeği söylediniz yani.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yani yeni sisteme bizim de uymamız lazım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Mustafa Bey'e saygımız var.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bazı ifadeleri zaman zaman yanlış kullanıyoruz; tabii, teklif...

Şimdi, değerli arkadaşlar, içinizde işletmecilik yapan, ticaretle uğraşan ya da profesyonel yöneticilik yapan insanlar da var. Hepiniz kamudan gelmediniz. Ben de uzun yıllar üniversitede işletme bölümünde on beş yıl öğretim görevliliği yaptım fakat özel sektör geçmişim de var yaklaşık on bir yıl, hatta yedi buçuk yılında bir Fransız şirketinin genel müdürlüğünü de yaptım, en son BMC'nin CEO'luğunu yapıyordum, meşhur BMC otomotiv sanayisinin.

Şimdi, neticede bir yatırımı yaparsınız, yatırımın süresi vardır, hemen akşamdan sabaha aspirin gibi kâra geçmezsiniz. Devlet de yatırım yapar ama son yıllarda gerek dünyada gerekse ülkemizde büyük çaplı yatırımların kamu eliyle yapılmasından vazgeçilmiş, özel sektöre imkânlar tanınmıştır. Sağlık sektöründe de altyapıda, büyük yatırımlarda devlet işte bu tür bir model geliştirmiş 2009'dan sonra, 2010'dan sonra. Doğrudur, yanlıştır, bunu tartışıyoruz doğru da şimdi siz akşamdan sabaha şey bekliyorsunuz. Bu yatırımın bir ömrü var. İşte Osmangazi Köprüsü'nden bahsedildi ya da Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden bahsedildi. Şimdi, o sürenin sonunda da bu, kamuya kalacak. Ha, yirmi beş yılda kendini ödemez de otuz yılda öder. Bilemem şartları, belki yirmi yılda ödeyecek ama başa baş noktası kaç yılda sıfır noktaya gelecek, maliyet ile sabit giderler birbirini karşılayacak.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - En son baktığımızda Osmangazi ödemişti kendisini!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kimse geçmiyor, geçemiyor.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şimdi, arkadaşlar, bu bir tercihti, o günkü şartlarda yapılmıştı. Bugün tenkit ediyorsunuz. Benim de kafamın karıştığı, özellikle sağlık yatırımlarında canımı sıkan işler oluyor çünkü gidiyorsunuz, hastaneye, size A'dan Z'ye tahlil yazıyorlar, yok kanser tahlili, bilmem ne tahlili. Ya, kardeşim, ne gereği var? "Efendim, siz para ödemiyorsunuz." diyor. Kim ödüyor? Meclis ödüyor. Ya, Meclis de ödese kamu ödüyor, sana ne kardeşim, bana illa hastalık mı icat edeceksiniz diye zaman zaman benim de çıkış yaptığım oluyor. Gidiyorsunuz ufak bir mesele için, size diyor ki: "Efendim, gelmişken bir check-up yapalım." Şimdi moda oldu ya. Yok MR çekelim, yok şunu çekelim; illa bir hastalık buluncaya kadar... Yani sistemde çok aksayan yerler var ama şimdi biz tabii ki bugün bu akşam bunu konuşmuyoruz. Başka maddelerimiz de var, Meclis tatil oldu, tatile girdi, biz Komisyon muhtemelen sabahlayacağız burada.

Şimdi, yatırım mantığı açısından tenkit edebiliriz, doğrudur ama biraz da insaflı davranalım. Tabii, kamunun, milletin de halkın da hizmet alması lazım. "Siz hastane yapamıyorsunuz." E, şimdi diyorsunuz ki: "Bütçeden yapalım, az yapalım." E, ama vatandaş da hizmet bekliyor. Şimdi yatırımcı da diyor ki... Dünyada deli para var. Hâlâ, bugünlerde söylenen, dünyada 40 trilyon civarında bir fon birikmiş ve yatırım yapmayı bekleyen paradan bahsediliyor. Ha, bundan Türkiye ne kadar pay alabiliyor? Ben de katılıyorum, çok cüzi, hatta yok nispetinde; alamıyoruz. Bu da son yıllardaki, son günlerdeki olaylardan dolayı, güvenden dolayı. Ne derseniz deyin, bunu tartışabiliriz ama bir şekilde bu yatırım iklimini iyileştirip dünyaya bir mesaj vermemiz lazım yani iktidarıyla, muhalefetiyle hep birlikte çünkü aynı gemideyiz, aynı uçaktayız yani zararı hep beraber görüyoruz. Dünyada bu fon o kadar fazla, neredeyse para almayanı dövüyorlar ama Türkiye para alamıyor, alırsa da çok yüksek maliyetlerle alıyor ve bu maliyeti hep beraber ödüyoruz.

Ben uzatmak istemiyorum ama biraz da empati yaparak alınan hizmetlerin getirisini düşünelim yani gecikmiş hizmet pahalı hizmettir. Yani siz şimdi yol yapmayacaksınız, havalimanı yapmayacaksınız, hastane yapmayacaksınız ya da enerji santrali yapmayacaksınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yapmayalım demiyoruz.

ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Ya, sorun hizmet sunmak değil, şeffaf olsun diyoruz, şeffaf. Bir tek şey istiyoruz ya, şeffaflık istiyoruz o kadar.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sayın Başkanım, müsaade ederseniz tamamlayayım.

BAŞKAN - Buyurun.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şeffaflıkta ben de varım ama Türkiye'de de kurallar var biliyorsunuz, hukuk var, ne diyor "ticari sır" diyor. Ya, bu ticari sır olayını hakikaten ben de anlayabilmiş değilim.

ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Öyle bir sır yok.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yani niye ticari sır oluyor? Meclisten neyi gizliyoruz?

CAVİT ARI (Antalya) - Siz niye bize soruyorsunuz? Bize soruyor ya!

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Siz neden bize soruyorsunuz?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ama, neticede, değerli arkadaşlar, bu konular bu akşamın konusu değil. İsterseniz daha...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Hayır" deyin.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - "Hayır" diyemiyoruz çünkü bizim yerimizde siz de olsanız "hayır" diyemezsiniz çünkü bu ihtisas komisyonları, özellikle de Plan ve Bütçe Komisyonu iktidarın komisyonudur arkadaşlar.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yok, iktidar değilsiniz, 1'inci partisiniz.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ya, 1'inci partinin komisyonudur çünkü bizim partiden Başkan seçilmiştir. Gelen şeyi, evet, inceliyoruz, daha ayrıntılı olarak biz de bilgi isteriz, ben de bunu diyorum ama 1'inci parti olarak gelen bu tür teklifleri de değerlendirip kabul etmek gibi bir sorumluluğumuz var. Ben illa, mutlaka kabul edeceğiz anlamında söylemiyorum ama yoksa işler yürümez yani vatandaş da hizmet bekliyor.

Ben teşekkür ediyorum.