| Komisyon Adı | : | (10 / 102, 461, 682, 977, 981, 982) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Evcil Hayvancılık İş Adamları Derneği Başkanı Selim Kınsun'un, evcil hayvan mağazalarındaki standartlar, karşılaşılan sorunlar ile çözüm önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 12 .06.2019 |
YUNUS KILIÇ (Kars) - Sayın Başkanım, Tarım Bakanlığında konuşmacı olduğum bir toplantı vardı, o yüzden.
Hoş geldiniz.
Tabii, belki söylemiş olabilirsiniz, gene geciktiğim için özür diliyorum. Türkiye'de tam bir istatistiği olmadığını biliyoruz aslında, kimsenin kayıt tutmadığını da biliyoruz. Sahiplenilenlerin dışında, yani ticari bir konuya mevzu olan hayvan satışlarında kişinin kişiye satması, kendi yetiştirip satması, üretip satması falan "pet shop"lar da dâhil, bunun ne kadarının "pet shop"lardan geçtiğini biliyor musunuz veya ne kadarını tahmin edebiliyorsunuz?
EVCİL HAYVANCILIK İŞ ADAMLARI DERNEĞİ BAŞKANI SELİM KINSUN - Bizim tahminimiz, yüzde 30'lardadır.
YUNUS KILIÇ (Kars) - Yani yüzde 30'ların da ben altında olduğunu düşünüyorum aslında.
EVCİL HAYVANCILIK İŞ ADAMLARI DERNEĞİ BAŞKANI SELİM KINSUN - Mümkündür.
YUNUS KILIÇ (Kars) - Çünkü Türkiye'de ben şunu biliyorum ki hiçbir sisteme girmeden el değiştiren çok sayıda hayvan var ve -Komisyon üyelerinin bilgisi açısından söylüyorum- hemen hemen bir "pet shop"kadar her bir mahallenin köşesinde kendine gelir kapısı oluşturmuş, hayvan üretip satan çok sayıda, işletme olmayan, işletmelerden daha iyi ticaret yapan, internet ortamını da kullanan aileler var diyebiliriz yani. Şimdi, bunu niye söylüyorum? Tamam, siz haklısınız, Sayın Vekilim, haklı olarak burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasa yapan, nasıl uygulandığını da denetleyen bir organ olduğu için biz şu saikle hareket edemeyiz: "Ya, zaten denetleyemiyoruz, zaten cezalandıramıyoruz, zaten takip edemiyoruz. Dolayısıyla burada bir başıbozukluk var ama en az sorumlu bunlar. Canım, diğerleriyle uğraşmak dururken burayla niye uğraşalım." Bunu dememiz doğru olmaz ama bir de bir realite var, 80 milyon insanın yaşadığı, onda 1 saysanız -aşağı yukarı dünyadaki ortalamaları da böyledir- 6 milyon civarında çeşitli türlerde evcil hayvanın olduğu, tabii, bunun bütün sorumluluğunu bana göre -siz yüzde 30 dediniz ama gene iyi niyetle dediğiniz- yüzde 10-15'ini oluşturan "pet shop"lara tamamını yıkmanın ne kadar doğru olduğuyla alakalı bir soru işareti, bir.
İkincisi, "pet shop"ların 2006'da çıkan yönetmelikle beraber nasıl hareket edecekleri aslında kanunumuzda var. Orada çok net, "pet shop"ların hayvanı nereden alacağı, ruhsatlandırılmış üretim yerlerinden alacağı açıkça yazıyor. Bunun dışında hareket etmenin zaten bir suç oluşturduğu kanunda ve ona bağlı çıkan yönetmelikte belli ve açık. Biz hâlihazırda yani ilave bir kanuna bile ihtiyaç olmadan bunun denetimi zaten güzel bir şekilde yapmalıyız, "yapamıyoruz" demiyorum, yapmalıyız. Yaptığımız takdirde zaten "pet shop"lar pedigirili hayvan, anası kim, babası kim, kaç günlük, kaç yaşında, hangi aşıları, hangi ilaçları, hangi tedavileri almış olduğu belli olan hayvanları satacak. Yani "satsın" diye söylemiyorum, bu Komisyonda, biz burada fikir alıyoruz, bu benim "satsın" fikrim değil, yanlış anlaşılmasın. Özellikle bu davet ettiğimiz hayvan STK'lerinden aldığımız bazen birtakım ifadelerimiz de oluyor. Buraya gelen insanların yapmış olduğu sohbetlerden aldıklarımızı ifade ediyoruz, başka bir şey yapmıyoruz. Biz şu anda bir kanun yapma aşamasında değiliz. Arıyorlar "Efendim, siz böyle demişsiniz." Hayır arkadaş, "Mustafa Bey böyle demiş, siz böyle demişsiniz." Hayır, biz öyle bir şey demedik. Biz buraya gelen insanların fikrini aldık "Böyle böyle talepler var." diyoruz. E, şimdi hiçbir şey konuşmamak benim mesela anlayışıma, kişiliğime uygun bir şey değil. Ben bilim adamıyım. Komisyon üyesi de olsam, Meclis Başkanı da olmasam gene konuşurum yani çünkü ben aynı zamanda bilim adamıyım yani ben veteriner hekimim, ziraatçiyim. Dolayısıyla konuşacağız. Konuştuğunuz takdirde içinden bir şeyleri cımbızla almak bir gelenek biliyorsunuz, ne yazık ki, STK'ler de bu konuda oldukça mahir.
Şimdi, sizinle alakalı daha çok STK'lerin bize yapmış oldukları şikâyetler. "Efendim, "pet shop"lar ne olacak?" Şimdi, o yüzden sizin bugünkü -Başkanımı da bu ara muhakkak çok arayan soran olmuştur- sizden aldığımız, Komisyon metnimizdeki görüşler çok önemli. Dolayısıyla benim burada biraz daha uzun konuşmamın sebebi şu: "Pet shop"lar kendi yapması gereken sistem içerisinde olmayı bir kere kendileri sağlamalı. Yani "pet shop"ların konuşulur olmaktan çıkabilmesinin en önemli yolu denetimden ziyade, sektörün eğer siz ayakta kalmasıyla alakalı bir gayret sarf ediyorsanız bunun mücadelesini başta sizin vermeniz lazım ki... Ve ben inanıyorum, hani "yüzde 30" dediniz, gene oradan alalım, ortalamasını yüzde 20 diyelim, siz piyasaya hayvan satmış oluyorsunuz ve şu anda barınaklardaki veya işte hayvan yaşam merkezlerindeki hayvanların da yüzde 10'u ortalama bir soy kütüğüne dayalı olduğu düşünülen... O da, yani kimse onun tam ırkını tespit edemez, henüz Türkiye'de öyle genetiklerine bakıp veyahut da orada bilmem, genomuna falan filan bakacak kişi yok. Dolayısıyla bunlar o kadar da değil yani bir hayvan ırkını andırıyor, "Tamam, bu odur." Yani orada da ciddi rakamsal sıkıntılar var. Şunu ortaya koymak lazım: Bizim "pet shop"larda, şu andaki hâlihazırdaki kanunun bize emretmiş olduğu yükümlülüklerimizi yerine tam olarak getiremiyoruz ne yazık ki yani buradan bir milletvekili olarak bunu itiraf etmekten başka çaremiz yok. Bunu yerine getirmeliyiz, bir. Yani yeni, bu Komisyon metnimizde bununla alakalı keskin bir tavsiyemizin olması lazım gelecek, bunun kontrol altına alınması lazım.
EVCİL HAYVANCILIK İŞ ADAMLARI DERNEĞİ BAŞKANI SELİM KINSUN - Kesinlikle.
YUNUS KILIÇ (Kars) - Ha, bu genel görüş, "pet shop"lar devam etsin mi, etmesin mi, efendim, kökten mi buna... O ayrı, ona karar verecek olan ben değilim. Biz şu anda sizden sektörün şikâyet edilen kısmıyla alakalı bilgi almaya çalışıyoruz yani biz bilgilenmeye çalışıyoruz. Aslında, benim tabii, daha yıllara dayalı derin bir görüşüm var elbette ama bunu burada deklare edip de tabiri caizse bir ön alıcı olmak da istemiyorum ama ben şuna inanıyorum ki bütün alınacak kararların, ortaya konulacak kararların ülkenin genelini, sektörün tamamını, camiayı nasıl etkileyeceğini iyi hesaplamak lazım. Yani örneğin, 2 milyonun üzerinde hayvan var sokaklarda, bunların bir şekilde kontrol altına alınması lazım veya sahiplendirilecek sayılara indirilmesi lazım. Bu bir süreç. Yani en iyi şekilde yaparsanız, sürdürülebilir şekilde takip ederseniz beş yılın altı değil, on yıl iyi bir rakam bakın, on yıl iyi bir rakam. O da, her şeyimizi buna seferber edersek tabii, her şeyi takip edersek. O zaman burada karar altına alacağımız, tavsiyede bulunacağımız, buna olumlu ya da olumsuz katkı yapan bütün süreçleri de bu geçiş süreci içerisinde birtakım değerlendirmeler içerisine almamız lazım. Ne demek istediğim anlaşılıyor. Dolayısıyla ben, evet, sektörün şu anda içerisinde bulunduğu ve kendisinin de yükümlü olduğu işleri yerine getirdiğiyle alakalı ciddi şüphelerim, gözlemlerim ve endişelerim var "pet shop"ların ama "pet shop"larla alakalı nasıl bir gelecek ortaya konulması gerekiyor, sizin fikirlerinizden de Komisyon ziyadesiyle yararlanacak diyor, teşekkür ediyorum.