KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Ben daha önceki konuşmalarımda doktor olmadığımı ama insani bir düşünce ve niyetle bu Komisyonda yer aldığımı ifade etmiştim. Bizim bu Komisyonumuz tabii, çok önemli bir işlev görüyor, ilk defa önemli bir misyon üstleniyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bir komisyon kuruldu.

Şunu çok iyi kabul etmek gerekiyor ki özellikle 2002 yılından sonra tüccar devletten çıkıp sosyal devlet olma kavramı gündeme geldi ve devletimiz sosyal devlet olmanın işlevlerini ciddi manada yerine getiriyor, her alanda bunu yapıyor, özellikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı üzerinden çok ciddi manada hizmetler yürütülüyor. Baktığımızda, özellikle maddi durumu yerinde olmayan çocuklarımıza ödenen karşılıksız ve şartsız destek ödemeleri, yaşlılık maaşları, bakım ücretleri, engelli maaşları, çocuğu askerde olan ailelere ödenen maaşlar, şehit yakınlarına ve gazilere ödenen maaşlar; bunu artırabiliriz. Özellikle, bu engelli noktasında çok ciddi manada bir hizmet ve bir bütçe ayrılmaktadır. Devlet kamusal görevini son yıllarda özellikle yerine getiriyor. Eksikler var mı? Tabii ki var ama bunları, bu hizmetleri yürüttükçe eksiklerimizi göreceğiz. Zaten bu Komisyonun da görevi bu eksikleri tespit etmek.

Özel öğretim kurumları: Ben geçmiş yıllarda özellikle dershanecilik alanında, bilgisayar alanında, sürücü kursu alanında, Anadolu liselerine hazırlık alanında üç kurumun kuruculuğunu yapmış, müdürlüğünü yapmış olan birisiyim. Özel öğretim kurumlarının temel amacı kârdır. Hiçbir özel öğretim kurumu vakıf değildir. Vakıfların görevi ayrıdır, özel öğretim kurumlarının görevi ayrıdır. Belki çok farklı bir amaçla özellikle, diyelim ki değerli hanımefendi gibi biri bu alanda hizmet vermek isteyebilir, fedakârlık yapabilir. Ben bu tür insanların da var olduğunu düşünüyorum, saygıyla da karşılıyorum. Dolayısıyla görevlerini yapan bürokratlarımızı da zan altında bırakmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Biz burada kamu menfaatini korumak durumundayız. Özellikle, Türkiye Büyük Millet Meclisi bu noktada en üst kurumdur, kamu menfaatini her alanda koruyacaktır, vatandaşın menfaatini korurken devletin de menfaatini koruyacaktır. Bunu yapmadığında o zaman kamusal görevler yürütülmemiş olur. Haksız bir şekilde, hizmetlerini yürüten değerli bürokratlarımızı zan altında bırakmanın da ben doğru olmadığını düşünüyorum. Herkes görevini çok iyi yapmak durumundadır.

Tabii, özel öğretim kurumlarının niteliğinin, kalitesinin artırılması noktasında çok ciddi manada çalışmalar gerekiyor. Nitelikli eğitim çok önemli. Ben işin mali boyutundan ziyade, kameralarla tespitten ziyade, acaba bu iki saatlik sürede veya işte, diyelim ki sekiz saatlik sürede ne üretiliyor, bunun içeriğini de bir bilmek isterim aslında. Değerli Başkanım, Komisyon olarak gidip bizim onu incelememiz lazım hatta habersiz gitmemiz lazım. Ne öğretiyorsunuz bu çocuklara, bu süre zarfında ne kadar ilerleme sağladılar; bunu bir görmemiz gerekiyor. Çocuk bahçede mi gezdiriliyor yoksa ciddi manada buna bir eğitim mi veriliyor? Bunu da incelememiz gerektiğini düşünüyorum. Eğitimin kalitesini artırmamız lazım. Sadece okula göndermek, sadece kamuya teslim etmek doğru mudur; değildir. Bu arada da tabii ki bu alanda hizmet eden öğretmenlerimizin de hakkını da savunacağız, rehabilitasyon öğretmeninin de hakkını savunacağız özel eğitim kurumlarının sahiplerinin hakkını savunduğumuz gibi ve savunmamız gerektiği gibi.

Ben, bu noktada bir açıklama yapmak istemiştim çünkü kamuoyunda da ben farklı paylaşımlar gördüğümde rahatsız oldum. Bir arkadaşımız şöyle bir paylaşım yapmış, beni çok rahatsız etti: "Şeytan taşlamaktan görevimizi yapamıyoruz." Kim şeytan? Bürokratlar mı, bu Komisyon mu? Dolayısıyla, sözlerimize dikkat etmemiz gerektiğini de belirtmek istiyorum.

Saygılarımla.