| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1908) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .05.2019 |
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, sivil toplumun ve iş dünyasının değerli temsilcileri ve saygıdeğer basın mensupları; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Önümüzdeki bu kanun teklifi, yaşanan ekonomik krizin nasıl yönetilemediğinin açık bir belgesidir yani işlerin iyi gitmediğinin açık bir göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır. İçine birkaç köprü cezası affı, hurda teşviki maddesi, Adıyaman tütünü satana hapis cezası getiren düzenlemeyi erteleyen hüküm serpiştirilerek torbanın asıl düzenlemeyi erteleyen hükümlerin daha farklı bir noktaya taşındığını görmekteyiz. Teklifin can alıcı kısmını oluşturan maddeler aslında farklıdır. Bu tasarının omurgasında belli gruplara kamudan yapılacak yeni kaynak aktarımı olduğu gibi, bütçenin daha yılın başında tüketildiğinin ve yeni para bulma çalışmalarının da sürdürüldüğünü bu torba yasasıyla görmekteyiz.
Yine, İstanbul seçimleri için yandaşa yük getirmeden kamunun gelirlerinin azaltılması da bu torba yasasında görülmektedir. İstanbul seçmenini etkileme düzenlemeleri olduğu gibi, yine devletin Savunma Sanayii Fonu'nun içinin daha fazla boşaltılmasına ilişkin bir düzenlemeyi de içermektedir. Maliyetleri artan maden sektörünün alacaklarının ödenemeyeceği, karşılığında olsa olsa destekleme verileceği de itiraf edilmektedir. Bu teklifin omurgasında bir yanda bunca ceza ve vergiden vazgeçme vardır; diğer yanda yandaşlara ihalesiz kaynak aktarma, fonlardan kullanılan ödemeler vardır, seçim sonrasında ise artacak vergi yükünü de işaret etmektedir.
Değerli milletvekilleri, sürekli yapılan seçimlerle ekonomik krizi derinleştirenlerin getirdikleri yasaların da uzun vadeli değil ancak seçime kadar süren düzenlemeler olduğunu yaşamaktayız.
2010 yılından 2019'a kadar dokuz yılda 10 seçim yapan bir ülkede yaşıyoruz. Bu nedenle siyasi iktidar, sürekli kalkınma ekonomisi değil, seçim ekonomisini öne çıkaran uygulamaları öne çıkarmaktadır. Ayrıca, bu yasa teklifinin hiçbir yerinde mali analiz de yapılmamıştır. Ama şurası bir gerçek ki İstanbul seçiminin millete getirdiği ek borç yükü bellidir. YSK'nın imza attığı ama açıklamaktan çekindiği yaklaşık 200 sayfalık gerekçeli kararın faturası 10 Mayıstaki döviz rakamları itibariyle 387 milyar lirayı bulmuştur. Biraz daha açarsak, şirketlerin döviz açık pozisyonu yerel seçimlere giderken 197 milyar dolardı, döviz kurunda 28 Marttan 10 Mayısa yaşanan 87 kuruşluk artışın maliyeti 10 Mayıs itibarıyla 171 milyar Türk lirası olmuştur. Asgari ücretlinin maaşı bu süreçte 40 dolar erimiştir. İki buçuk ayda TL yüzde 15 değer yitirmiştir. Almanya'nın kredi risk primi dün sabah 11 iken bizim ise 488 puan olmuştur. 29 Martta dış borç yükünün TL karşılığı 2 trilyon 375 milyar Türk lirası idi, 10 Mayısta bu yük 2 trilyon 762 milyar Türk lirasına yükselmiştir.
Devlet düzeninde yapılması gereken acil durumları özellikle sıralamak istiyorum: Devlette liyakat ve iş güvencesi mutlaka sağlanmalıdır. Hukuk güvenliği ve hak arama yollarının yasalarla tıkanmaması gerekir. Bütçe disiplini mutlaka sağlanmalıdır. Adil vergi politikası oluşturulmalıdır. Planlı teşvikler yapılmalıdır. İsraftan kaçış ve tasarrufa yönelme mutlaka gerçekleştirilmelidir. Sürekli hâle gelmeyen mali aflar yapılmamalıdır. Akılcı kaynak yönetimi gerçekleştirilmelidir. Öngörülebilir piyasa düzeni sağlanmalıdır. Adil ve kuralları önceden saptanmış ihale düzenine sadık kalınmalıdır. Kralına göre değil, kuralına göre işleyen kamu alımları yapılmalıdır. Bu nedenle sürekli değişmeyen ve baştan ele alınacak bir Kamu İhale Kanunu yeniden düzenlenmelidir. Hâl böyle olmakla birlikte bugünkü kanun teklifi, tüm bu ilkeleri hiçe saymaya devam etmektedir. Bu nedenle tamamına olumlu bakamadığımız bir torba yasasının olduğunu da belirtmek isterim.
BAŞKAN - Sayın Arslan, tamamlayabilir miyiz lütfen.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Şimdi, teklif sahibi milletvekillerine sormak istiyorum: Emniyet Genel Müdürlüğünün iktidara yakın firmalara yapacağı ödemeler, artıracağı harcamaları için Savunma Sanayii Fonu'nu dilediği gibi kullanmasının önünü açan bu teklifle ilgili maliyet hesabını yaptınız mı? Kamu kaynaklarının içini boşaltmak, bütçe disiplini yerine sürekli seçim atmosferine sürüklenen, fonlar cennetine dönüşmüş ülkemizde bu kritik kamu kaynağının hangi şirketlere yapılacak ödemeler için kullanılmasını öngördüğünüzü açıklar mısınız?
BAŞKAN - Teklifte öyle bir metin mi var?
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Evet. Özellikle bu "acil"...
BAŞKAN - Sadece "acil" ifadesi kaldırılıyor.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Savunma Sanayisindeki o "acil" sözcüğünün kaldırılmasıyla birlikte özellikle yandaş firmalara ve bu kamu kurumlarıyla iş yapmış olan firmalarla...
BAŞKAN - Olur mu öyle şey?
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Özellikle onların ödemelerinin yapılması konusunda...
BAŞKAN - Neyse, onu ilgili kurum cevaplandırır ama farklı bir şey, onunla ilgisi yok.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Evet, önemli bir düzenleme olduğunu düşünüyorum.
BAŞKAN - Sadece orada uyum sağlanıyor; Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma ve Millî Savunma Bakanlığıyla uyum sağlanıyor; başka da bir şey yok.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Doğru ama yani "acil" sözcüğünün niçin kaldırıldığının, Sayın Başkanım, bunun açıklanması gerekmez mi?
BAŞKAN - Ama şöyle bakın, Değerli Vekilim, ithamda bulunuyorsunuz. Eğer böyle bir ithamda bulunuyorsanız, diyeceksiniz ki "Siz şu şu firmalara şunu yaptınız." Böyle bir ithamda... Yani Genel Müdürlüğe diyorsunuz ki siz: "Şuralara peşkeş çekiyor." diyorsunuz. Yani elinizde deliliniz var mı?
KAZIM ARSLAN (Denizli) - "Peşkeş çekme" diye bir sözcük yok, sözcük yok.
BAŞKAN - Ama bun benzer bir ifade kullandınız.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Özellikle yandaş firmalara önceden yapılmış olan anlaşmalar çerçevesinde...
BAŞKAN - Varsa bir şeyiniz söyleyin lütfen, ona da hesabı devlet sorsun; Sayıştay var, ilgili kurumlar var.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Onları da söyleriz, sorularımızın cevaplanmasından sonra onları da mutlaka söyleriz.
BAŞKAN - Lütfen, buyurun.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerçekten ülkemizde insanların rahat ve huzur içinde olmadığı, işsizliğin had safhada olduğu, iş dünyasının rahatsızlık içinde yaşadığı, bir iş adamı olarak birçok iş adamının gerçekten şikâyetlerini dile getiremediği bir Türkiye'de yaşıyoruz. Özellikle zaman zaman yapılan şikâyetlere karşı Sayın Cumhurbaşkanının açıklamalarını da gerçekten uygun bulmuyoruz. Çünkü konuşan bir Türkiye'yi, gerçekten demokratik bir Türkiye'yi yaratmak istiyorsak Türkiye'de hem yargı bağımsızlığının bir an önce sağlanmasının hem de hukuk güvenliğinin gerçekten herkese uygun bir şekilde, hukuki bir şekilde uygulanacak bir noktaya gelmesinin çok acil olduğunu belirtmek istiyorum. Hem iş dünyasının böyle bir beklentisi var hem de dış dünyanın böyle bir beklentisi var. İnsanların yarına daha güvenli bir şekilde bakabilmesi, çalışabilmesi, insanların üretimini rahat bir şekilde yapabilmesi, ürettiğini rahat bir ortamda satabilmesi, sattığının parasını alabilmesi açısından da gerçekten yeni düzenlemelere ve yeni açıklamalara ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum.
Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.