| Komisyon Adı | : | (10 / 102, 461, 682, 977, 981, 982) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Erdem İsmetoğlu'nun, genel anlamda hayvan hakları, Genel Müdürlüğün bu konudaki görevleri ve öneriler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .05.2019 |
NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Sayın Başkanım, değerli katılımcılar; hepinize teşekkür ediyoruz.
Ben de bir konuya değinmek istiyorum. Bu konu aslında hayvan haklarını korumayla direkt alakalı olduğu için gündeme getirmek istedim. Yarın Merkez Av Komisyonu toplantısı var, herhâlde sizler de katılacaksınız.
DOĞA KORUMA VE MİLLÎ PARKLAR GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ERDEM İSMETOĞLU - Doğru, doğru.
NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Şimdi, Merkez Av Komisyonunda Türkiye'deki avlanma usul ve esasları belirleniyor her yıl. Bir defa, Merkez Av Komisyonunun şeklinde bir anormallik var, o da şu: Merkez Av Komisyonunda 21 üye var malumunuz. Bu 21 üyenin 9'u avcı kuruluşlarından oluşuyor. Nedir 9 üye? 9 üye: Türkiye 9 coğrafi bölgeye bölünmüş, her coğrafi bölgeden 1 temsilci katılıyor; 9. 1 özel avlak temsilcisi katılıyor; 10. Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Avcılık ve Atıcılık Federasyonundan 1 kişi katılıyor, oluyor 11. Yani 21 kişilik yönetimin çoğunluğu zaten avcılardan oluşuyor, diğerleri kamu kuruluşlarından oluyor malumunuz. 1 tane doğa korumayla ilgili dernek var sadece.
Şimdi, bu avcılık bir sektör yani dünyanın her tarafında var, inkâr edilecek bir şey de değil ama öyle bir dengesiz dağılım var ki bu dengesiz dağılımın içerisinde, doğadaki hayvanların hakkını koruma imkânı kalmıyor. Dolayısıyla, ben tavsiye olarak, bu Komisyonun şeklinin değiştirilmesini tavsiye ediyorum, bu bir.
İkincisi, bir defa, şöyle oluyor avcılık: Türkiye'de avlanma bedeli var her yıl. Herhâlde geçen yıl 120 liraydı, bu sene ne olur bilemiyorum; onu ödeyen avlanma hakkını kazanıyor ama doğadaki hayvanların haklarını savunan insanların sesi fazla çıkmıyor, derneklerin sesi çıkmıyor. Mesela siz yarın toplantı yapacaksınız, orada hep avcılar olacak, doğa korumayla ilgili hiç kimse yok. Peki, kim savunacak o hayvanların haklarını orada? Savunan kimse yok. Dolayısıyla bu yarınki toplantıya en azından gözlemci olarak doğa korumayla ilgili derneklerin, vakıfların çağrılmasında fayda var. Biz geçmişte öyle yapardık; ben geçmişte o kurumda genel müdürlük yaptım, bütün kuruluşları çağırırdık, herkes orada fikrini beyan ederdi ve ortaya bir ortak akıl çıkardı; o sağlanamıyor.
Diğer bir konuyu özellikle gündeme getirmek istiyorum. Avcılık 1994 yılından bu yana haftada üç gün yapılır ama geçmiş yıllarda göçmen kuşları avlamak bahanesiyle, yine bu Komisyonun aldığı kararla "Salı günleri de yapılsın." kararı çıktı. Bu son derece yanlış. Yani şu anda cumartesi, pazar ve çarşamba günleri avcılık yapılır haftada üç gün olduğu için, bunun özellikle göçmen kuşların avlanması bahanesiyle artırılmasını -salı gününe- ben son derece yanlış görüyorum ve doğru da görmüyorum, bu üç günlük avcılığın devam etmesinden yanayım. Dolayısıyla, yarınki toplantıda bu konunun üç günde kalmasını ben şahsen tavsiye ediyorum.
Diğer bir konu: Türkiye'de özellikle doğa korumayla ilgili derneklerin son bir haftadan bu yana yaptıkları paylaşımlar var, yaptıkları çalışmalar var; 2 tane kuş türünün avlanmasının yasaklanmasını talep ediyorlar. Nedir o? Elmabaş patka ve üveyik. Şimdi, elmabaş patka buradaki IUCN'in bilgilerini söylüyorum yani IUCN Uluslararası Doğayı Koruma Birliği malumunuz. Onlardan alınan bilgilere göre, 2006 ila 2016 yılları arasında elmabaş patkanın popülasyonu yüzde 35 azalmış; Türkiye'de de bu sayı yüzde 30 ila 49 arasında azalmış ve IUCN tarafından "hassas hayvanlar" statüsüne alınmış elmabaş patka. Fakat bizim Merkez Av Komisyonunda bu geçen yıl alınan kararda günde 6 adet elmabaş patka avlayabiliyor bir avcı.
Diğer bir konu üveyik. Üveyiğin popülasyonu yine son on beş yılda yüzde 63 ila 67 arasında küçülmüş, azalmış ve Türkiye'de 2018 yılında, geçen yılın Merkez Av Komisyonunun aldığı kararla 5 üveyik avlayabiliyoruz. Dolayısıyla artık özellikle bu hassas hayvanların, üveyik ve elmabaş patkanın bu listeden çıkarılmasını, avlanmaya kapatılmasını şahsen ben tavsiye ediyorum. Şunun için söylüyorum: Türkiye'de neredeyse her türlü hayvan avlanıyor yani hiç olmazsa şu 2 tane hayvanın, hassas sayıya düşmüş hayvanın listeden çıkarılmasını ben tavsiye ediyorum.
Diğer bir konu da Kızılırmak deltası. Kızılırmak deltası, malum, bizim yaban hayatı koruma sahası, Ramsar alanı, diğer taraftan sit alanı ama en önemlisi de bu sene özellikle Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alındı ve bugünler de gelecekler, bu listenin onaylanması konusunda çalışmalar yapılacak. Fakat orada, oranın daha fazla avlanmaya açılması konusunda avcı derneklerinin yoğun baskısı var sizlerin üzerinde ama bu son derece yanlış. Özellikle, bu Miras Listesi'ne alınan bu yerin -ki Türkiye'de tek alınan yerin- avcılığa büyük oranda kapatılması -hepsi için demiyorum ama- konusunda yarınki Merkez Av Komisyonu toplantısında karar alınmasını tavsiye ediyorum.
Sayın Başkanım, bu konuda, bu söylediğim konularda Komisyonun tavsiye kararı almasını ve bu tavsiye kararlarının da bugün ilgili kuruma bildirilmesini ben teklif ediyorum.