KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Şimdi ben de bir Komisyon Başkanı olarak, birtakım haksız isnatlara maruz kaldık, onlarla ilgili bir iki söz söylemek istiyorum.

Arkadaşlar, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Mecliste kanunla kurulan tek komisyondur. İnsan hakkı meselesi, her renk, dil, din, ırk, inanç, mezhep farkı gözetilmeksizin herkesin bu hakları eşit, özgür ve serbest bir şekilde kullanmasına matuf bir haktır. Dolayısıyla, Komisyonumuzun kanununda sayılan görevleri azami derecede yerine getirmek için üstün bir çaba sarf ediyoruz, onu öncelikle ifade edeyim. Benim de günüm dilekçeleri okumakla geçiyor, bunlara arkadaşlarımızın yazdığı yazıları okuyarak gerekli mercilere göndermekle geçiyor. Takdir edersiniz ki bu da önemli bir mesai.

Bir diğer konu, Komisyonumuz her hususu, her konuyu bütün bir Komisyon olarak değil de kuracağı alt komisyonlar marifetiyle gerçekleştirmesinin daha makul olduğunu, daha verimli ve etkin bir çalışma olduğu düşüncesiyle biliyorsunuz 2 tane alt komisyon kurdu. Göç ve Uyum Komisyonumuz Atay Bey'in tecrübesi, bu noktadaki şahsi müktesebatı, arkadaşlarımızın etkin çalışmasıyla beraber son derece verimli, etkin çalışmalar yürütüyorlar. Tabii, onlar da bir süre sonra bu noktada raporlarını tanzim edecekler, bize iletecekler.

Tutuklu ve Hükümlülere İlişkin Alt Komisyonumuz kurulduktan sonra Sincan Cezaevine bir ziyaret gerçekleştirdik. Şöyle bir şey, ben sözlerimin başında da ifade ettim: Değerli arkadaşlar, biz 25 Şubatta Meclisimizi kapattık 31 Mart seçimleri nedeniyle. 31 Mart seçimlerinden sonra takdir edersiniz Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekillerinin, aynı zamanda siyasi birer aktör olmaları nedeniyle bütün partili milletvekillerinin sahada çalışma gösterdiğini, hatta onun öncesinde, adayların belirlenmesinden önce de arkadaşlarımızın birçok çalışmalar gerçekleştirdiğini zaten biliyoruz. Şöyle: Biz gelen yazılarla ilgili olarak en azından konunun ilgili muhatap kurumuna yazarak öncelikle bu konuda bir bilgi talep ediyoruz, milletvekili arkadaşlarımızı, talep sahiplerini bilgilendiriyoruz. Bu arada, tabii, Komisyonumuz malumunuz hem Olağanüstü Hâl İnceleme Komisyonunda son derece etkin -benim açımdan, benim gördüğüm- bir çalışma gerçekleştirdi, gitti. Aynı şekilde, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğümüz her türlü soruya, eleştiriye burada çok ciddi anlamda cevaplar verdiler, akabinde alt komisyonumuzu kurmuş olduk. Şimdi, son dönemde özellikle basına da yansıyan birtakım hak ihlalleriyle ilgili olarak bize de dilekçeler geliyor milletvekili arkadaşlarımız aracılığıyla da. Emin olun ki Komisyon olarak ve Komisyon Başkanı olarak bu konularla ilgili kendi şahsi telefonumuz marifetiyle, yüz yüze görüşme marifetiyle konuların esasına ilişkin bilgi edinmeye çalışıyoruz. Mesela, Ankara Emniyetiyle ilgili iddialar konusunda Ankara Emniyet Müdürlüğüyle görüştüm, Barolar Birliği raporunu okudum.

Şimdi, arkadaşlar, bu konuyla ilgili olarak da mayıs ayı içerisinde Emniyet Genel Müdürlüğümüze -mayıs ayının 18'i ya da 19'uydu galiba- bir yazı yazdık, 18 Mayısta bir yazı yazdık. Yazımız muvacehesinde özellikle Emniyet Genel Müdürlüğümüzden üst düzey temsille Komisyonumuza gelerek kolluk güçlerinin, Emniyet mensuplarının insan hakları ihlallerine ilişkin eğitim çalışmalarını, yapmakta oldukları programların, durumun değerlendirilmesi, müzakereye açılması, akabinde Komisyon üyesi milletvekillerimizin bu noktada soru tevcih etmeleriyle ilgili bir çalışma talep ettik, 18 Mayısta talep ettik bunu arkadaşlar ama takdir edersiniz, 23 Haziranda bir İstanbul seçimi vardı. Birçok arkadaşımız bu anlamda bize talepte de bulundu. Dolayısıyla bunu İstanbul seçimi sonrasına ertelemek istedik, nitekim önümüzdeki hafta -size yazıları ulaştı- çarşamba günü gelecekler, burada bu konuyu konuşacağız.

Şimdi, arkadaşlar...

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sizin bu vahim iddialar konusunda bir rapor düzenlemeniz gerekiyordu. O insanlar gelip bize hikâye anlatacak, ben size bunu çok net söyleyeyim. Vahim iddialar var ve harekete geçmiyorsunuz. "Falanca yetkili..." Ya, o falanca yetkili zaten açıklama yaptı "Bizde bir usulsüzlük yoktur." diye, zaten buna gerek yok. Ben size Ankara Emniyetinin açıklamasını göstereyim.

MELİHA AKYOL (Yalova) - Neden bağırıyorsunuz? Sizi bir tedavi ettirmeleri lazım.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sizi ettirmek lazım.

BAŞKAN - Arkadaşlar...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Çarşamba olmak zorunda mı?

BAŞKAN - Verdik yazımızı.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Yok, benim Komisyon üyesi olarak başka bir yerde mutlaka olmam lazım da.

BAŞKAN - Şimdi, arkadaşlar, sonuç itibarıyla önümüzdeki hafta bu konudaki görüşmelerimizi gerçekleştireceğiz ama başka bir şey söylemek istiyorum. Hiç kimse insan hakları konusunda birinden daha duyarlı olduğunu iddia edemez, diğerinin daha duyarsız olduğunu da isnat edemez, itham edemez. Yani bu bizim burada varlık nedenlerimizden bir tanesidir aynı zamanda yasama Meclisi olarak ve Komisyon olarak ama şunu ifade etmemiz gerekiyor ki Türkiye -bir kısım arkadaşlarımız da bahsetti- geçmişte istenmeyen birtakım hususlara muhatap oldu, görüntüler oldu ama özellikle son dönemde Türkiye'de teorik planda, yasal mevzuat anlamında hem işkenceye sıfır tolerans, zaman aşımının kaldırılması, insanlık suçu kapsamında olması, kolluk gözetim komisyonlarının kurulması vesaire noktasında birçok adım atıldı, yasal düzenleme yapıldı, uygulamaya geçildi. Buna rağmen hâlen eksiklikler varsa, problemler varsa elbette ki bu bizim üzerinde çalışmamız, değerlendirmemiz ve gerekli altlığı oluşturmamız bakımından görevimizdir. Şunu söylemek istiyorum, bir örnek vereceğim, gerçekten polemik yapmak istemiyorum, lütfen beni kimse yanlış anlamasın: Biz Olağanüstü Hâl Komisyonuna gittik biliyorsunuz. Orada bir Komisyon üyemiz Olağanüstü Hâl Komisyonunda bir karar çıkardı böyle sallayarak, "Sizin kararlarınız gerekçesiz!" diye bağırarak ve bunu sosyal medya üzerinden...