HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Sayın Başkanım, bu madde, tamamen Türkiye'de aslında çok büyük bir ihtiyacı karşılamak için getirilen bir madde çünkü bizim çiftçimizin, tarımla uğraşanların bugün hangi bürokratik engellere maruz kaldığını çok iyi biliyoruz. Burada amaç, iskân dışı alanların, sadece tarım alanı olması da şart değil yani eğer seracılık için uygun, iskân dışı bir alansa burada da yapılabilir, buraların fazla bürokrasiye takılmadan ve bu insanların maliyetlerini de artırmadan seracılık, düz seracılık yapmasına izin vermek. Bununla da belediye devre dışı kalmıyor, belediye sadece bu konudaki harçlarını alamayacak, ruhsat harçlarını alamayacak. Onun da sebebi şu: Hepiniz takdir edersiniz ki biz bunu ruhsata bağladığımız anda İmar Kanunu ve İmar Kanunu'nun gerektirdiği İtfaiye Yönetmeliği'nden tutun da bin türlü yönetmeliğin şartlarına varıncaya kadar çok detaylı bir proje ve detaylı masraflarla karşılaşacaklar. Burada biraz daha basit, bu köy mantığında olduğu gibi, fenni mesul mantığıyla mimar projesini çizsin, belediye de incelesin uygunsa bu yapılsın ve böylece... Basit yapılardan bahsediyoruz zaten, entegre tesislerden bahsetmiyoruz. Bence özellikle kentlerimizin çeperlerinde, İstanbul için konuşacaksak Çatalca, Silivri, Beykoz, Şile gibi ilçelerimizde çiftçimizi çok rahatlatacak bir uygulama ve bunda belediyelerin devre dışı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum, uzun yıllar belediyede çalışmış biri olarak.