KOMİSYON KONUŞMASI

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; zannediyorum, ramazan ayında olduğumuzu unuttuk. Öncelikle ben size hakikaten huzurun, sükûnun ayı olan ramazan ayında olduğumuzu hatırlatmak istiyorum. Belki ortadaki elektriklenmenin de ramazanla bir ilgisi vardır, şöyle: Sigara içenler oruç tuttuklarında genelde biraz agresif bir yapıya bürünürler, belki onun etkisi de söz konusu olabilir.

Ben tasarının hakikaten Nevşehir vekillerimizin söylediği tarzda... Hazırlayan Vekilimize, Mustafa Bey'e ayrıca teşekkür ediyorum. Buralarla yakinen ilgilenen bir üniversite hocasıyım. Kapadokya, hakikaten tarihî değeri olan, bizim açımızdan da fevkalade önemi olan bir turistik bölge. Biz burayı dinler tarihi açısından önemsiyoruz, sanat tarihi açısından önemsiyoruz, arkeolojik açıdan önemsiyoruz ve bu önemsememiz sonucunda da... Bakın, ta Tınaz Bakan zamanından bu yana, Fikri Bey'in ismi anıldı, diğer sayın kültür bakanlarımızın ismi anıldı, bu bölgeyi korumaya yönelik bir plan, proje hazırlanmış, sonuç itibarıyla da bugün bizim Komisyonumuzun önüne gelmiş. Bize düşen, bunu aklıselimle tartışarak, olgunlaştırarak Meclis Genel Kuruluna indirmek, Genel Kurulda da olgunlaşmasını temin ederek sonuçta yasalaşmasını, kanunlaşmasını sağlamaktır. Onun için bu konunun ben en kolay anlaşabileceğimiz hususlardan bir tanesi olduğu kanaatindeyim. Yani eğer biz Kapadokya'yı koruma konusunda anlaşamazsak başka yerde nasıl anlaşacağız? Yani böyle bir değeri korumak yönünde ve... Çok nefis ifadeler var.

Burada ben kanun teklifinde görmedim ama Sayın Bakanın ve Açıkgöz'ün ifadelerinden çok net anlaşılıyor. Yüzde 95'i özel mülk buranın şu anda yani bizim yasa olarak üzerinde tartıştığımız kısımdan bahsediyorum, yüzde 5'i de kamu mülkü. Ne güzel ifade ettiniz, vatandaşın, 150 dolar, 1.500 dolar gecelikler aklını başından alacak rakamlar. Yerin altını korumak onun hiç derdi olmaz rant söz konusu olduğunda. Onun için böyle bir komisyon kurularak burada rantın önlenmesi, vatandaşın tarihî dokuyu zedelemesinin önüne geçilmesi, yapılacak binaların, yapılaşmanın, Kapadokya'nın özünü koruyacak şekilde sağlanması amaçlanmaktadır. Dolayısıyla bizim buna niye, nasıl itiraz edeceğimizi benim doğrusu aklımı almıyor. Ha, ama kurulun kimlerden oluştuğu...

İSMAİL KONCUK (Adana) - Niye Kültür Bakanlığına verilmediğini bize nasıl söyleyeceksin? Kapatalım Bakanlığı.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Sayın Şenol Sunat dedi ki: "Ihlara Vadisi ile Güzelyurt niye dâhil edilmedi?" Onun da açıklamasını aldık. Ihlara ve Güzelyurt'un büyük oranda kamu arazisi olduğu, çok az oranda özel arazi olduğu, dolayısıyla zaten burada mevcut kurulların görevlerini ifa ettikleri, diğer yerlerde kurullar arasında, gruplar arasında, yönetimler arasında bir karmaşa olduğu hususu ileri sürüldü, dile getirildi.

Bir iki hususa da izninizle cevap vermek istiyorum. Tek akıl değil, ortak akıl... İşte Komisyon. Komisyon ortak akıl değil midir? Kurul ortak akıl değil midir?

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Ortak akıl dinlenirse tabii...

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Yani tek akıl derken neyi kastediyoruz?

Efendim, Yüksek Seçim Kurulunun kararını geç verdiği... Yüksek Seçim Kurulu kararını geç falan vermemiştir. Ben hukukçu değilim ama Yüksek Seçim Kurulu hukuk çerçevesinde çalışır ve hukuki sürece uygun hareket eder ve hareket etmiştir; bunu böylece ifade etmekte yarar var.

Gelelim, Nevşehir Belediye Başkanının açıklamasına. Ya, sahil belediye başkanları "tweet" yağmuruna tutuyorlar "Biz sahilleri, plajları kapatacağız 23 Haziranda, 24 Haziranda tekrar açacağız." diye. Yani onlar başlamış, buradan da belediye başkanı tepki olarak demiş ki: "Ben de sanatçılara görev vermeyeceğim o zaman." Yani eğer belediye başkanlarını suçlayacaksak...

İSMAİL KONCUK (Adana) - AK PARTİ'li de varsa girsin, CHP'li de girsin.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Anlıyorum, hayır, ben konuyu ortaya koyalım diye söylüyorum.

Gelelim...

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

İSMAİL KONCUK (Adana) - AK PARTİ'liler de denize girmiyor mu?

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Bir dakika efendim.

BAŞKAN - Sayın Koncuk, lütfen, bir müsaade edin konuşsun.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Yapmayın, benim dediğimi anlamadınız.

Şimdi, en son Sayın Kaya'nın bir ifadesi var: "Cumhurbaşkanına dayanıyor." Ya, Sayın Kaya, 14 Nisan 2016'da biz halka gittik.

YILDIRIM KAYA (Ankara) - 31 Martta da seçim yaptık, sonuç aldık. Yani bunları tartışmayalım.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Bir dakika, gittik millet Cumhurbaşkanlığı sistemini onayladı. Onayladıktan sonra çıkarttığımız yasaların sonunda yer alan "Bu maddeleri Bakanlar Kurulu yürütür." ibaresinin yerine halkın onayıyla değiştirilen sistem gereği "Bu maddeleri Cumhurbaşkanı yürütür." diyoruz çünkü yürütmenin başı olduğu için de bu böyle yazılacak. Bugün Sayın Recep Tayyip Erdoğan vardır Cumhurbaşkanı olarak, yarın bir başkası olacaktır ve bu ifadenin içeriğini o isim yürütmekle mükellef olacaktır. Dolayısıyla, burada tek adamlığa atıflar filan yapmanın ben yani milletle alakası olmadığını, milletin bu konuda herhangi bir kafa karışıklığı olmadığını söyleyeyim. Yani bu polemik konusu olduğu için ben hani girmek istemiyorum fakat bunları ifade etme ihtiyacı duydum. Bakın, tekrar söylüyorum: Eğer biz Kapadokya'yı koruma konusunda anlaşamayacaksak hangi konuda anlaşacağız?

Getirilen tasarı...

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Yanlış bir şey söylüyorsunuz, Kapadokya'yı koruma konusunda anlaştık ama yasalar çerçevesinde anlaşalım.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Sayın Kaya, şunu söylüyorum, bir daha söylüyorum, tekrarı sevmemekle beraber bir daha söylüyorum, lütfen, diyorum ki: Bu zaten tasarıdır. Tasarı demek komisyonda tartışmaya açık teklif demektir. Tasarının eksiklerini eleştirmek, ilaveler yapmak, yanlışlarına işaret etmek haydi Anadolu tabiriyle söyleyelim: Ananızın ak sütü gibi helaldir iftardan sonra. Tamam.

Peki, teşekkür ediyorum.