SEVDE BAYAZIT KAÇAR (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

İlk başta bu kamu spotu gerçekten çok güzeldi, bence hepimizin ufkunu açtı diye düşünüyorum. Hâkime Hanım dedi ki biraz önce: "Bence Diyanette, kolluk kuvvetleri olsun, Millî Eğitim Bakanlığı olsun bunların eğitimleri verilmeli, şiddetin." Oysaki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız 6284 numaralı Kanun çıktığından beri bu eğitimleri veriyor. Yani, dün Diyanet geldi anlattı, kolluk kuvvetlerimiz daha önceki oturumlarımızda geldi anlattı, askeriye de aynı şekilde, Millî Eğitim Bakanlığı ders koyarak bu şekilde mücadele ediyor. Ama tabii ki siz de diyorsunuz, "Kanunlar çıktı ama biz karar verirken sıkıntı çekiyoruz, verdiğimiz kararların bazen yerini bulmadığı oluyor." Burada İsmet Bey'in dediği gibi, insanlardaki sosyal sorumluluk bilincinin oluşması gerek, her bireyin kendi sosyal sorumluluklarını bilmesi ve bunun üzerinde çalışması gerek yani "Ne yapabilirim? Ben duymam, görmem, bilmem."i oynamaması gerekiyor. Bunun için de "mahalle" kavramı aslında Türk gelenek, göreneklerine çok uygun bir kavram.

Geçenlerde 2-3 kez denk geldim, geç vakitlerde gidince televizyon kanallarına bastığımda, bir mizah programı desem, mizah programı da değil ama hangi kanal olduğunu hatırlamıyorum, bir program yapıyorlar. Bir senaryo yazılıyor, bir denk geldiğimde, küçük bir çocuk aşırı kilolu, annesi ona sürekli sözlü şiddet uyguluyor, "Şişmansın, yeme. Çirkinsin, obezitesin." ve garson geliyor "Bunları yeme, sen çok şişmansın." diyor ama bu, bir senaryo, oyuncular oynuyor bunu. Hangi program olduğunu bilmiyorum. Dışarıdaki insanların buna tepkisini ölçüyorlar programda. İlk başta herkes yönünü değiştiriyor, kalkıyor, masasını değiştirenler var, restoranı terk edenler var ama bir tanesi kalkıp da "Sen ne biçim konuşuyorsun, bu çocuğa böyle deme, çok yakışıklı bir çocuk." diye bir şekilde müdahale ettiğinde diğerleri de başlıyor müdahale etmeye ve bu, ön plana çıkarılıyor. Yine aynı programda bir denk geldim başka bir gün, kör biri, yine bunlar spontane yapılıyor, ayarlanıyor.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Hatırla o zaman, hangi programdı?

SEVDE BAYAZIT KAÇAR (Kahramanmaraş) - Bilmiyorum, çok geç vakit gidiyoruz burada biliyorsunuz, tararken...

TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - TRT 1'de bir tane var eğitici.

SEVDE BAYAZIT KAÇAR (Kahramanmaraş) - Belki, programı bilmiyorum.

Kör adam alışverişe geliyor, görmeyen, parayı veriyor. Kadın diyor ki: "5 lira verdin." 50 lira veriyor, biz onu görüyoruz. "Üstünü veriyorum." diyor, üstünü de eksik veriyor. Görmediği için o bilmiyor. Sıradakilerin hepsi kimi yönünü değiştiriyor gidiyor, kimi kasayı değiştiriyor gidiyor ama bir tanesi müdahale ediyor, "Dur, ne yaptın, o öyle değil, bak, eksik verdin. Lütfen bir görevli gelsin." diyor kasiyeri uyarmak için. Tabii, buradaki sosyal sorumluluk.

Orada hani şiddeti gören kadın da, şiddet uygulayan kişi demiyor ki "Ben sana geleceğim yarın, dayak atacağım." O da "Aa, bana yarın dayak atacakmış, polise haber vereyim, gelsin beni korusun." falan, böyle bir şey olmuyor. Bunlar tamamen hızlı gelişen şeyler ve o yüzden bireylerin bu işe sahip çıkması gerek yani toplumun bu işe sahip çıkması gerek, mahallelinin, komşusunun, hiç tanımadığımız insanın, ona yönelik kanun da çıkarttık. Bu konuda mahalle kültürünün bilinçlendirilmesi ve bu işe sahip çıkması konusunda mutlaka destek verilmesini düşünüyorum çünkü zihinsel dönüşüm budur. Yani, bizim gerçekten kültürümüzde olan şeyi böyle uygulamaya geçirmemiz gerek diye düşünüyorum. Tabii, diğerlerini atlamamamız gerek, kanunları çıkaracağız, kolluk kuvvetleri ona göre önlemler alacak, Adalet Bakanlığı ona göre önlemlerini alacak. Her şey yapılacak ama sosyal sorumluluğumuzu da asla unutmamamız gerek.

Bunu söylemek istedim.

Teşekkürler.