KOMİSYON KONUŞMASI

ARİFE POLAT DÜZGÜN (Ankara) - Ben de teşekkür ediyorum Başkanım.

Şimdi, çok güzel bir sunum yaptınız, son bölümde de bir eleştiri yaptınız öğretmenler ve okul idaresiyle ilgili. Şimdi, bu özeleştiriyi kendi adınıza yaptığınız zaman, ülkemizdeki özel eğitim hizmetlerinde bizim Meclis olarak size destek olmamızı istediğiniz bir yer var mı?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ REHBERLİK HİZMETLERİ DAİRE BAŞKANI SEYFETTİN TORAMAN - Şimdi, tabii burada şu an başka bir komisyonda da otizm, Down sendromu ve öğrenme güçlüğü olan çocuklarla ilgili çalışılıyor. Bir ülkede sivil toplum kuruluşları ne kadar gelişmiş olursa, bununla ilgili yasa koyucular, bu işte çalışanlar bu işe ne kadar önem verirse bununla ilgili politikalar... Mesela ülke olarak kaynaştırma ve bütünleştirme diyoruz. Bunun gibi politikalar bizim hedefimiz yani 1940'lı, 1950'li yıllara baktığımız zaman farklı engel grupları için farklı okullar açıldığını görüyoruz. Mesela burada Altındağ'da var, ortopedik engelliler okulu açılmış, zamanında işte körler okulu, sağırlar okulu açılmış, fakat ihtiyaç giderek azalıyor bu okullarımıza. Niye? Tıp gelişiyor ve işte kapsayıcılık ve kaynaştırma eğitimi gelişiyor. Bu bireyler akranlarından ayrılmadan, böyle geniş gruplarda eğitim alma fırsatlarına kavuşuyor. Toplum içerisinde saklanırken artık gözle görünür, haklarını arayan bireyler hâline geliyor.

Bu tür komisyonlar bunları önemsedikçe, bunları çalışma alanına aldıkça... Çünkü burası ülkemizin yönetildiği, yasaların belirlendiği, politikaların belirlendiği yer. Bunları gündemimize almak bizleri, çalışanları, bürokrasiyi, STK'leri, hepimizi çok memnun ediyor. Bizim için bundan güzel bir talep ve bir çalışma olamaz. Bunu önemsediğiniz için ve bu kadar kıymetli vakitlerinizi ayırdığınız için teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.

ARİFE POLAT DÜZGÜN (Ankara) - Başkanım, ben devam edebilir miyim?

BAŞKAN - Tabii, buyurun.

ARİFE POLAT DÜZGÜN (Ankara) - Herhangi bir eksiklik görmediniz buna göre. Ben sadece sunumunuzda şöyle bir şey fark ettim: Örneğin 50 bin öğrenci var slaytlarda ama 11 bin öğretmen var. Kabaca 5 çocuğa 1 öğretmen düşüyor gibi. Yani öğretmen sayısı yetersiz gibi geldi bana. Bu yetersizlik benim gördüğüm gibi mi? Yani özel eğitim için öğretmen sayımız yetersiz gibi gözüküyor.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ REHBERLİK HİZMETLERİ DAİRE BAŞKANI SEYFETTİN TORAMAN - Şimdi, özel eğitim alanında biz -otizmi olan çocuklar için söylüyorum- 4 öğrenci için 2 öğretmen görevlendiriyoruz. Yine birden fazla yetersizliği olan çocuklarımız için 4'ü geçemiyoruz sınıf sayılarımızda. Zihinsel yetersizliği olan çocuklarımız için türe ve kademeye göre 10'u geçemiyoruz. Türkiye genelindeki 26 civarında özel eğitim öğretmeni yetiştiren -bunlardan 2 tanesi yüksek lisans düzeyinde- fakülte var var. Biz hemen hemen Millî Eğitim Bakanlığı olarak bu fakültelerden mezun olan özel eğitim öğretmenlerinin tamamını istihdam ediyoruz. Öğretmen bulamadığımız alanlarda da ücretli olarak bu öğretmenlerimizi çalıştırıyoruz. Belki özel eğitim alanında daha fazla öğretmen istihdamıyla ilgili sizlerin desteklerini talep edebiliriz.

ARİFE POLAT DÜZGÜN (Ankara) - Şu anda bir ihtiyaç var, değil mi? Slaytlarda doğru gördüm.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ REHBERLİK HİZMETLERİ DAİRE BAŞKANI SEYFETTİN TORAMAN - Evet.

ARİFE POLAT DÜZGÜN (Ankara) - Bir de şeyi sormak istiyorum: Denetim programlarınız nedir? Siz nasıl denetliyorsunuz verdiğiniz hizmeti, denetim yapıyor musunuz? Çünkü biz gelen şikâyetlerle denetim yapıyoruz. Bize de bu konularda çok şikâyet geldiğine göre, sizin denetim sonuçlarınız nedir? Halkımızın memnuniyet oranı nedir özel eğitim merkezlerinden?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ REHBERLİK HİZMETLERİ DAİRE BAŞKANI SEYFETTİN TORAMAN - Şimdi özel eğitim alanında iğneyle kuyu kazdığınız için yani çocuktaki esas eğitim gelişim üzerinden gider ama özel eğitim alanında bir çocuğun "Anne" demesi için bizim beş yıl, on yıl beklediğimiz durumlar olur. Yani biz gelişmeyle birlikte çocuğun bulunduğu noktayı korumasına da aynı zamanda çalışırız. Dolayısıyla, özel eğitim gibi alanlar da denetimin çok zor olduğu alanlar. Burada daha çok aile üzerinden bir denetimden gitmekte fayda görüyoruz. Biraz önceki tıbbi değerlendirmedeki o aşama da dikkatinizi çekmiştir. İşte, okuldan gelen raporlar, destek eğitimi hizmeti satın aldığımız kurumdan gelen raporlar, veli görüşmesi, uygulanan ölçekler, tıbbi tanı... Aslında bunların hepsini birlikte değerlendirdiğinizde sizin satın aldığınız hizmetin kalitesiyle ilgili bir fikriniz oluşuyor ama bunda aslolan STK denetimi ve kamu denetimi. Nasıl siz özel sektörden bir hizmet satın alıyorsanız karşı tarafın bir STK'si, bir denetimi varsa aslında bu taraftaki ailelerimizin de oluşturduğu STK'lerin ve ailelerin denetimi çok önemli. Aile denetimi ve birey memnuniyeti üzerinden bir denetimi daha doğru buluyoruz çünkü bire bir çocuğun ne aldığıyla ilgili, o hizmetin gerçekten kaliteli alınıp alınmadığıyla ilgili bir süreci denetlemek zor. Bunda aile denetiminin ve etkinliğinin geliştirilmesi gerekir diye düşünüyorum.

ARİFE POLAT DÜZGÜN (Ankara) - Ben sizden... Bir çalışma var mı? "Bizim verdiğimiz özel eğitim hizmetlerinden yüzde 70 memnuniyet vardır." diyebiliyor muyuz, onu öğrenmek istiyorum.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLĞÜ REHBERLİK HİZMETLERİ DAİRE BAŞKANI SEYFETTİN TORAMAN - Şimdi şöyle: Bunlarla ilgili mesela son dönemdeki kısa çalışmalardan bir tanesi -tevafuk olacak diyelim- Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğünün velilerle ilgili düzenlemiş olduğu bir memnuniyet anketi var. Yani "Rehabilitasyon merkezlerinden aldığınız hizmetten memnun musunuz?" Normalde çat kapı denetimlerimiz var, kamera denetimlerimiz var. Bir rehabilitasyon merkezine gidiyoruz, o çocuğun o gün o saatte orada olması gerekiyor. O saatte orada mı, değil mi, bunlar denetleniyor. Veya o gün o saatte gidilemediyse "Falanca gün şu saatler arasında kuruma giren çocukları getirin." diyoruz, bu şekilde bir denetim yapıyoruz. Fakat dediğim gibi, tekrar ifade etmek istiyorum: Bunların tamamı suni denetimler, aslolan veli denetimi çünkü bire bir onunla ilgilenen ve bire bir o kuruma gidip gelen o. Millî Eğitim Bakanlığı olarak da bu konuyla ilgili, özellikle velilerimizin bilinçlendirilmesiyle ilgili çalışıyoruz çünkü esas sonuç aldığımız nokta orası. Bir velinin rehabilitasyondan istediği memnuniyeti yoksa hemen o rehabilitasyon merkezini değiştirebiliyor. Hatta şöyle bir uygulama var son dönemde: Bakanlık olarak velilerimize SMS gönderiyoruz. Diyoruz ki: "Seyfettin Toraman, çocuğunuz için falanca kuruma şu kadar ödeme yapılmıştır." Şimdi, daha önceden velilerimiz inanın devlet olarak ne kadar ödeme yaptığımızı dahi bilmiyorlardı. Bu uygulamadan son derece de memnunlar. Bu bile... Çünkü orada diyor ki: "Devlet benim için, işte, 700 lira para ödüyor, ben buna sahip çıkayım." diyor ve onu sorguluyor. Bunlar farklı denetim şekillerimiz.