KOMİSYON KONUŞMASI

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle sunum yapan tüm yetkililere çok teşekkür ediyorum.

Dünden bugüne geldiğimiz nokta açısından, durduğumuz yeri çok önemsemekle birlikte, bir on yıl, yirmi yıl sonra gelebileceğimiz yeri de hayal ederken bugünden yaptığımız çalışmaların da ne kadar hayati olduğunu hep birlikte görüyoruz. O yüzden, inşallah, bir on yıl sonra elde edeceğimiz verilerin ve bu çocuklar için yapabileceğimiz çalışmaların belki çok daha erkene alınabilmesi için hayati öneme sahip bu toplantılarda katkılarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum.

Ben sadece bugün bana ulaşan bir maili sizinle paylaşmak istiyorum. Biz burada çok toplantı yaptık, çok kurum yetkilisi dinledik; sağlık alanında, eğitim alanında, hukuki alanda. Ama neticede gördüğüm kadarıyla ailelerimizin sorunları aynı eksen etrafında birleşiyor. Bu ailelerimiz her gün, her an bu problemlerle karşı karşıya oldukları için neredeyse bizim uzman gözüyle baktığımız ama alanında ihtisaslaşmamış, biraz önce de konuya değindik, birtakım konularda, işte eğitmen olsun sağlık personeli olsun kişilerden çok daha fazla veriye sahipler, bilgiye sahipler. Bu anlamda, bana gelen bu maili de madem ben bu Komisyonun üyesiyim, sizinle okuyup paylaşmak istiyorum. Tekrar bir şey ama altını çizmek açısından da önemli görüyorum.

"Merhabalar Sayın Bakan, sayın milletvekilleri; ben otizmli bir evladı olan binlerce anneden bir tanesiyim. İçinde bulunduğumuz durumu sizlere naçizane anlatmaya çalışacağım.

Çok yerlere başvurdum, çok şeyler denedim ama bu içinde bulunduğumuz durumun tek başına üstesinden gelebilmek çok zor. Bir yerden sonra konu maddiyata ve sosyal etkinliklere bağlanıyor. Biliyorum ki çocuğu için çabalayan ailelerin ortak sorunu bu. Otizmli ve diğer özel çocuklarımız için yaptığınız çalışmaları ve verdiğiniz destekleri görmezden gelemeyiz, hepinize çok teşekkür ediyoruz. Ancak haftada iki saat bireysel ve bir saat grup dersi olarak verilen rehabilitasyon desteği yeterli değil, ders saatlerinin daha fazla olmasını rica ediyoruz. Sosyalleşmeleri için gerekli olan aktivitelerin -yüzme, jimnastik, binicilik ve masa tenisi gibi- bu çocuklara iyi geldiği tıbben ispatlanmıştır. Bu etkinliklerden maddi ve manevi tam destek istiyoruz. Belediyelerimizin özel çocuklarımızı okullardan alıp bu tür etkinliklere götürdüğünü biliyoruz ama bu da maalesef zaman zaman yeterli olmuyor. Bu imkânlardan yararlanamayan, tam zamanlı kaynaştırma öğrencileri var. Özel eğitim sınıfında okuyan çocuklarımızın kaynaştırma saatlerinde müzik, beden ve resim dersleri dışında, kaynaştırmaya alınmasının daha yararlı olacağını düşünüyoruz. Ayrıca, tam zamanlı kaynaştırma öğrencilerimizin aldığı Türkçe, matematik, fen gibi temel dersler de öğretmen yetersizliği yüzünden aynı ders saatinde çocuk bireysel derse alınamıyor. Örneğin, Türkçe dersi sırasında alınıp bireysel matematiğe götürülüyor ve bu durum çocukları olumsuz etkiliyor. Çünkü siz de bilirsiniz ki çocuklarımızın bir rutin içinde planlanmış olarak hareket etmesi gerekiyor. Ani değişikliklere ani tepkiler göstererek hem kendilerine hem de çevreye rahatsızlık verebiliyorlar.

Çocuklarımızın engel durumunu belirten ve bakım ücreti almalarına olanak sağlayan raporların doktorlar tarafından her zaman doğru bir şekilde hazırlanmadığını düşünüyorum. Örneğin; akademik, sosyal ve bedensel anlamda sıradan çocuklar arasında kaynayabilecek bir çocuğa ağır engel raporuyla bakım ücreti verilirken; akademik, sosyal ve bedensel olarak kendini ifade edemeyen bir çocuğa hafif düzey raporu verilip bakım ücreti verilmiyor. Ayrıca biz ailelerin düşüncesi, "ağır" ya da "hafif" olarak ayırmaksızın, bütün çocuklara eşit koşullar sağlanması gerektirdiği. Çünkü bakım ücreti alamayan çocukların aileleri onlara bireysel ve sosyal eğitimlerini kendi imkânlarıyla sağlamaya çalışıyor ve yetemiyorlar. Örneğin, ortalama bir özel eğitim öğretmeni saatlik eğitim için 100 lira alıyor. Bu eğitimi haftada 2 kez alan aileye bu aylık 800 lira, özel yüzme dersi 320 lira, toplam 1.120 liraya mal oluyor ve bunu orta düzeyde çalışan birinin ödeyebilmesi çok zor. Toplumumuz bu konularda bilgisiz, duyarsız ve bazen acımasız. Bu özel çocukların diğer veliler ve çocuklar tarafından dışlanıp, damgalanıp, istenmediği üzücü ama gerçek.

Benim birkaç sayfaya sığdırmaya çalıştığım bu durumun bu kadar basit olmadığını, ailelerin psikolojisinin iyi olmadığını belirtmek istiyorum ve bu nedenle ailelere psikolojik destek ve eğitim desteği de bekliyoruz. Çocuklarımızın durumunu anlatan reklamlar, kamu spotları, filmler, söyleşiler ve bu konuyla alakalı bilgilendirilmelere daha fazla yer verilmesini istiyoruz.

Hepinize çabalarınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum.

Bahar Erden"

Bunu sizinle paylaşmak istedim ve katkılarınızdan dolayı hepinize tekrar teşekkür ediyorum.