KOMİSYON KONUŞMASI

YUNUS KILIÇ (Kars) - Şimdi, tabii, bir taraftan meslektaş olduğumuz için, bir taraftan da heyetimizle beraber -Başkanımız da vardı- Sağlık Bakanımızı ziyaret ettik geçende, bu konularla alakalı bilgilendirmek adına, "Ne yapıyor bu Komisyon?" diye, orada tam da bunları konuştuk. Yani halk sağlığı içerisinde Sağlık Bakanlığında veteriner hekimlerin önemini, zoonotik hastalıkların artan oranını göstererek anlattık. Ne yazık ki ülkemizde -kameralar da çekiyor ama itiraf etmek lazım- sağlık içerisinde veteriner hekimlerin oranını her geçen gün sıfıra yaklaştırmak için özel bir gayret sarf edilmiş bugüne kadar. Aslında bazen de yöneticilerin veteriner hekimlerin sağlıkla ilişkilerini kuramamasından kaynaklanan süreçler yaşamış. Biz bunları anlattık, Sağlık Bakanımız -Allah'tan işin içerisinden birisi de bizim kadar olaya hâkim birisi, heyet de oradaydı- çok duyarlılık gösterdi. Zoonotik alanda, halk sağlığında veteriner hekimlerin ne kadar büyük katkı yapabileceğini Sağlık Bakanlığının bir kere anlaması lazım ki orada veteriner hekim istihdam etsin. Ben eski rakamlarına bakıyorum, Sağlık Bakanlığının yıllar içerisinde... Yani 1920'lerden başlayıp veteriner hekimlerin oranları o kadar yüksek ki o yıllarda, tabii zoonotik hastalıklarımızın kontrolüyle alakalı da ciddi programlar yürütülmüş. Demin söylediniz, sıtma, Türkiye'nin en büyük problemi ama kararlılıkla öyle bir mücadele edilmiş ki, sıtma enstitülerinden tutun her mahallede neredeyse sıtma birimi var ama Türkiye'de artık şimdi sıtma yok. Ancak yurt dışına gidip gelen insanlarda var, bulaşırsa tedbir alıyoruz falan. Yani o yüzden bu süreçlerin aslında hani bir yıl, iki yıl, beş yıla ait olmadığını hele dünyada bu kadar insan göçünün, hayvan göçünün işte ticaretin, ithalatın, ihracatın bu kadar çok olduğu zamanlarda zoonotik hastalıkların her geçen gün daha önemli olacağını öncelikle bizim tekrar tekrar kavramamız ve unutmamamız lazım.

Sağlık Bakanımız söz verdi, onu siz konuştuğunuz için söyleyeyim, ben inanıyorum ki hem Sağlık Bakanlığı içerisindeki halk sağlığına... Çünkü dünyada "veteriner halk sağlığı" diye bir şey var, veteriner köpek sağlığı demiyor, veteriner kedi sağlığı değil, veteriner Halk Sağlığı, o yüzden bu, dünyada çok önemli. Gün geçtikçe Türkiye'de de kavranacağına ve sizin daha güçlü olacağınıza inanıyorum ben.

VETERİNER MİKROBİYOLOG DOÇ. DR. BEKİR ÇELEBİ - Bir pas daha atmak isterim Sayın Vekilime.

BAŞKAN - Buyurun.

VETERİNER MİKROBİYOLOG DOÇ. DR. BEKİR ÇELEBİ - Şimdi, doğal olarak bizim tek tıp konsepti içerisinde beraber çalışmamız şart ama ihtisaslaşma da önemli. Özellikle veteriner hekimlerin ve Sağlık Bakanlığında istihdam edilecek veteriner hekimlerin halk sağlığı konusunda veteriner mikrobiyoloji, veteriner viroloji, veteriner parazitoloji konusunda ihtisaslaşmış bireylerin istihdam edilmesi bence daha sağlıklı. Çünkü kendini geliştirmiş, yetiştirmiş ve halk sağlığına katkıda bulunacak bireylerin, özellikle veteriner TUS'un aktif olarak yerine getirilmesi açısından ve buradan çıkacak personelin de istihdamı açısından önemli olacağına düşünüyorum.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Başkanım, çok vaktinizi alıyorum ama...

BAŞKAN - Estağfurullah.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Kayıtlara geçiyor ya, o yüzden ifade edeyim, Mecliste her şeyin bir güzelliği var, yüz yıl sonra bile bakıyorsun. Mesela yüz yıl sonra şöyle denilmesini istemem: Bu Komisyonda veteriner bir hoca vardı ve bu mevzuyla alakalı bir şey söylemedi, bunun denilmemesi için...

Biz Veterinerlik Uzmanlık Kanunu'nu, biliyorsunuz, 2014'te çıkardık, kanun sahibi benim. Sonra, tesadüf ya da şans diyelim, Tarım Bakanlığında bir ara milletvekilliğinin ara döneminde görev yaptım, orada da yönetmeliğini çıkardık. Tıptaki uzmanlık yasasıyla bire bir aynı ve Tarım Bakanlığına hiçbir yükü olmadan YÖK tarafından organize edilecek. Şu anda hangi aşamaya geldiğimizi merak ediyorsanız söyleyeyim, Tarım Bakanlığının son üyeyi vermesi gerekiyordu, kurul kuruyoruz, o kurula son üyeyi de şu anda vermek üzereler yani çok yakında uzmanlık hayata geçiyor.

Tabii, yine, Sayın Başkanım gittiğim yerlerde bunları anlatıyorum, tabiri caizse işin içerisinde olduğumuz için, 1984 yılına kadar Türkiye'de dünyada olduğu gibi veterinerlik uzmanlığı var ve o zaman yetişmiş olan uzmanlarımızla, tabiri caizse, Allah uzun ömür versin, onların yaşadığı kadar biz bunu götürüyoruz. Fakat bunların iki bin yıl yaşamayacağı ortada, bunlar bir yerde Allah uzun ömür versin ama ölecekler. Şimdi, o unutulmuş yılları hızlı bir şekilde telafi etmemiz lazım.

Sizleri, hayvanlarla alakalı birimleri ziyaret ederken orada bakıyorsunuz ki gerekirse bir kalp ameliyatı yapacak hocaya ihtiyaç var. Yani burada hani dedik ya dün Ankara Veteriner Fakültesi, işte Oytun Hocam, sağ olsun, buradan bir bağırsan yetişiyor ama bu Kars'ta da lazım; bu, Van'da da lazım, Edirne'de de lazım. Dolayısıyla ihtisas sahibi adam lazım. Dünya daha spesifik insan yetiştirirken biz hâlâ her şeyi bilen adam iddiasındayız. Bir insanın bu kadar kerameti yok, her şeyi bilen adam her şeyden azıcık bilir ama ihtisas lazım; çok yakın hocam.