KOMİSYON KONUŞMASI

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Paylan, size de çok teşekkür ediyorum.

Ben aslında burada -tabii, üç saattir tartışıyoruz kanunu- kişiye özel, firmalara özel bir kanun yapıyormuşuz gibi ithamları duymaktan gerçekten hem kendi adıma hem de partim adına rahatsız oldum. Çünkü söylendi, burada, evet, vergisel bir muafiyet var, bundan etkileniyoruz mali olarak ama burada borcunu ödemekte sıkıntı çeken bütün firmalara yönelik bir uygulama getiriyoruz. Bu ne anlama geliyor? Ve buradabir taraftan da bankalar tarafından bir bakış açısı var. Bankalarda da biz ne yapıyoruz? Getirdiğimiz o muafiyetle birlikte bankaların firmalarla olan anlaşmalarının önünü açmış oluyoruz. Burada şunu görüyoruz ki, firmalar bankalarla gidip anlaştıkları takdirde... Ben yanlış mı anlıyorum, bilmiyorum ama şöyle bakıyorum olaya: Benim 100 bin lira borcum var. 100 bin lira borcumu bir yıl vadeyle her ay 10 bin 10 bin ödeyecektim fakat sıkıntıya düştüm, ödeyemiyorum, bunun karşısında 100 bin liralık borcumu iki yılda ödeyeceğim. Böyle yeniden bir yapılandırma. Yani ortadan kalkan bir şey yok. Biz belki bu 100 bin lirayı iki yıl içinde vadelendirerek o firmanın bunu ödeyebilme oranını artıracağız. Ben bunu bu şekilde görüyorum ve bunu, bu fonu -bunu firma ödediği takdirde- ekonomiye tekrar bir geri dönüş olarak görüyorum. Açıkçası, ben "kişiye özel" "firmalara özel" terimlerini kabul etmiyorum, bunu doğru bulmuyorum. Ve şunu da biliyorum: Bu mutabakat çerçevesinde bankalarla da ciddi bir anlaşma olduğunu biliyorum. Eğer Sayın Başkanımız da söyleyebilirse çok memnun olurum çünkü Türkiye'deki bütün bankaların bu konuda hemfikir olduğunu biliyorum. Aslında biz bu anlamda, bu konuda hem reel sektörün önünü sıkıntılardan açmış oluyoruz hem de bankaların biraz daha elini rahatlatmış oluyoruz.

Teşekkür ediyorum.