| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .01.2015 |
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Benden başka kimseye dakika hatırlatması yaptınız mı Sayın Başkan bilmiyorum.
BAŞKAN - Tabii, yapıyorum.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı ben de özür dilerim ama gerçekleri söylemek durumundayız.
Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli katılımcılar; günümüzde her alanda ihtisaslaşmaya gidiliyor. İhtisaslaşmaya gidilmeyen bir alan kaldı mı? Her alanda ihtisaslaşmaya gidilirken İçişleri Bakanlığımız güvenlik alanında ihtisaslaşmanın önemini unutmuş görünüyor. Çünkü, polis meslek okullarında polis mesleğiyle ilgili çok önemli bilgiler veriliyor üç yıl, beş yıl, sekiz yıl, on yıl. Polis Kolejinde, Güvenlik Akademisinde, Polis Akademisinde uzun süreler eğitim alan gençlerimiz mesleklerinde daha yararlı olabiliyorlar. Bir toptancı anlayışla Kolejin, Güvenlik Bilimleri Akademisinin ve benzeri mesleki okulların kapatılması hakkaniyetle bağdaşmaz. Geçmişte bir dâhiliye mütehassısı iç hastalıklarıyla ilgili her konuya bakardı. Şimdi, kaç tane branş oldu, kaç tane dal oldu, kaç tane alt değerlendirme oldu? Mülkiyede okurken bile ilk iki sınıfta genel okurduk, sonra ihtisas şubelerine ayrıldık. Tahsilde de yeni şubeler ekleniyor. Düne kadar adı anılmayan konularda branşlar konuyor. Bu kadar ayrıntılı eğitim sürecine girilmişken yeniden genel eğitim içinde polis meslek mensubu aramak doğru bir davranış değil. Bir gruba, bir kişiye, bir eğilime kızabilirsiniz ama herkesi o anlayışla itham etmek, hakkaniyetle bağdaşmıyor. Mesleki dersler sadece nazari olarak da okutulmuyor. Uygulamada hangi olayda ne gibi değerlendirmeler yapılmış onlar da anlatılıyor.
Şimdi bu okulları kapatacaksınız, sonra... Ne diyor buradaki geçici madde 9: "1/1/2020 tarihine kadar Emniyet teşkilatının ilk kademe amir ihtiyacını karşılamak üzere lisans mezunları arasından Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda Bakanlıkça belirlenecek taban puanı almış olan ve yönetmelikle belirlenecek diğer şartları taşıyanlar Polis Amirleri Eğitim Merkezinde bir eğitim öğretim dönemi özel eğitime tabi tutulabilirler." Yani, o kadar muğlak hükümler var ki gerçekten Emniyet teşkilatının tarafsızlığına, yansızlığına, vatandaşın güvenine layık olmayanları ayıklamak lazım. Biz de sizinle aynı görüşteyiz, farklı bir şey düşünmüyoruz. Çünkü, eskiden "karakol" dediğimiz polis merkezlerinin girişinde "Adalete açılan kapı" diye yazılırdı. Savcıya delilleri objektif bir şekilde sunmayanlar ayıklansınlar, maksatlı hareket edenler ayıklanmalıdırlar, sizlerle beraberiz ama bu konuda hiçbir eylem ve davranışın içinde olmayan öğrenciler bir genellemeye tabi tutulamaz.
Şimdi, burada hak kayıpları olacak Sayın Bakanım, Anayasa'ya aykırılığını fazla önemsiyorum ama her biri mağdur ve mazlum konumuna düşecek. Belki Polis Koleji öğrencilerimiz polis meslek eğitim okullarında okuyan öğrencilerimiz direnme haklarını kullanacaklar. Bir insan bir haksızlığa uğradığını düşünürse direnme hakkı doğar. 2911 de bu hakkı tanıyor: "Herkes silahsız ve saldırısız olarak toplantı ve gösteri yürüyüşü yapabilir." Bunların içine Polis Kolejinde polis yetiştirmek, emniyet amiri yetiştirmek üzere okullara aldığımız öğrenciler de katılabilirler. Bu, sadece bir tahmin değil, ülkenin gerçekleri.
Geçmişte jet öğretmenler alındı. Köy enstitüleri kapatıldı, öğretmen okulları kapatıldı, öğretmen liseleri kapatıldı, jet öğretmen alındı. Jet öğretmenler eğitime muhtaçtı. "Önce sayıyı çoğaltalım, sonra niteliği artırırız." diye saçma sapan bir gerekçeye sığınıldı. Tasfiye ediliyorsa dikkatli bir ayıklama yapılmalı ve kademeli bir değerlendirmeyle yanlışa bulaşanlar, yanlış davranış içinde olanlar, vatandaşa, yurttaşa objektif davranmayanlar, kimilerine gaz sıkan, kimilerine de çay, kahve ısmarlayan konumda olanlar elbette ayıklansın. Eylemi, davranışı suç teşkil ediyorsa zor alım yetkisi dâhil kullanılmalı. Ben görev yaptığım her yerde tembih ettim arkadaşlarıma. Gercüş Kaymakamıyken Ankara'ya geliyordum, Siverek civarında otobüsümüzü durdurdular, bir başkomiser, harika bir Emniyet mensubu, geldi aracımıza "Sayın yolcular, iyi yolculuklar diliyoruz. Sizlerin güvenliği için kısa bir süre kimlik kontrolü yapacağız. Gecikme için hoşgörünüzü şimdiden rica ediyoruz. Lütfen kimliklerinizi çıkarırsanız arkadaşlarımız çalışmalarını daha güzel, kısa sürede tamamlayacaklardır." O çalışma hemen bitiverdi. "Hepinize iyi yolculuklar diliyoruz. Sayın Kaptan, Allah kazadan beladan korusun." dilekleriyle uğurladı. Ben de görev yerimde trafikçilere diyordum: "Durdurabilirsiniz, ehliyet, ruhsat isteyebilirsiniz, yasaların öngördüğü şüpheli durumlar varsa kanuni doğrultuda arama yapabilirsiniz, bagaj arayabilirsiniz şartlar oluştukça, karakola davet edebilirsiniz, direnirse zor alım yetkisini kullanabilirsiniz asgari oranlı güç kullanarak ama karakola aldığınıza fiske vuramazsınız, medeni davranacaksınız, öteki adamın ruh hâli şöyle böyle olabilir." Her neyse. O bakımdan yanlışı yapana fatura etmek lazım, yanlışın içinde olmayana fatura kesmemek lazım.
Yeni adaylar alırken Sayın Bakanım nasıl süzeceksiniz? Cevabı subjektif sorular sormak günahtır. Cevabı objektif sorular bilimsel sınavın gereğidir. Şimdi ne diyeceksiniz? Fetullah Hoca Efendi'yi sever misiniz sevmez misiniz? Başbakanımızı nasıl bilirsiniz? Sayın Cumhurbaşkanımız hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Böyle sorular mı sorulacak, nasıl süzülecek? Sayın Cumhurbaşkanının, Fetullah Efendi yandaşlarına "Haşhaşi" demesini uygun buluyor musunuz? Süzemezsiniz efendim. O, genç, o, idealist. Eğer sınavı kazanmak üzere bir şeyler dese bile sonra sağduyusu, genel anlayışı neyse ona göre hareket edecek. Germencik'te Kaymakamım, Ortaklar Öğretmen Lisesinde öğrenciler solcu öğretmenlerin nabzına göre cevap veriyorlar, sağcı öğretmenlerin nabzına göre cevap veriyorlar. Öğretmenleri topladım "Bunu yapamazsınız." dedim. Bunu yapmaya hakkı yok, yurttaşların genellik ve eşitliği, yasaların genellik ve eşitliği bunları zorunlu kılıyor. O bakımdan, geçen gün ceza infaz koruma memurlarıyla ilgili Genel Kurulda görüşlerimi belirtirken şunu söyledim: "Yapmayın, cezaevlerinin dış güvenliğini sağlamak kolay bir organizasyon değil. 29 bin 261 kişi almayı öngörüyorsunuz ama 29 bin kişi almakla da bu iş olmaz. Araç lazım, gereç lazım, organizasyon lazım, bir yerden bir yere sevk çok kolay bir şey değil. Ayrıca, genel idare hizmetleri sınıfından saydığınız adamlara silah kullandıracaksınız. Baştan sona her tarafı yanlış. Şimdi yasa geri çekildi. Umarız uyarılarımız dikkate alınıyordur. Burada da uyarıların dikkate alınasını gerektiren pek çok yanlış hüküm var. Öğrencileri mazlum duruma düşüren, uygulayanları zalim konumuna getiren anlayışla karşı karşıyayız.
Evet, bugün bu kadarla yetinelim.
Lütfettiğiniz izin için teşekkür ediyorum.
Ben unuttum Sayın Başkanım, çünkü Konfüçyüs ne diyor? Geçmiş kırgınlıkları unutmayanlar yeni dostluklar kuramazlar. Ben hayatım boyunca bu sözü benimsedim.
Teşekkür ederim.