| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1963) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 20 .06.2019 |
ORHAN ERDEM (Konya) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
İmza sahibi milletvekilimiz ve heyetimize bu kanunun hayırlı olması dileklerimle saygılarımı sunuyorum.
Özel çıraklık eğitim merkezlerinden başlayarak kanundaki maddelerle ilgili fikirlerimi söylemek istiyorum. Öncelikle, ihtiyaçtan kaynaklanan, 2016 yılında çıkan Mesleki Eğitim Kanunu'nun ek düzenlemeleri var bu tekliflerde. Özel çıraklık merkezi, eğitim merkezleri niye bugün gündemde? O zaman kanun çıktığında, o dönemin genel müdürü -benim de Bakanlıkta görev aldığım dönemdi- bütün illere gitmişti ve organize sanayiler, odalar böyle bir teklifte bulundular. Bugün hep örneğini verdiğimiz Almanya bu modelle çıraklık ihtiyacını giderdi ve gidermekte. Örneğin, elektrikçiler odasının ihtiyaç duyduğu alanda bu merkezi açıp Millî Eğitimin denetiminde bu işi yapması kadar doğal bir şey yok. Bu kanunla birlikte buna imkân veriliyor. Yeter mi? Yetmez. Bence çıraklıkta, 9'uncu sınıftakine yüzde 30, 10'uncu sınıftakine yüzde 40, 11'inci sınıftakine yüzde 50, 12'nci sınıftakine yüzde 100 asgari ücret de verilmeli ki daha da teşvik edelim. Genel müdürlerimiz, bakan yardımcılarımız burada, onlar da arzu ediyorlar ama bizler de milletvekili olarak destek olup bunu bir adım daha öteye taşıyabiliriz. Kanun maddesi çok olumlu, daha da geliştirilebilir.
Sayın Sunat Vekilim "Ortaokulda da açılmalı." dedi ama ne yazık ki ILO Sözleşmeleri gereği 15 yaşın altında bu eğitimleri verme imkânımız yok. Bir yandan Sayın Yıldırım...
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Hayır, mesleki liselerden söz ettim, mesleki ortaokullardan söz ettim.
ORHAN ERDEM (Konya) - Açılamıyor işte.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Açılamıyor mu?
ORHAN ERDEM (Konya) - Yani açılamıyor, yasa, uluslararası sözleşmeler buna müsaade etmiyor. Ben de sizin gibi düşünürüm, bizim toplumumuzda daha küçük yaşta, yormadan, tehlikesiz işlerde çocukları mesleğe almak çok daha geleneksel görünüyor ama ne yazık ki uluslararası sözleşmelerdeki imzalarımız bunu sağlamaya imkân vermiyor.
Mesleki eğitimde, ileriki günlerde belki müstakil bir kanunla bu şeyleri daha düzeltebiliriz. Ne yazık ki 28 Şubatla bu yapı bozulmuştur; imam-hatipleri kapatmak adına, üzerine kılıf olarak mesleki teknik eğitim o zaman içine alınmış ve ne yazık ki işte hâlâ uğraştığımız bir hâldedir. Bu ne getirdi? Bugün sayısı 2 milyon 400 bin olan, üniversite kapısında bekleyen, devamlı üniversiteye girmek isteyen bir gençlik getirdi. Aslında biz çok daha önceden bunları iş sahibi yapabiliriz. Bu gelen maddeler de bu baskıyı azaltmak üzere çıkarılmak isteniyor. Doğrudur ve bir an önce ekleriyle daha geliştirmemiz gerekiyor.
Ben bir öneri daha getiriyorum yetkililer burada olduğu için. Hatta, Anadolu liselerini bitirmiş öğrencilerimizin, mesleki teknik eğitimlerin gerekli derslerinin sınavlarını vererek ve atölye derslerini alarak bu diplomaları da almalarının sağlanması gerektiğini ve bu yolla da bu biriken, üniversiteye gitmek isteyen öğrenci gençlerimizin, alanda da hepimizin önüne çıkan ihtiyaç alanlarına bir an önce dağıtılması gerektiğini düşünüyorum.
Sözleşmeli öğretmenlik çok dile geldi. Benim de Bakanlıkta olduğum bir dönem ihtiyaçtan kaynaklandı. Hiçbir iktidar durup dururken bir rahatsızlık yaratacak işe girmez, fayda analizi yapar. Hepimizin çocukları var; hiçbirimizin istemeyeceği bir şeydir çocuğumuzun ilkokulu 4 öğretmenle bitirmesi. Ne yazık ki güneydoğuda böyleydi, öğretmenin kalma süresi ortalama bir yıldı ve bir öğrenci ilkokulu 4 öğretmenle bitiriyor, bazen de bitiremiyordu. Bu yolla şimdi en az dört yıl doğru bir uygulamadır ve veriler de -genel müdürlerimiz burada- eğitimde bilhassa fırsat eşitliği açısından çokça yükselmiştir sorun yaşanan illerde. Hepimiz arzu ediyoruz daha iyi olmasını ama gelecek neslimizi, öğrencilerimizi düşündüğümüzde bu kanun bir ihtiyaçtan ve doğru olarak çıkmıştır, daha sonra birçok bakanlık da buna benzer yasa teklifleri getirmiştir.
Yaş konusu da tartışma konusu olan bir mevzu. Dünyada her ülke yaş konusunda ara ara düzenlemeler yapıyor. Bizlerin eğitim aldığı yıllardaki eğitim düzeni ve algı bu dönemde çok daha farklı. Şu andaki çocukların bilgi alma becerileri ve dünyanın geldiği noktada bu tartışma konusu mevzular her zaman olacaktır. O zamandan hatırlıyorum, dünyada şu anda 11 ülke 5 yaşı eğitime alma yaşı olarak uyguluyor; İngiltere, İrlanda, Avusturya gibi 11 ülke. Fransa 3 yaşında zorunlu yapıyor, okul öncesiyle başlatıyor. Bu bakımdan Türkiye'de de bizim çok daha hızlı bunları yapmamız gerekiyor çünkü 2002'de iktidara geldiğimizde ortalama eğitim süresine bakıldığında dünyanın çok altındaydık. Bunları yükseltmek adına, eğitim sürelerini artırmak adına çeşitli kanunlar getirildi ve bu kanunlar baskıcı değildi. 60 ay da olduğunda, 66 ay da olduğunda, eğer çocuğun yeterliliği uygun değilse doktordan alınan raporla bu ötelenebiliyordu; bu maddede de var bu, 69 ay ama ileri ve geri olarak "Çocuğun gelişimine göre okula başlama yaşını yönetmelikle belirler." diyor. Doğru bir şey, bunun çok tartışma konusu olmaması gerektiğini düşünüyorum. Hepimizin algı bakımından daha erken yaşta başlayabilecek çocuklarımızın bir an önce eğitime alınmasını ve hatta yapamadığımız, hızlı sınıf geçme imkânlarının bile verilmesini düşünmemiz gerekiyor.
Son olarak, çok değinilmedi ama benim önemsediğim bir konu, milletlerarası okullar. Normalde bu okullar mütekabiliyet imkânı aranarak açılır ama Türkiye coğrafyası, son on yıldır bilhassa Irak, Suriye gibi Arap menşeli vatandaşlarımızın çok sorun yaşadığı ve ülkelerinde yaşayamadıkları ve güvenli bir ülke olarak belli bir süre için -bir kısmının daha uzun kalacağı görünüyor- geldikleri bir ülke durumunda. Bunların eğitim ihtiyaçlarını gidermek adına bilhassa Iraklı iş adamları okullar açmak istedi ve bunların izinlerinin verilmesinde bazı sorunlar oldu. Bu maddeyle bu gideriliyor ama benim, yetkililerden ricam, bunu bir fırsata dönüştürelim. Yani bu okullar açılıyor ise Türkçe eğitim başta, kendi farklı taleplerimizi de içine özellikle koyarak -çünkü mütekabiliyet aramadan açıyoruz- bunu bir fırsata dönüştürelim diye düşünüyorum.
Ben, kanunun tamamının, üzerinde incelediğim ve fikirlerimi belirttiğim kadarıyla olumlu olduğunu düşünüyorum. 3600 ek gösterge, Hükûmetimizin verdiği bir taahhüttür, dönemi içerisinde kesinlikle çıkacaktır. Muhalefet bunu zorlayacak ama iktidar da şartların oluşmasını bekleyecektir. Ekonomik imkânlar oluştuğunda ilk fırsatta bunun da gerçekleştirileceğine inanıyorum. Hiçbir söz geride kalmadığı gibi bu da yerine getirilecektir.
Saygılar sunuyorum.