KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Ben tabii, Sera Hanım'ın dediğine şunu ilave etmek istiyorum: Bizler Komisyon üyeleri olarak gerçekten bu konuda duyarlıyız ama diğer milletvekillerimizin de duyarsız olduğu anlamına sakın gelmesin. Toplumumuzda yükselen bir değer, etrafımızda bu anlamda bizden destek bekleyen bu kapsamdaki tüm grupların hepsini kastederek söylüyorum, bu anlamda toplumun hem kültür düzeyi hem bakış açısı gerçekten eskiye göre çok değişti. Türkiye artık eski Türkiye değil ve ben diğer tüm milletvekillerimizin de bizlere benzer, bizlere yakın, belki bizlerden daha önde düşünceye sahip olduğunu da zannediyorum, tanıdığım arkadaşlarımızın bu şekilde düşündüklerini de biliyorum. O yüzden, işimiz eskiye göre bence daha kolay. Ha, bu tamamen, bütün bugün bahsedilen sorunların hepsinin birden yok edileceği, birden çözüm bulunacağı anlamına da gelmesin ama gelebilmesi için de var gücümüzle çalışacağız. Biz iddialıyız, ben her yerde söylüyorum, hayvan hakları konusunda da Türkiye en çağdaş ülke olacaktır. Bizlerin bu çalışmalarında cesaretliyiz, ümitliyiz. Bu anlamda, toplumun sesi olmak konusunda, her konuda olduğu gibi hayvan haklarını savunmak konusunda da sesi olacağımıza kimsenin hiçbir şüphesi olmasın diyorum. Ben bu anlamda da geçtiğimiz haftadan beri yaptığımız çalışmalarda tüm katılımcıların, gerçekten hem bugün hem daha önceki katılımcılarımızın da çok değerli katkıları olduğunu gördüm. Bizim düşünemediğimiz, göremediğimiz bazı alanlarda aydınlanmış olmaktan da mutluyum ve raporumuzda da inşallah kanuni düzenlemelere değineceğiz ve kanuni düzenleme yapıldıktan sonra da uygulanabilir bir şekilde bu çalışmanın devam ettirileceği düşüncesindeyim.

Ben tekrardan katıldığınız için hepinize teşekkür ediyorum arkadaşlar.

BAŞKAN - Buyurun.

ANKARA BAROSU HAYVAN HAKLARI KURULU BAŞKAN YARDIMCISI AV. BURCU YAĞCI BİLGİÇ - Şöyle, bu cezalarla ilgili geçtiğimiz günlerde Batıkent'te bir zehirlenme vakası yaşandı, onunla ilgili kısa bir örnek vermek istiyorum.

Ne yazık ki mala zarar verme nedeniyle sulh ceza hâkimliğine çıktılar, cezanın alt sınırı nedeniyle de tutuksuz yargılanıyor bu kişiler. Şimdi, bunun akabinde ne oldu? Birkaç yerde daha zehirlenmeler olmaya devam etti. Besleme yapan arkadaşlarımız: "Sizin köpekleri de Batıkent'tekilere çeviririm." şeklinde tehditler aldı. Bu insanlar tutuklu yargılansaydı, emin olun, bunların önüne geçilmiş olacaktı ve biz hâkim, savcılarımıza anlatmaya çalıştık o gün. Bu basit bir olay değil, bu ciddi bir suç. Yani siz, bir eti tüm canlılar için ciddi bir öldürücü zehre bulayıp etrafa saçıyorsunuz, bu sadece hayvanla ilgili bir durum olabilir mi? Geçmişte çocuklar da etkilendi bundan, çevre etkileniyor, otlara bulaşıyor, yeraltı sularına karışıyor ve siz bunu sadece ancak hayvan sahipliyse, aşı karnesi varsa yargılayabiliyorsunuz. Hani bunlar ayrıntı gibi görünüyor ama gerçekten çok önemli.