KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, çok değerli bürokrat arkadaşlarımız, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

2025 Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Değerli milletvekilleri, konuşmama başlamadan önce iktidar tarafından halkın iradesine âdeta savaş açılmış gibi bir haftadır devam eden kayyum uygulamalarını buradan şiddetle kınamak istiyorum.

Kayyum, demokrasiye, seçme seçilme hakkına ihanettir ve eğer belediye başkanının da bir suçu varsa yasalara uygun ve hukuk çerçevesinde yargılanmalıdır. Yani, soyut gerekçelerle ve ev basmalarla, haksız kayyum atamalarıyla millet iradesine en büyük zararı vermiş olursunuz ve bugün üzerinde konuşacağımız, gençlere bırakacağımız geleceğin de faturası maalesef ağır olacaktır. Bu yüzden, lütfen, bu yanlıştan derhâl dönün.

Değerli arkadaşlar, 2025 yılı Merkezî Yönetim Bütçesi 14 trilyon 731 milyar lira olarak sunuldu. Bu bütçe içerisinde ülkede sayısız sorun yaşayan, ülkeden umudunu kesmiş gençleri temsil eden çok önemli bir Bakanlığa ayrılan 231 milyar 922 milyon liralık payın maalesef yetersiz olduğunu paylaşmak isterim. En azından, gelecek yıllarda bu payın artırılmasını ve gençlerin sorunlarının çözümünde daha yararlı bir şekilde kullanılmasını temenni ediyorum.

Bütçe dağılımına baktığımızda, en büyük pay 178 milyar 402 milyonla cari transferlere aktarılmış durumda, daha sonra, borç verme 27 milyar 847 milyon, sermaye giderleri 12 milyar 508 milyon ve sermaye transferleri 7 milyar 9 milyon diye gidiyor.

Değerli arkadaşlarım, konuşmamın devamında bu bütçenin nasıl kullanıldığıyla ilgili değerlendirmelerde bulunacağım ama şimdi şunu belirtmek istiyorum: Bakanlığın bütçesinden bugün gençlerin, hatta çocukların başındaki en büyük illet olan bağımlılıkla mücadele için ne kadar para ayrılmış, görüyor musunuz? 48 milyon 171 bin lira! Artık neredeyse ilkokul düzeyine inen, gençleri içine çeken, en büyük illet hâline gelen bağımlılık için ayrılan bu payın çok komik olduğunu söylemek istiyorum. Ayrılan bu yetersiz payın insanlarda devletin bağımlılıkla mücadele konusunda samimi olmadığı hissiyatını yarattığı konusunda da Bakanlık yetkililerini uyarmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, yirmi iki yıldır yönettiğiniz bu ülkede gençlerin sorunları her yıl katlanarak büyüdü. Bugün gençlerin en büyük sorunlarının başında barınma sorunu geliyor. Ülkemizde bugün ön lisans, lisans ve yüksek lisans olmak üzere yaklaşık -7 milyon civarında dedim, Bakanımız düzeltti- 4 milyon öğrenci var. Bu öğrencilerin büyük çoğunluğu barınamıyor, karınlarını doyuramıyor, sağlıklı eğitim ortamında bulunamıyor. Yani neymiş? Sadece üniversite açmakla sorunlar çözülemiyor. Yetersiz devlet yurtları, yüksek fiyatlı özel yurtlar ve artan ev kiraları çıkmazında kalan öğrenciler büyük sorunlar yaşıyor.

Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğüne bağlı yurtlara kapasite yetersizliği nedeniyle birçok öğrenci yerleşemiyor. Millî Eğitim Bakanlığının Örgün Eğitim İstatistikleri 2023 Raporu'na göre 2022-23 döneminde 785 KYK yurdunda 876 bin öğrenci kapasitesi vardı. 2021-22 döneminde 759 bin olan kapasite, 2022-23 döneminde sadece 9 yeni yurt eklenmesiyle 117 bin öğrenci artışıyla 876 bin olmuş. Bu yıl 850 yurt binasında 902 bin öğrenci kapasitesi bulunuyor. Buna göre KYK yurtlarına 65 yeni yurdun eklendiği ve öğrenci kapasitesinin 86 bin artırıldığı öngörülüyor. Yani bu iktidar yeni yurt yapmak yerine yatak sayısını artırıyor, yurtları koğuş sistemine, ranza sistemine çeviriyor.

İlimiz Antalya'da da 2'si devlet, 3'ü vakıf toplam 5 adet üniversite, 75 fakülte, yüksekokul, 87.968 öğrenci bulunmakta ama buna karşın, Antalya'da yurt kapasitesi tüm ilçeler dâhil 25 bin civarında. En çok öğrenciye sahip Akdeniz Üniversitesinde öğrenci sayısı 62.187 ama kampüs içindeki yurt kapasitesi 14 bin. Değerli arkadaşlar, yani Antalya'da 63 bin öğrenci kendi imkânlarıyla barınmak zorundadır.

Yürüttüğünüz nas ekonomisi ve yüksek enflasyon tüm Türkiye'de olduğu gibi Antalya'da da özellikle konut kira fiyatlarını fahiş seviyelere çıkardı. Antalya ve diğer büyük şehirlerde 25 bin, 30 bin lira seviyesinin altında kiralık daire neredeyse yok ve özel yurtlar odada kalan kişi sayısına göre aylık 15 bin, 80 bin civarında; öğrencilerin yemek, yol paralarını, eğitim harcamalarını ve sosyal ihtiyaçlarını bu fiyatın içinde saymıyoruz bile. Şimdi siz söyleyin arkadaşlar, bu gençler ve asgari ücrete mahkûm ettiğiniz aileler ne yapsın, bunlar bu ülkeden umutlarını nasıl kesmesin? Maalesef bu tabloda bile siz eylül ayı başında KYK yurtlarına yüzde 50 oranında zam yaptınız yani yıl sonu enflasyonunuz kaçırılmış oldu.

Öğrencilerin derdi maalesef bunlarla da bitmiyor. Ülkenin birçok şehrinde KYK yurtlarında kalan gençlerimiz isyan ediyor, yurt yemekhanesinde çıkan yemeklerin sağlıksız olduğunu söylüyorlar. Bunları ben söylemiyorum, onların şikâyetleri; yemeklerin içinden çıkan böcekleri çekmiş, göndermişler, bozuk yumurtalardan yapılan küflenmiş omleti çekmiş, göndermişler yani "Biz sağlıklı beslenemiyoruz." diyorlar.

Yurtlara yerleştirebildiklerinizin sorunları bu kadarla kalmıyor, yurtlardaki güvenlik sorunları almış başını gitmiş durumda, gerekli önlemler alınmıyor. Zeren Ertaş'ı hatırlıyorsunuz, yaklaşık bir yıl önce asansörden düşmüş, vefat etmişti. Siz bunun sonucunda ne yaptınız? KYK yurtlarına asansör takip programı koymuşsunuz. Bu önlem mi değerli arkadaşlar? Asansör takip programından önce yurtlara kapasitenin üzerinde öğrenci yerleştirmekten vazgeçmeniz daha doğru olacak.

Diğer taraftan, özel yurtların asansör, gaz tesisatı gibi öğrencilerin güvenliği açısından kritik olan önlemleri Yükseköğretim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle de 2026'ya ertelemişsiniz. Sizin gözünüzde gençlerin kıymeti işte bu kadar.

Tüm bu ekonomik sıkıntılar içinde öğrenciler burs ve kredi imkânlarından yararlanmaya çalışıyor. Bu yıl yaklaşık 870 bin öğrenci öğrenim kredisi alıyor. 2024 yılında kredi miktarları lisans öğrencisi için 2 bin -yenisi ocak ayında belli olacak- 2023'te ise 1.250 TL'ymiş. 2023'te simidin yıl içinde ortalama 6 lira olduğunu düşündüğümüzde 160 simit alabilen bir öğrenci 2024 yılında 12,5 liradan bunun 48 simit eksiğini alabiliyor.

Sayın milletvekilleri, öğrencilerin, gençlerin barınma ve diğer sorunlarının çözümüne yönelik yeterli adımları atmayan Gençlik ve Spor Bakanlığı 2024'te vakıflara yüz milyonlarca lira kaynak aktarıyor. Bakanlığın 2020, 21, 22, 23 yılı ve 24 yılının sadece ilk yarısında kâr amacı gütmeyen kuruluşlar adı altında faaliyet gösteren vakıf ve derneklere aktardığı paralar şu şekilde: 2020 yılı 65 milyon 419 bin, 2021 yılı 78 milyon, 2022 yılı 287 milyon, 2023 yılı 522 milyon, 2024 yılı ilk yarıda 699 milyon lira. Peki, 2024 için buraya ayrılacak toplam rakam nedir? 1 milyar 325 milyon, 2025 için de 1 milyar 892 milyon 237 bin lira.

Burada bir konuya dikkat çekmek istiyorum: "Hazine yardımı" adı altında yapılan ödemeler bütçenin "cari harcamalar" kalemi altında yer alır. Bunun anlamı, Gençlik ve Spor Müdürlüklerine bütçeden gönderilen paralar karşılıksız olarak kişi ve kurumlara dağıtılan paralardır. Burada 2017 yılında Gençlik ve Spor Müdürlüğüne yapılan Hazine yardımı 1,2 milyar lirayken 2024 yılının daha ilk sekiz ayında 75,3 milyar liraya çıkmış. 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu'nun 6'ncı maddesiyle taşra teşkilatının bütçesinin özel bütçe olduğu, geçici 10'uncu maddesiyle de 5018 sayılı Kanun'un dış denetim hükümleri dışındaki hükümlerinin Gençlik ve Spor il müdürlükleri hakkında uygulanamayacağı belirtilmiş, Gençlik ve Spor il müdürlükleri bu düzenlemeyle birlikte kamu maliye sisteminde olmayan aykırı bir yapı olarak teşkil etmiş. Sayıştay tarafından hazırlanan Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Denetim Raporu'nda Bakanlığın taşra teşkilatı olarak teşkil edilen gençlik ve spor il, ilçe müdürlüklerinin mali faaliyetleri Bakanlığın bütçe ve muhasebe sistemi dışında yönetilmekte ve faaliyet sonuçları Bakanlık mali tablolarında yer almamaktadır." tespiti açıkça yer almıştı. Bakanlık merkezindeki karşılıksız para dağıtımları, bütçe ve muhasebe sistemi baypas edilerek il ve ilçe müdürlükleri üzerinden yapılmaktadır. Yani, dağıtılan 100 milyonlarca lira Meclisin Sayıştay dikkatinden uzak tutulmakta, böylece istenilen kişi, kurum, dernek ve vakıflara para aktarımının mekanizması kurulmuş olmaktadır.

Teşekkür ederim.