KOMİSYON KONUŞMASI

HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Sağ olun.

Şimdi, biraz önce değerli vekilim bir çelişkiden bahsetti. Sayın vekilimiz öğlen takip etmemiş galiba konuyu, o çelişki bana mahsus değil, "bir sefere mahsus" yasanın içinde var; o benimle ilgili bir şey değil, ben önermedim. Orada bir uzlaşalım.

MEHMET YAVUZ DEMİR (Muğla) - "Olabilir." dediniz de onun için.

HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Şunu söyleyeyim: O, "bir sefere mahsus" şu anda yeni askerlik yasasında var ama ben şunu diyorum: Bir sefere mahsus olanlarda olmasına rağmen, bize verilen istatistiki rakamlarda 600 bin kaçak ve bakaya var diyorum, 145 bin asker kardeşimizin bedelli askerlikten yararlanacağını söylüyorum ve diyorum ki bu 145 bin bedelli arkadaşımızın içinde 600 bin bakaya ve yoklama kaçağı göze alındığında yeni gelen talepleri de göz önüne alırsanız, benim görüşüm 1 milyona yakın talep gelecektir. Çarşamba günü bu yasa çıksın, perşembe günü bir daha burada oturalım, o rakamı bir daha değerlendirelim. Yani askerlikle ilgili hassasiyetleri biz biliyoruz. Onun için bu çelişki bende değil, bu çelişki yeni çıkan askerlik yasasında. Yani çelişki demeyelim, o af ya da "bir kereye mahsus af edelim" olayı.

İkincisi, bu çelişkilerden bahsederseniz biz imar barışını da izliyoruz bir buçuk yıldır, ekime kadar son, aralığa kadar son, marta kadar son, şimdi hazirana geldi. Millet bir buçuk yıldır millet imar barışını... Sizin "çelişki" dediğiniz işler af uzatmaysa burada da çıkar bu uzatma, çıkar, "Çıkmaz." diye bir şey yok, bir yasaya bakar.

MEHMET YAVUZ DEMİR (Muğla) - Vekilim, kötü mü oldu imar barışı?

HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Çok kötü oldu. Neyse, onu ayrıca tartışırız, Millî Savunma Komisyonundayız.

İkinci meseleye gelince de: "On sekiz yaparken" dediniz. Evet, on sekiz ay yaparken yasalar çıktı ama on sekiz ay yaparken -sayın komutanlarım da bir yanlışım olursa, düzeltirlerse mutlu olurum- on beş ay yasası çıktığında, on beş ayı dolduran kardeşimiz terhis edildi. On beş aydan sonra on iki ay yasası çıktı. On beş aylık askerlik için askere giden kardeşimiz on iki aylık yasadan faydalandı, izlemedik mi? Çocuklar kışladan terhis oldu hepsi. Yani oralarda öyle bir mağduriyet yok ama üç ay içinde, dört ay içinde 15 bin lira ile 31 bin lirayı anlatabilmek çok zor arkadaşlar. Bu bir bedel.

Sayın Vekilim, diğer açıdan, doğru söylüyorsunuz, 700 euro ama yine de ödeyeceği para 4 bin euro. Denizli'de de Türkiye'de de 2 bin lira asgari ücret, yine Denizli'de de 700 lira kira ama 31 bin lira ödeyecek. Onu nasıl ödeyecek? Nasıl tamamlayacak onu gariban vatandaş? Hani, orada diyorsun, güzel ama onun 1.300 eurosu elinde. İki aylık asgari ücretle soğan ekmek yer, öder. Buradaki 31 bini nasıl ödeyecek? Bana bunu bir izah edin. Ben, oradaki kardeşimizin hakkının yenmesini istemiyorum ama arkadaşlar, birisi euro, birisi TL. Yani bunun bir vicdani, içerideki bir değeri, dengesi olmalı. Ben bunu anlatmak istedim. Onun için dedim ben de Türkiye'de yaşayan vatandaşımızın 2 bin lirasını on beş buçuk aylık bir asgari ücret olarak görüyorum ben. Bugün bankalardan gelen yüzde 2,60'lık faizle 36 bin lira ödeyecek, ben bugün aldım, askerlikle ilgili hemen reklama başlamışlar. 36 bin lira on sekiz ayda ödenir. Biz askerliği kaç aya indirdik? Altı aya indirdik, değil mi? On sekiz ay askerlik yapacak adam yeniden, bu parayı ödeyecek asgari ücret açısından ve 3.033 lira olarak ödeyecek aylık. Bunlar hesap edildiğinde Sayın Cumhurbaşkanının "Gariban Mehmet ustanın oğlu da bedelli askerlik yapsın." sözü bu 31 bin liraya uymaz, ben size söyleyeyim. Yarın hepimiz göreceğiz, sizler de seçim bölgelerinizde bunu yaşayacaksınız.

Ayrıca da inanın, altı ay meselesini ben de kabul ediyorum, askerlik artık bir sisteme, kalıba oturmalı ama 2 kez "Sancar" ismi geçtiği için cevap verme ihtiyacı hissettim. Bu bir kereye mahsusluk Millî Savunma Bakanlığımızın ya da Sayın Vekilimizin askerlikle ilgili önerisinden dolayı geliyor. Ama bu bir kere 600 bin bakaya ve yoklama kaçağını çözemeyecektir, çözülmediğini de göreceksiniz. Onun için, madem bir kereye mahsus, madem bu ülkede bir ekonomik kriz var, örneğin, Sayın ASAL Komutanımızın 600 bin yoklama kaçağı, bakaya arkadaşlarımızın doğum tarihiyle ilgili bir istatistiği var mıdır? Örneğin, bu 600 bin kişinin 500 bini 50 yaşındaysa, 40 yaşındaysa ne yapacağız? Yani 50 yaşında 500 bin kardeşimiz var "Askere gel." mi diyeceğiz yoksa "Bedelliden faydalan." mı diyeceğiz? Bir sorun çözülecekse ve doksan iki yıl sonra bir yasa değişiyorsa ki bu da bizim "peygamber ocağı" dediğimiz çok özel ve kutsal bir yasaysa bunun çok daha irdelenerek tüm 82 milyon vatandaşımızın yüreğinde "Ya, Allah razı olsun. Bir askerlik yasası çıktı, giden de memnun, kalan da memnun."

Diğer açıdan, TOKİ'yle ilgili, ben "Bedava ev dağıtılıyor." demedim, "TOKİ'deki öncelikli, TOKİ hakkı vaadi" dedim. Önceliklilik nedir? TOKİ'ye öncelikle girme hakkıdır. O zaman tüm askerlere verelim, tüm komutanlarımıza verelim, uzman çavuşumuza, jandarmamıza, polisimize. Bunda bir sıkıntı yok. Ben, önceliğin, bu yeni askerlikte bir kampanya gibi kullanılmasından rahatsızım. Benim duruşum bu, içimden söylüyorum. Dün kardeşimiz uzman çavuş olarak girdiyse o da girsin, öncelik verelim ona, tümüne verelim. Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının tamamı TOKİ'yle ilgili öncelik alırsa hiç yüreğim incinmez, memnun da olurum.

Saygılarımla, teşekkür ederim.