KOMİSYON KONUŞMASI

YUNUS KILIÇ (Kars) - Teşekkür ediyoruz arkadaşlara.

Tabii, bizim Komisyonumuzda arkadaşlarımızın bir çoğu hayvansever. Bu alanları da belki birçoğu ilk defa gördü. O atlarla alakalı kısmını söylüyorum ama tabii tabiri caizse bin metreden baktığımız zaman orada nelerin yaşandığı hem insanlar boyutunda hem hayvanlar boyutunda belli; yani benim açımdan çok izaha gerek yok. Fakat tabii, buradaki sıkıntı şu: Siz de demin söylediniz, buradaki hayvanlar aynı zamanda sahipli hayvan olmakla beraber bizi ilgilendiren boyutu, kamu hizmetinde kullanılıyor olmaları. Biz şu anda onunla ilgileniyoruz. Tabiri caizse hayvanın onuruna, şahsiyetine, gücüne, kuvvetine, kudretine göre kullanılmasıyla alakalı birtakım sıkıntılar, daha çok üzerinde durduğumuz alan o. Burada yaşanan sıkıntılar belli.

Şimdi, burada tabii konuşurken bazı şeyleri bilgi açısından söylüyorum ben kendi alanımla ilgili olduğu için. Örneğin, "girişler" dediniz. Normalde biliyorsunuz, Adaların kendi özel statüsü gereği zaten oraya hayvan girişleri, at girişleri de dâhil özel bir izne tabidir.

AK TEŞVİKİYE HAYVANSEVERLER PLATFORMU BAŞKANI NEBİLE MUHSİN - Tabii, Gıda, Tarımın izniyle kontrolden geçtikten sonra...

YUNUS KILIÇ (Kars) - Müracaat edilir, getirilmesi düşünülen hayvanlarla alakalı yerinde tetkikler yapılır, bazı hastalıklar açısından araştırılır ve onlarla alakalı bir sıkıntı yoksa yine de müsaade edilmeyebilir. Adanın kaldırabileceği hayvan varlığının üzerinde bir potansiyel yaratılmak istenmiyorsa yine "Hayır, şu sayıdan fazlasını bu ada kaldırmaz." gibi, oradaki kurumlar karar alabilirler.

AK TEŞVİKİYE HAYVANSEVERLER PLATFORMU BAŞKANI NEBİLE MUHSİN - Aldılar Başkanım.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Hayır, biliyorum onu da hani konuşulurken bazı arkadaşların bilmediğini fark ettim bunu. Fakat buna rağmen neticede burası bir ada ve her taraftan bir şekilde bu adamlar tekne yanaştırmayı, hayvanları taşıyabilme yöntemlerini herkesten iyi biliyorlar. Zaten oradaki insanlarla, bu işleri yapan insanlar da biraz yüz göz olunca her şeyi çok rahatlıkla yapabilecek kişilik, görüntü, güç, kudrete sahip olduklarını da gördük.

Veteriner hizmetleriyle alakalı şu anda yönetmelik gereği sahipli hayvanların tedavileriyle alakalı hizmeti serbest veteriner hekimlerden almak gibi bir mecburiyetiniz var. Yani devlet veteriner hekimi size gidip de orada tedavi falan yapmaz. Kavramsal olarak sıkıntılı gibi gözüküyor değil mi bu tanım ama şu anda Türkiye'deki uygulama böyledir. Buna itiraz edebilirsiniz, ben veteriner hekimim, edebilirim ama bunun bir sebebi var, o da şu: Şu anda devletteki veteriner hekimlerin iş yoğunluğundan dolayı bu hizmetleri tamamıyla yerine getirememe gibi bir sıkıntıları var. Özellikle destekleme kalemlerimiz, takip edilmesi gereken meseleler çok. O yüzden serbest veteriner hekim sayımız da her geçen gün artıyor, "klinisyen" dediklerimiz; bunlar 5-6 bini buldu. Bunlar bu hizmeti veriyorlar ve daha da güzel veriyorlar aslında. Hani devletin o hafif hımbıllığından ve tembelliğinden etkilenmeden efendim, bu hizmetleri daha kolay alma imkânınız var. O yüzden burada işletilmesi gereken mesele şu: Biz sahada gezerken de söyledik; kimsenin böyle bir hizmete para verme gibi bir arzusu, niyeti, gayreti yok.

AK TEŞVİKİYE HAYVANSEVERLER PLATFORMU BAŞKANI NEBİLE MUHSİN - Daha önce zaten özel bir veteriner tahsis edilmiş ama para ödemek istemedikleri için iptal etmişler.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ama birilerinin de denetlemesi gerek.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Şimdi, tabii şöyle: Veteriner hekime ulaşmak Türkiye'de zor değil, çok kolay ama karşılığını, ücretini yatırırsanız. Veteriner hekim hizmetleri Türkiye'de dünyadakine göre en ucuz verilen sağlık hizmeti aslında. Veteriner hekimler pahalı adamlar değillerdir yani böyle hekimler gibi, tıp hekimleri gibi düşünmeyin. Onların yaşamları da mütevazıdır, beklentileri de ve maaşları da mütevazıdır ve çoğu Anadolu köy çocuğudur.

SERAP YAŞAR (İstanbul) - İstanbul'da mahalleye göre Hocam.

BAŞKAN - Aynen, duruma göre değişiyor.

AK TEŞVİKİYE HAYVANSEVERLER PLATFORMU BAŞKANI NEBİLE MUHSİN - Nişantaşı'nda size faturaları göstereyim.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Ee, para verenden de alırlar, onu herkes alır. Dolayısıyla bu meslek mensuplarının şu anda Türkiye'de de hatta istihdam problemleri vardır. Sizlere de hemen hemen her gün "Niye veteriner hekimler istihdam edilmiyor? diye talepler gelir, yardım isterler; en çok bana gelir, ben bilirim. Siz eğer bunların atlarınıza sizin istediğiniz hizmetleri vermelerini istiyorsanız parasını vermek zorundasınız. Bu adamlar vermiyor. Bu adamlar hani "Her şeyi devlet yapsın, bana ne." mantığında yetişmişler. O yüzden burada asıl problem bu. Bunların buna alışması lazım. Dolayısıyla bu hayvanların hizmet almaları lazım. Hizmet satın alınması lazım yoksa orada bir günde 10 veteriner hekim, klinisyen orada büro açabilir. Yani bunu yapmadıkları için böyle bir eksiklik var. Sonra devletin genelini düşünün, bir yere sadece veteriner hekim değil, doktor öyle, avukat öyle, hâkim öyle, savcı öyle hangi kriterlere göre atanır? İhtiyaca göre, oradaki insan sayısına göre, hayvan varlığına göre ki veteriner hekim açısından düşünün. Adadaki toplam hayvan sayısını sordum, küçükbaş, büyükbaşın toplamı 100 etmiyor.

AK TEŞVİKİYE HAYVANSEVERLER PLATFORMU BAŞKANI NEBİLE MUHSİN - O onların söylediği.

YUNUS KILIÇ (Kars) - At hariç küçükbaş hayvandan, sığırdan, koyundan bahsediyorum. Bunlara göre 3 veteriner hekim orada çok yüksek sayı yani fazla. Daha fazlasını verebilirler mi? Onu özel hizmet alacaksınız. Devlet oraya götürüp 10 veteriner hekimi başka yerlerde binlerce ihtiyaç varken yığamaz. Burada aslında bu iki girdap arasında gidip geliyoruz; sıkıntı bu.

Asıl bir şey daha var: Tabii, siz bunu ilk defa böyle net olarak söylediniz. Bizim orada insan olarak almamız gereken ulaşım hakkımızdan yararlanamıyoruz. Yani bakın, niye?

Şimdi, bir de şöyle bakın olaya: Bizim Komisyonumuzun tabii ki Başkanım işi bu ama bunu da konuşmamız lazım ki bununla da alakalı hani Sayın Başkan da söyledi ki sonunda birtakım tavsiyelerde ve önerilerde bulunacağız. Bu önerilerden tabiri caizse devletin kurumları üzerine kim ne alması gerekiyorsa alsın diye. Alırlar almazlar; alırlarsa iyi ederler.

Dolayısıyla burada bunun da bir altının çizilmesi lazım, o da şu: Adalarda işte 7.500 insan yaşıyor, tabiri caizse mafyalaşmış, her türlü çirkefliği, pisliği o adalara musallat etmiş bir grup hem hayvanlara yakışır muameleyi, üstünden ekmek yemiş olduğu hayvanlara bunu yapmıyor ve bir taraftan da oluşturmuş olduğu çetecilik, şiddet, güç ve kudretle oradaki insanların yaşamına dokunacak hayırlı işleri -ki ulaşım dâhil- almalarına engel oluyor.

Başka bir boyutunu daha söyleyeyim, belki bunun farkındasınızdır. Bu insanlar neticede orada bir şekilde ekmek yedikçe, tabiri caizse güçlendikçe, kuvvetlendikçe kendileri gibi adamların o adaya akın etmelerine sebep olacaklar.

AK TEŞVİKİYE HAYVANSEVERLER PLATFORMU BAŞKANI NEBİLE MUHSİN - Emlak zengini oluyorlar zaten.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Bir müddet sonra adanın kendi insanları, o güzelim yatlarını, katlarını falan filan... Bakın, bunlar bir sosyolojik süreçtir yani olacak. Beni ilgilendirmiyor yani yatın sahibiyle oradaki faytoncunun arasındaki...

SULTAN GÜLYAR - Efendim, dediğiniz doğru. Zaten şu anda adalardaki emlak satışı yüzde 50'nin üzerinde. Herkes satıyor, çoğu da yurt dışına gitti. Maden tarafındaki yalıların çoğu satılık.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Bizi ilgilendiren tarafı ne?

SULTAN GÜLYAR - Biraz önce bahsettiğiniz sosyopsikolojik bir durumdan dolayı bunlar burayı terk ettiler çünkü o çeteler rahatsız ediyorlar insanları.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Normal bir Türkiye vatandaşı olarak beni ilgilendiren tarafını söylüyorum: O onların kendi aralarındaki ilişkiler.

Şimdi, ülkemizin birtakım değerleri var. Adalar da bir değerdir; turizmde, insanların sayfiye yeridir, özel bir alandır falan. Buraların aynı temizlikte ve ülkemizin bir sermayesi olarak kalmasını istiyoruz değil mi? Bir gayemiz de bu olmalı. Buraların bu şekilde de korunmaya ihtiyacı var. Yani insanların haksız, gayrimeşru yöntemlerle rant elde etmesinin bir şekilde önüne de geçemezsek bazı kararlarla tabiri caizse çöreklenirler orada ve hiç kimse... Türkiye'de mülk edinme hakkı var, efendim, dolaşım hürriyeti var; dolayısıyla insanları kendileri suç işlemediği sürece oralardan bertaraf etmeniz mümkün değil. Yani bunların da konuşulması gerektiği için yani bizim meselemiz değil aslında.

SULTAN GÜLYAR - Anlıyorum efendim.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Ama bir şekilde kayıtlara geçsin.

SULTAN GÜLYAR - Genel olarak ama bu da bu konunun bir parçası çünkü onlar oraya çöreklendiler gerek bu faytonculukla gerekse işte, saman satıyorlar, nal çakıyorlar; birtakım gruplar oldu.

AK TEŞVİKİYE HAYVANSEVERLER PLATFORMU BAŞKANI NEBİLE MUHSİN - Su satıyorlar.

SULTAN GÜLYAR - Her şey var. Dolayısıyla rahatsızız.