| Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
| Konu | : | Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1984) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 27 .06.2019 |
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İki şeyi birbirine karıştırmamak gerekiyor: 1984 yılında çıkarılmış olan kısa adıyla "İmar Affı" olarak bilinen 2981 sayılı Kanun, hazinenin özel mülkiyetinde veya diğer kamu kurumlarının özel mülkiyetinde olan taşınmaz mallar üzerinde vatandaşın binasının olması hâlinde, 400 metrekareyi geçmemek üzere bu binanın oturduğu arsanın tapusunun kendisine verilmesi yönünde bir düzenleme yapılmış. Yeminli özel teknik bürolar görev aldı, vatandaşlar bu çerçevede başvurularını yeminli bürolara yaptılar, yeminli bürolar hazırladıkları dosyaları Millî Emlak müdürlüklerine veya ilgili kamu kurumlarının ilgili müdürlüklerine teslim ettiler. 2 bin liralık bir başvuru bedelini de vatandaşlar Ziraat Bankasında açılan bir fon hesabına yatırdılar.
Bu tapu tahsis belgeleri hâlen geçerlidir ve önemli ölçüde bunlar tapuya dönüşmemiştir. Birçok belediyede bu sorun vardır. Maalesef 6306 sayılı Kanun görüşmeleri sırasında konuya yeterince vâkıf olunmamış olunması nedeniyle bir yanlış düzenleme yapıldı. Çok kısaca özetleyeyim onu da.
6306 sayılı Kanun'a ilişkin tasarı Hükûmetten ilgili komisyona geldi, yine bu Komisyondu tahmin ediyorum. Ben komisyon toplantısına katıldım. Kanun'da bir madde vardı "2981 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmıştır." diye. "Aman" dedim, "Ne yapıyorsunuz? Hâlen bu Kanun kapsamında elinde tapu tahsis belgesi olan tapu bekleyen on binlerce vatandaşımız var. Yapmayın bunu." dedim. Sonra komisyonda bu yürürlükten kaldırma hükmü "Bir yıl sonra yürürlüğe girer." şeklinde bir düzenleme yapıldı. Genel Kurula geldi. Konuştum Genel Kurulda, "Yapmayın." dedim, üç yıl yapıldı bu. 2012'de tanınan üç yıllık süre, 2015'in Mayıs ayında doldu. Dolmaya yakın yine Genel Kurulda bir konuşma yaptım, 2018'e uzatıldı. 2018'deki süre doldu, tekrar uzatıldı şimdi. Yine uzatılacak bu.
Bakın, bir kanunun uygulama alanı henüz sona ermemişken hâlâ bunu ilgilendiren, o kanunun ilgilendirdiği geniş vatandaş kitlesi varken "Kanun yürürlükten kaldırılmıştır." deyip sonra onu sürekli süre uzatımlarıyla yürürlükte tutmaya çalışmak kadar garip bir durum yoktur. Şimdi, ben bu konuda şu an burada yetkili olsam, sizin yerinizde olsam hemen talimat veririm -talimat değil artık, tabii- Çevre Bakanlığından arkadaşlara söylerim bu maddeyi yazın getirin, o maddeyi hemen buraya koyalım derim. Neyse, geçtik bu konuyu.
Şimdi, 2981 sayılı Kanun'a göre tapu tahsis belgesi almış mı vatandaş? Almış, geçerli, sonra? Kanunların birbirine üstünlüğü yoktur, asla. İki farklı konuyu düzenleyen kanundan birinin diğerine üstünlüğü yoktur. Sonraki tarihli kanun, önceki tarihli kanun, aynı konuyu düzenliyorsa sonraki tarihli geçerlidir. Genel-özel kanun tartışması vardır, oralara girmeyelim. Geçerli imar barışı uygulamasında vatandaşlar bana soruyordu "Benim 2981 sayılı Kanun'a göre tapu tahsis belgem var, başvurmak zorunda mıyım?" "Hayır, başvurma." dedim. 2/B'den tapu almış olan vatandaşlarımız bana sordu "Başvurmayın." dedim. Neden? "Senin buradaki yapını dikkate alarak 2981 sayılı Kanun seni hak sahibi olarak tanımlamış ve sana bunun tapusunun verileceğini öngörmüş."
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Ruhsatsız binası varsa başvurması lazım ama.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bakın, ben devam edeyim, bir dakika.
2/B arazisinde örnek vereyim yine. Ruhsatsız binası olduğu için devlet onu hak sahibi saymış mı? Saymış. Bu nedenle de ona tapu vermiş mi? Vermiş. Şimdi korkutuyoruz onu: "Başvurmazsan yıkabilir seni." Yıkabilmiş mi bugüne kadar? Yıkamamış.
Geliyorum 2981'e, konumuza gelelim. Efendim, imar barışına da başvurmuş adam, korkmuş. Tabii, o cümleyi söylüyorum, "Ben olsam başvurmam, başvurmana gerek yok ama sen 'Başım rahat olsun, endişe yaşamayayım.' diyorsan sen bilirsin." diyorum ve başvurmuş vatandaşlar. Şimdi ne diyoruz? Öbür kanuna göre bedel ödemişsen bu kanuna göre, imar barışına göre yani 3194 geçici madde 16'ya göre bedel ödemen gerekmiyor. Niye demiyoruz ki 2981 sayılı Kanun ve 2/B Kanunu'na göre hak sahibi olan vatandaşların başvurmasına gerek yoktur? Yani vatandaşı -kusura bakmayın- biraz kandırıyoruz "Oraya başvur, paranı öde.", sonra geliyoruz diyoruz ki "Senin paranı, onu ona sayacağız; tamam." falan. Doğru değil bu düzenlemeler. Bu düzenlemeler eksik. Hep iyi tartışılmadan, etraflıca bu meseleler bir masaya yatırılmadan konuşulduğu için böyle oluyor.
Ayrıca, arsa bedelini ödememiş olsa dahi 2981 sayılı Kanun'a göre elinde tapu tahsis belgesi varsa onun da "Git sen imar barışına başvur, oradan sana bunu satalım." diye ona bir yol göstermeyi de doğru bulmuyorum. Madem bu bedeli sayıyoruz, saydınız burada, 2981 sayılı Kanun'a göre o gecekondusunun bulunduğu yerde 400 metrekareyi geçmemek üzere tapuyu da kendisine vermek lazım, bununla onu taahhüt de etmiş oluyorsunuz şimdi. Hep vatandaşlar soruyordu "Ya, bu 2981 geçerli mi hâlâ? Belediyeler hiç dikkate almıyor." Neyse, belki böyle bir yararı olur şimdi.
Teşekkür ederim.